WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1 madde kapsamında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1026. maddesinde düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi "Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanununun 1026. maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce resen iptal edilir." hükmüne havidir. Bu hüküm uyarınca, daha önce kadastrosu yapılan bir taşınmazın yeniden kadastroya tabi tutularak tapuya tescil edilmiş olduğunun anlaşılması halinde, ilk yapılan kadastro çalışmasına itibar edilir....

Köyü 1295 parselin öncesinin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde iken 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman rejimi dışına çıkartıldığı iddiasıyla açılan dava sonucunda mahkemece tapu kaydında ormanla ilgili şerh olmadığı bu nedenle Hazinenin dava açmada hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de taşınmazın A işaretli 1245 m2 bölümünün öncesi orman olduğu ve 1944 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı halde yörede 1964 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında kadastro ekiplerince yanlışlıkla ve hataen tapuya bağlandığı ,genel arazi kadastrosunun yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 766 Sayılı Yasanın 48. maddesi ile halen yürürlükte olan 3402 Sayılı Yasanın 22/1 maddesinde "evvelce tespit, tescil veya sınırlama suretiyle kadastrosu veya tapulaması yapılmış olan yerler ikinci bir defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır" hükmünün bulunduğu, o halde, 1944...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 5831 sayılı Yasanın 8 ve 3402 sayılı Yasanın Ek-4 maddesine göre yapılan kadastroda ... köyü 1078 parsel sayılı 1079 ve 1080 parsel sayılı sırasıyla 8653,60 m2, 6699,70 m2 ve 3105,90 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, 1989 yılında yapılıp kesinleşen 6831 Sayılı Yasanın 2/B uygulamasında P.XXXVIII olarak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığından söz edilerek beyanlar hanesinde 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı yazılarak Hazine adına tesbit edilmiş, ayrıca 1078 sayılı parselin ... oğlu ..., 1079 sayılı parselin ... oğlu ..., 1080 sayılı parselin ise ... çocukları ..., ... ve ..., ... ..., ... ... ve ... ...’nun kullanımında olduğu,...

      Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesi uyarınca 2/B madde alanlarında yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 1981 yılında ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 1992 yılında kesinleşen 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B uygulaması vardır. Mahkemece yapılan araştırma sonucu dava konusu edilen bölümlerin yol olmadığı belirlenerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de 3402 sayılı Yasanın 25. maddesine göre kadastro mahkemesinin görevi ve yetkisi, kadastro tutanağı düzenlendiği anda ve tutanağın kapsamı ile sınırlı olarak başlar. Kural olarak; görev kamu düzenine ilişkin olup, istek olmasa da mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmelidir....

        Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz. 5304 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek- 1/1 maddesi gereğince “Kadastro veya tapulama haritaları, arazi kontrolü yapılmak suretiyle sayısal hale getirilir. Yapılan çalışmaların sonucu, 11 inci maddeye göre ilân edilir ve ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli düzeltme yapılır. Kadastro Mahkemesinin genel olarak görevi 3402 sayılı Yasanın 25. maddesinde, zaman bakımından görev ve yetkisi ise aynı yasanın 27. maddesinde düzenlenmiştir. 3402 Yasanın 22/2 fıkra (a) bendi gereği yapılan tespitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tespitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 3402 sayılı Kanunun yayım tarihi 09/07/1987 tarihinden önceki Mülga Kanunlara göre yapılan çalışmalar sırasında kadastro ve tapulama çalışmalarında hiç kimsenin zilyet ve tasarrufu altında bulunmadığından tapulama ve kadastroya tabi tutulmayarak tespit dışı kalan yerlerin 5831 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları sırasında, ......

            SONUÇ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamına göre; 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz talepli davanın yapılan yargılaması sonunda; dava konusu taşınmazda yapılan uygulama kadastrosunun yasa ve yönetmeliklere uygun olduğunu belirten, teknik ve bilimsel veriler içeren, denetlenebilir nitelikteki bilirkişi raporu dayanak alınarak davanın reddine karar verilmesi isabetli olduğundan, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            İdaresi vekilinden, davasının sadece 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca tespite itiraz mı; yoksa sadece mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her iki istemi de birlikte içerip içermediği hususu açıklattırılmalıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R  3402 sayılı Yasanın (5831 sayılı Yasanın 8. maddesiyle eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastroda Kurna köyü 171 ada 4 parsel sayılı 6077.27 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe niteliğinde Hazine adına tespit edilmiştir. Tutanağın beyanlar hanesinde “İş bu taşınmaz bahçe olarak 2000 yılından beri ...’ün fiili kullanımındadır. 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır." şeklinde şerh bulunmaktadır. Davacılar, çekişmeli yerin kendileri zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek tutanaktaki ... adına olan şerhin iptali ile 1/2'şer payla adlarına şerh verilmesini istemişlerdir....

                Yönetimi, sulh hukuk mahkemesinde açmış olduğu davada; ...Köyünde 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesi gereğince 2/B alanlarında güncelleme ve teknik mevzuata göre fenni hataların düzeltilmesi yolunda yapılan çalışmalarda LII poligonunun kadastroya tabi tutulmadığı, ancak; 2/B parsellerine komşu bulunan 824, 825 ve 826 parsellerde ölçü, tersimat ve hatalı orman paftası uygulamasından kaynaklandığı belirtilen düzeltme işleminin yapıldığı, bu çalışmada kesinleşmiş orman sınır hat ve noktalarına uyulmaması nedeniyle 10/09/1980 tarihinde kesinleşen orman sınırlarına tecavüz edildiğini ileri sürerek, Hazineye husumet yöneltmek suretiyle çekişmeli parsellerin orman sınırı içinde kalan bölümlerine ait tescilin iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescillerini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu