Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ölümün Tespiti K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, nüfus kaydının düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (18.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda, davacı, eşinin 1977 yılında vefat ettiğini, nüfus kayıtlarının bu tarihten sonra yersel yazımla yeniden yazıldığından kayıt tarihinde ölü olan kişilerin yeni kütüklerde kaydı olmadığını belirterek ölü İsmail'in eşi olarak nüfus kaydına tescil edilmesini talep edilmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 5.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ölümün Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyanın mahalline geri çevrilmesi üzerine...'ın eklenen aile nüfuskaydına göre mirasçılarından...,...,... ve ...'ın... Köyü, cilt 17, hane 15'deki nüfus kayıtlarının nakil nedeniyle kapalı durumda olduğu anlaşılmaktadır. Naklen gittikleri yerlerden adı geçenlerin aile nüfus kayıtlarının temini ile eklenerek gönderilmesi, celbedilen kayıtlarda kapalı kayıt durumunda olanlar varsa bunların da ilgili yerlerden getirtilerek evraka eklenmek suretiyle gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 06.04.2010 (Salı)...

        Yoksa görevi ihmal suçunu mu oluşturduğu da tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi, 2- Kabule görede; 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesindeki ilkeler ışığında sanığa yüklenen bilerek sahte nüfus cüzdanı kayıp değiştirme belgesi düzenlemek şeklindeki eylemin sübutu halinde, 765 sayılı TCK’nun 351. maddesi delaletiyle 352. maddesine uyduğu gözetilerek, 29.04.2006 tarih ve 26153 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 67/1. maddesinde tanımlanan suçu oluşturup oluşturmayacağı da karar yerinde tartışılıp, buna göre suç tarihinde yürürlükte bulunan 5490 sayılı Kanunun 67/1. maddesi ve 765 sayılı Yasa ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti gerektiği halde eksik inceleme ile...

          Mahkeme bu sonuca ulaşırken, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun "doğumları süresi içinde nüfusa bildirilmeyen çocukların ve nüfusa tescil edilmemiş erginlerin varlığının haber alınması halinde, nüfus kütüklerine ne şekilde tescil edileceklerini" gösteren 17’nci maddesi ile, "ölenin kaydı yoksa, ölüm olayının nüfus kütüğüne tesciline ilişkin" 31'nci maddesinin (4.) bendinde yer alan hükümden hareket etmiştir. Kuşkusuz, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, "nüfusa tescil edilmemiş erginlerin varlığının haber alınması halinde, bunların nüfusa tescil edilmeleri için ne yönde işlem yapılacağını", ve "ölenin kaydı yoksa, yapılacak soruşturma sonunda Türk vatandaşlığı ve ailesi tespit edildiği taktirde doğum ve ölüm olayının nüfusa işlenmesini" düzenlemiştir. Ancak bunun Kanunda düzenlenmiş olması yetmez....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet Sanığın, katılanın bilgi ve rızası olmaksızın adresini değiştirdiğinden bahisle resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda; sanığın aşamalarda kendisinin ve çocuğunun adresini değiştirirken yanlışlıkla eşi olan katılanın da adresini değiştirdiğini, durumu öğrenmesi üzerine nüfus müdürlüğüne giderek yanlışlığı düzeltmeye çalıştığını savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; sanık ve babasının olaydan sonra nüfus müdürlüğüne gidip gitmediklerinin tespit edilerek sanığın suç kastının ortaya konulması; sübut halinde ise, 5490 sayılı Yasanın 67/1. maddesindeki “gerçeğe aykırı yerleşim yeri veya cüzdan talep belgesi veren köy veya mahalle muhtarları ile herhangi bir işlem sebebiyle nüfus müdürlüğüne gerçek dışı beyanda bulunanlar ve bunlara tanıklık edenler altı aydan dört...

              Türk Medeni Kanununun 30. maddesinin 2. fıkrasında "nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kayıtla ispat edilir." 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin (c) fıkrasında, "tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil eder." hükmünü getirdiğinden; mahkemece açılan tespit davası yönünden hukuku etkilenecek kişiler davaya dahil edilerek gerekli kanıtlar toplanıp oluşacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi yerine uygun bulunmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                ın aynı kişi oldukları ileri sürülerek tespit talebiyle açıldığı, ne var ki ... ili,... ilçesi,... Mahallesi, 12 cilt, 43 hanede nüfusa kayıtlı ...'e ait nüfus kaydında çoklu vatandaşlığa ilişkin bir bilgi bulunmadığı, dava dilekçesi ekinde ... Cumhuriyeti kayıtlarının ve tercümelerinin ibraz edildiğinin anlaşıldığı, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun (5490 sayılı Kanun) 35 inci maddesinin birinci fıkrasında kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemeyeceğini ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamayacağını, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilebileceğinin belirtildiğini, somut olay yukarıda açıklanan kanun hükümleri ve ilkeler doğrultusunda değerlendirildiğinde, ... ili,... ilçesi,... Mahallesi, 12 cilt, 43 hane, 12 birey sıra no'da nüfusa kayıtlı ... ile ... Cumhuriyeti kayıtlarındaki...'...

                  Somut olayda istek niteliği itibarıyla bir nesep davası olmayıp, yanlış ve yanıltıcı beyanla nüfus kütüğüne hatalı yazılan ana adının eş söyleyişle nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/09/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

                    nın aynı kişi olduğunun tespiti ile davacının babası ...'ın, ... ile...'in kardeşi olarak... hanesine tescili istenmiş; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar reddedilen kısım yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamında nüfus kayıt düzeltme istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur....

                      UYAP Entegrasyonu