WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(HUMK.md.190-196) 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre, kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus kütüklerinde bulunması zorunludur. (5490 s.Kanun md.7/9) Bu kanuna dayanılarak çıkartılan ve 15.8.2007 tarihinde yürürlüğe konulan Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğine göre, yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişilerin yazılı beyanı esas alınır. (5490 s. Kanun m.50/1, Yönetmelik m.13/1) O halde, davacının dava tarihi itibariyle yerleşim yeri adresinin Merkezi Adres Sisteminden (Nüfus Müdürlüğünden) sorulup tespiti, tarafların yetki itirazı hakkındaki delilleri sorulup toplandıktan sonra bu hususta bir karar verilmesi gerekir. Bunlar yapılmaksızın, eksik araştırma sonucu yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

    Somut olayda; çeşitli sebeplerle Suriye 'ye giden ve 29.08.1979 tarihinde Suriye'de evlenen ve daha sonra Türkiye'ye döndükten sonra vefat eden müteveffa Gülsüme Çiftsüren'in Suriye Arap Cumhuriyeti nüfus kayıtlarında çocukları olarak görünen davacıların Türkiye nüfus kayıtlarında da görünmesi amaçlanmaktadır. O halde davacıların talebi; müteveffa ile Suriye nüfusunda çocukları olarak kayıtlı görünen davacıların, aynı kişi olduğunun ve anne-çocuk ilişkisinin tespiti, buna bağlı olarak da müteveffanın çocukları olarak tescilidir. Bir başka deyişle; müteveffa Gülsüme'nin davacıların annesi olduğunun tespiti istemidir. Bu sebeple, dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi ve tespit istemine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesince hüküm tesis edilmiştir....

    in nüfus kaydındaki ana isminin "." olarak düzeltilmesi sağlanmadan ölümün tespiti davasını açmakta hukuki yararının doğmayacağının ve bu nedenle davanın hukuki yarar ön koşulunun gerçekleşmemiş olması nedeniyle reddine karar verilmiş olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.03.2012 (Per.)...

      ün nüfus kaydındaki yaşı ile hakiki yaşı arasında fark olabileceği şüphesinden hareketle yapılan tetkiklerde, ... Devlet Hastanesi'nden alınan heyet raporuna göre nüfus kaydında 16 yaşında görünen davalı ...'in kemik yaşının 18 yaş ile uyumlu olduğu tespit edildiğinden nüfus kaydında 13/08/1997 olan doğum tarihinin 13/08/1995 olarak düzeltilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin 1/a bendinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzenlenmiş olup bu davalarda yetkili ve görevli mahkemenin, düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır....

        Somut olayda; davacı, babaannesi ..., dedesi ... ... ile evlenerek ... soyadını aldığını, ... ın ... ve ...doğma olup ailesinin ... merkez ... mahallesi nüfusuna kayıtlı olduğunu, ... ın evlendiği tarihte yürürlükte olan mevzuat gereği evlenerek başka bir haneye gittiğinden dolayı kaydının silindiğini veya başka bir neden yünden ailesine ait nüfus kayıt tablosunda isminin bulunmadığını, ... ın ... ve ... ın kızı olduğunu, ...ttin, ..., ... ve ...'un da kardeşi olduğunu bildirerek ...ın ... ın kızı ve ..., ..., ... ve ... un kardeşi olduğunun tespiti ile ... ili merkez ilçe ... mahallesi Cilt no: 29, Hane No: 206 daki nüfus kaydının bu şekilde düzeltilmesini talep etmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının ilgili Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacağı açıkça hükme bağlanmıştır....

          Davacı dava dilekçesinde, babaannesi olan Hayriye'nin nüfus kayıtlarında adının Sabriye olarak geçtiğini, beyan ederek babaannesinin isminin Hayriye olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece," Nüfus aile kayıt tablosu ve tüm dosya içeriğinden davacı T1 babası Abdullah TURSUN'un anne adının Hayriye olduğunun anlaşılmakta olduğu" gerekçesi ile davacının babası Abdullah TURSUN'un Sabriye olan anne adının Hayriye olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Ad üzerindeki hakkın kişiye sıkı sıkıya bağlı olduğu, bu nedenle bir kimsenin adının ölümünden sonra değiştirilmesine yasal olanak yoktur. Ancak 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri yasasının 36. Maddesine göre, hukuku etkilenen ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltim ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, dava yanlış kaydın düzeltilmesi istemine ilişkindir....

          Davacı Hasan'ın kayden anne ve babası olarak görünen Mehmet ve Zeliha'nın çocuğu olmadığına dair talep gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olduğu gibi anne ile çocuk arasında soybağı doğum ile kurulacağından gerçek annenin de Esma olduğuna dair dava bir bütün olarak 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına Nüfus Müdürlüğü temsilcisinin katılımıyla asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi görevlidir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydında sağ görünen kişinin ölüm tarihinin tespiti ve tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde, nüfus kaydında sağ görünen 1880 doğumlu ....'nin 1921 den evvel bekar öldüğünün tespiti ile ölümün nüfusa tescilini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Nüfus Hizmetleri Yasasının 36.maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 29.04.2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre, kişilerin yerleşim yeri adresinin aile kütüklerinde bulunması zorunludur. ( 5490 s.K. md.7/8) Aynı yasanın 50. maddesinin 2. fıkrasına göre, yerleşim yeri adresinin tutulmasında kişilerin yazılı beyanı esas alınır.Bildirim nüfus müdürlüklerine ve dış temsilciliklerimize adres beyan formuyla yapılır. Yasanın 51. maddesinin l. fıkrasına göre de, kişiler, yerleşim yeri adreslerine ilişkin değişiklikleri 20 işgünü içinde ilçe nüfus müdürlüklerine bildirmekle yükümlüdürler....

              Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusunun, müvekkili ile babaannesi arasındaki soybağının tesis edilmesi meselesi olduğunu, davamız nüfustan sicile yazılma veya düzgün olmayan kişinin nüfus kaydının tespiti gibi işlemlerden ibaret olmadığını, sadece kişinin tespiti ile alakalı olan hususların nüfus T3 yetkisinde olduğunun tartışmasız olduğunu fakat müvekkilinin babaannesinin, nüfus kayıtlarında gözükmemekle birlikte müvekkille de bağı kurulamadığı için bu incelemelerin birlikte yapılmasının gerekli olduğunu, tanıkların dinlenmesinin, babaannenin nerede yaşadığı, öldüğü gibi hususların araştırılarak soybağının kurulması hususunun asliye hukuk mahkemesinin görevinde olduğunun açık olduğunu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesine göre nüfus kayıtlarına ilişkin davaların asliye hukuk mahkemelerinde görüleceği ve tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hüküm altına alındığını, mahkemece bunlar araştırılmadan...

              UYAP Entegrasyonu