fıkrasında; “iş kazalarıyla meslek hastalıkları, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından gelir ve aylık tahsislerini ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya 506 saylı Kanun ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre; sigortalı olarak çalışmaya başlamadan önceki yaş tashihleri gelir ve aylık tahsisi ile gelir peşin sermaye değeri hesabında nazara alınmayacaktır. Yaş düzeltilmesi ile ilgili yasal düzenlemeler de, 29.4.2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 1587 sayılı Nüfus Kanununu yürürlükten kaldıran 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 10.maddesi “(1) Kurumlarda kişiyle ilgili olarak yapılan işlemlerde nüfus kayıtları esas alınır....
, bu teşhisten sonra yetkililer nüfusuna ölüm şerhi ve arama kayıtlarına düşüm yaptıracaklarını beyan ettiklerini, ancak bugüne kadar nüfus kaydına oğlu T8 ölüm şerhi düşülmediğini, bu nedenlerle TC kimlik nolu 18.11.1989 doğumlu T8 ölümünün tespit edilerek nüfus kaydına işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişinin Nüfus Kaydına Tescili Ölümün Tespiti ve Tescili Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Nüfus müdürlüğünün temyiz dilekçesinin diğer davalılara tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Temyiz dilekçesinin diğer davalılara usulüne uygun tebliği sağlandıktan sonra Dairemize geri gönderilmek üzere İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 24.02.2022 (Prş.)...
Türk Medeni Kanununun 29. maddesinde bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren tarafın iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. maddesinde ise doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Somut olayda; dava konusu 492 parselin ... mirasçıları adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede 492 parsel sayılı taşınmazın 13.06.2016 tarihinde 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi gereğince yenilemeye tabi tutulduğu, taşınmazın güncel tapu kaydının dosya arasında olmadığı, pasif tapu kaydında malikin ... oğlu ... Yalçınkaya olduğu görülmektedir. Ayrıca, davanın 18.12.2012 tarihinde açıldığı, mahkemenin 2012/142 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, ancak temyize esas hükmün 2015/172 Esas sayılı dosya üzerinden verildiği anlaşılmaktadır....
Türk Medeni Kanununun 29. maddesinde bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren tarafın iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. maddesinde ise doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Somut olayda; dava konusu 468 parselin ... mirasçıları adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede dava konusu taşınmazın 29.04.2016 tarihinde 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi gereğince yenilemeye tabi tutulduğu, taşınmazın güncel tapu kaydının dosya arasında olmadığı görülmüştür. Ayrıca, davanın 18.12.2012 tarihinde açıldığı, mahkemenin 2012/142 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, ancak temyize esas hükmün 2015/168 Esas sayılı dosya üzerinden verildiği anlaşılmaktadır....
Türk Medeni Kanununun 29. maddesinde bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren tarafın iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. maddesinde ise doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Somut olayda; dava konusu 547 parselin ... mirasçıları adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede dava konusu taşınmazların 13.06.2016 tarihinde 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi gereğince yenilemeye tabi tutulduğu, taşınmazın güncel tapu kaydının dosya arasında olmadığı görülmüştür. Ayrıca, davanın 18.12.2012 tarihinde açıldığı, mahkemenin 2012/142 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, ancak temyize esas hükmün 2015/111 Esas sayılı dosya üzerinden verildiği anlaşılmaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ölümün tespiti ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında, tespit ve kayıtların düzeltilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35 ... maddesinin birinci fıkrası, aynı kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 69 uncu maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 36 ncı maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu 370 ... ve 371 ... maddesi, 3. Değerlendirme Nüfus kayıt düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın ... sicil oluşturmak zorundadır. Hatalı nüfus kayıtlarının her türlü delille ispatı mümkündür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ... ’nun ölü olduğunun tespiti ile ölümün nüfus kayıtlarına tesciline ilişkindir. Tescil idari işlem ise de, ölümün tespiti adli yargının görevine girer. Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse iddiasını ispat etmek zorundadır (TMK.md.29/1). Davada, ölü olduğu iddia edilen ... ’nun tüm mirasçılarının davaya dahil edilmesi, gösterdikleri takdirde delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik hasımla hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
Nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 27. maddesi uyarınca, haklı bir sebebe dayanmak kaydıyla, adın değiştirilmesi hâkimden istenebilir. Diğer yandan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 36/1-b maddesinde ise ad ve soyadı değişikliğinin sırayetine ilişkin hükümler bulunmaktadır....
ın aynı kişi olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, Mardin Sulh Hukuk Mahkemesi'nden alınan yetki uyarınca babası olduğunu ileri sürdüğü ... ile Suriye uyruklu 2007 tarihinde vefat eden ...'ın aynı kişi olduğunun tespiti istemiyle bu davayı açmıştır. Davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı sonrasında davaya bakan sulh hukuk mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme (değişiklik) davalarının asliye hukuk mahkemesinde açılması ve karara bağlanması gerekir. Somut olayda nüfus kaydında babası olarak görünen ...'...