Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2009 tarihli ve 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararında bahsedildiği üzere; 29 Nisan 2006 tarihinde yürürlüğe giren 25 Nisan 2006 tarih ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun amacı, 1. maddesinde de vurgulandığı gibi, kişinin doğumundan ölümüne kadar kişisel ve medenî durumuna, uyrukluğuna ve bunlarda meydana gelebilecek değişikliklere ait doğal ve hukukî olayların belirlenip saptanması ve bu amaçla düzenlenmiş kütüklere yazılmasıdır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun, konuyla ilgili “Ölüm ve Gaiplik” başlığı altında düzenlenen 31. maddesinin 4. bendinde “Ölenin kaydı yok ise yapılacak soruşturma sonunda Türk vatandaşlığı ve ailesi tespit edildiği takdirde doğum tutanağı düzenlenerek aile kütüğüne önce doğum, sonra ölüm olayı işlenir” hükmü öngörülmüştür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten Yaralama, Saldırgan Sarhoşluk HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığa tebliğnamenin tebliği için gönderilen evrakın sanığın öldüğü bildirilerek iade edilmesi nedeniyle, sanığın nüfus kaydı getirtilip ölüp ölmediğinin belirlenmesi, sağ gözükmesi halinde bu hususun araştırılarak ve öldüğünün tespiti halinde ölümün nüfus kaydına işletilerek yeni nüfus kaydı eklendikten sonra incelenmek üzere iadesinin mahallince sağlanması için dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığı'na GÖNDERİLMESİNE, 01/02/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Türkiye'de Türk vatandaşlığına alınmasıyla 07.08.2006 tarihinde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün oluru ile doğum tarihi tamamlama işlemi yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının babası ... 09.04.2005 tarihinde ölmüş olup, nüfus kaydı kapalı konumdadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre; ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler. Bir kimsenin ölmesi sonucu kaydı kapalı hale geleceğinden, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. Davacı her ne kadar murisi ...'in nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiş ise de, çoğun içinde az da vardır ilkesinden hareketle, düzeltme davası içinde tespit isteminin de bulunduğu dikkate alınarak, nüfus kayıt düzeltme davalarının diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan; hakim doğru sicili oluşturmak zorundadır....

        (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, TMK'nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 35. maddesine göre, "kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosyada hüküm tarihinden sonra konulmuş 11.05.2008 tarihli sanığa ait “Nakil ve defin ruhsatı” bulunmakta ise de, evrak fotokopiden ibaret olduğundan,sanığın nüfus kaydı getirtilip ölüp ölmediğinin belirlenmesi,sağ gözükmesi halinde bu hususun araştırılarak ve öldüğünün tespiti halinde ölümün nüfus kaydına işletilerek yeni nüfus kaydı eklendikten sonra incelenmek üzere iadesinin mahallince sağlanması için dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 22/11/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          ın nüfus kaydı getirtilip ölüp ölmediğinin belirlenmesi,sağ gözükmesi halinde bu hususun araştırılarak ve öldüğünün tespiti halinde ölümün nüfus kaydına işletilerek yeni nüfus kaydı eklendikten sonra incelenmek üzere iadesinin mahallince sağlanması için dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına gönderilmesine,22/11/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            İlçesi, Ahmetadil Mahallesi 2301, 540, 543 parsel sayılı taşınmazların ... mirasçıları adına kayıtlı olduğunu ve mirasçılarının tespit edilmediğini belirterek mirasın Hazineye geçmesini istemiştir. Mahkeme, TMK 594. maddesi gereğince yapılan tüm inceleme ve araştırma neticesinde 2301 parsel sayılı taşınmazın mirasçısı olduğu, ekilip biçildiği tespit edildiğinden davanın bu parsel yönünden reddine, 540 ve 543 sayılı parseller yönünden hiçbir mirasçı tespit edilemediğinden davanın bu parseller yönünden kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. 501. maddesine göre ise, mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası devlete geçer....

              Mahallesi 2301, 1103 parsel sayılı taşınmazların ... kızı ... mirasçıları adına kayıtlı olduğunu ve mirasçılarının tespit edilmediğini belirterek mirasın Hazineye geçmesini istemiştir. Mahkeme, TMK 594. maddesi gereğince yapılan tüm inceleme ve araştırma neticesinde 2301 parsel sayılı taşınmazın mirasçısı olduğu, ekilip biçildiği tespit edildiğinden davanın bu parsel yönünden reddine, 1103 sayılı parsel yönünden hiçbir mirasçı tespit edilemediğinden davanın bu parsel yönünden kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. 501. maddesine göre ise, mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası devlete geçer....

                ın ölüm araştırması nedeni ile kapalı olan nüfus kaydında yazılı olmayan ölüm tarihinin tespiti ve nüfus kaydına işlenmesi istenmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 44/2. maddesi gereği her ilgilinin cesedi bulunamayan kişinin ölü veya sağ olduğunun mahkemece tespitini dava edebileceği hükmü ile gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Ne var ki; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahsın yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Bu yer mahkemesinin yetkisi itiraza tabi olmayıp kamu düzenine ilişkin kesin yetkidir. Dolayısıyla mahkemece itiraz olup olmadığına bakılmaksızın bu husus mahkemece resen gözetilir. Dosyadaki nüfus kaydında davacının dava tarihi itibariyle yerleşim yerinin Konyaaltı/......

                  Hakim çekişmesiz yargıda re'sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesinde bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren tarafın iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. maddesinde ise doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Somut olayda, UYAP üzerinden yapılan incelemede dava konusu 783 parsel sayılı taşınmazların 04.05.2016’da 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi gereğince yenilemeye tabi tutulduğu, güncel tapu kayıtlarının dosya arasında olmadığı görülmektedir. Ayrıca, davanın 22.10.2012 tarihinde açıldığı, mahkemenin 2012/142 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, ancak temyize esas hükmün 2015/124 Esas sayılı dosya üzerinden verildiği anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu