(TMK md.7) Hakim çekişmesiz yargıda re'sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesinde bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren tarafın iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. maddesinde ise doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Somut olayda; dava konusu 346, 347, 348, 355, 356, 357, 358, 391 ve 394 parsel sayılı taşınmazların ... (vereseleri) adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. UYAP üzerinden yapılan incelemede 346, 347, 348, 355, 356, 357, 358, 391 ve 394 parsel sayılı taşınmazların 04.05.2016’da 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi gereğince yenilemeye tabi tutulduğu, taşınmazların güncel tapu kayıtlarının dosya arasında olmadığı görülmektedir....
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı nüfus idaresi temsilcisi duruşmadaki beyanlarında; takdiri mahkemeye bıraktığını beyan etmiştir. Mahkemece; "Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yerleşik yargı içtihatlarıyla sabit olduğu üzere 25 yaşından sonra tıbben yaş tespitinin mümkün olmaması nedeniyle yaşının tashihi talebinde bulunanın yaşının tespitine yönelik sağlık kurulu raporu istenmemiş olup buna ilişkin olarak Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin istikrarlı ve ısrarlı uygulamasında örnek karalarda bu durum; "Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Bu hüküm, Anayasa Mahkemesi'nin 30.03.2012 tarihli 2011/34-48 sayılı kararıyla iptal edilmiş, iptal kararının 06.10.2012 tarihli 28433 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla, sözü edilen hüküm yürürlükten kalkmıştır. Dolayısıyla artık nüfus kayıtlarında aynı konuda ikinci defa düzeltme yapılmasının önünde kanuni engel kalmamıştır. Davacının babası ... 27.09.1980 tarihinde ölmüş olup, nüfus kaydı kapalı konumdadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre; ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler. Bir kimsenin ölmesi sonucu kaydı kapalı hale geleceğinden, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. Davacı her ne kadar murisi ...'...
Sayılı dosyasından verilmiş yetki belgesi kapsamında nüfus kayıtlarında Sağ/ölü hanesinde bilinmiyor olarak belirtilen 1912 doğumlu Fatma KÜÇÜKGÖNEN'in (TCKN:) nüfüs kaydının ölü olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. B)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 30/11/2021 Tarih 2020/184 Esas 2021/387 Karar sayılı kararı ile, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi gereğince Nüfus Kayıt Düzeltim davalarının davacının yerleşim yerinde açılması zorunlu olduğundan dava dilekçesinin yetki şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, mahkemenin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesine müteakip iki hafta içinde başvurduğunda dosyanın yetkili Körfez Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Kut ve öz annesinin ... olduğu, davacı hakkında nüfus müdürlüğünde birden fazla nüfus kaydı bulunduğundan bahisle, hatalı nüfus kaydının silinmesi ile davacı ...'un kimlikte anne adının ... baba adının da ... Kut olarak düzeltilmesi ve nüfusa tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; celb edilen kayıt ve belgelerin incelenmesinden, davanın mahiyeti itibariyle nüfus kaydının düzeltilmesi (mükerrer kayıt iptali) davası olduğu, 5490 sayılı Kanunun 36. maddesi uyarınca davanın asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dosyanın incelenmesinde; ...’nın Türk vatandaşlığından çıktığı kaydın vatandaşlıktan çıkma nedeni ile kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14 üncü maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir....
a tebliğnamenin tebliği için çıkarılan tebligatın, sanığın öldüğü belirtilerek iade edilmesi nedeniyle, sanığın nüfus kaydı getirtilerek, ölmediğinin anlaşılması halinde ölüp ölmediği zabıta aracılığıyla araştırılarak, öldüğünün tespit edilmesi durumunda ölümün nüfustan düşülmesi sağlanarak ölüm kaydını gösteren nüfus kaydının dosyaya eklenip incelenmek üzere mahallince iadesinin sağlanması için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 18.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
HD 2015/1360-3281, 2015/1591-4537) Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğum tarihinde, iddia edilen genetik annenin evli bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi”davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİME 04/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22.06.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....