Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü çalışma alanında bulunan 1154 parsel sayılı taşınmazının davalılar adına kayıtlı ... Köyü çalışma alanında bulunan 1429 parsel sayılı taşınmaz ile mükerrerlik oluşturduğunu öne sürerek 1429 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, on yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Mükerrer Kadastroyu düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi “evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesine göre işlem yapılır....

    Kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilip Kilis Kadastro Mahkemesine gönderildiği, Kilis Kadastro Mahkemesince de yetkisizlik kararı verilerek Oğuzeli Kadastro Mahkemesinin yetkili olduğuna ve yargı yeri belirlenmesi için dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26/son maddesinde "kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu yetkiyi, bölgenin idari sınırları belli eder. Yeni İlçe Kurulup teşkilatlanarak faaliyete geçmesi hali hariç, idari kuruluşta yapılan değişiklik sebebiyle daha sonra başka bir bölgeye bağlanan taşınmaz mallara ilişkin uyuşmazlıklarda, kadastroya başlama gününde yetkili olan kadastro mahkemesi tarafından karara bağlar" hükmü yer almaktadır. Somut olayda; adli yargı alanı ......

      İlçesi, ...Köyü olarak ... yılında kadastro tutanağı düzenlendiği, ilan süresi içinde 13.03.1971 tarihinde Oğuzeli Tapulama Mahkemesine dava açıldığı, Oğuzeli Kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilip Kilis Kadastro Mahkemesine gönderildiği, Kilis Kadastro Mahkemesince de yetkisizlik kararı verilerek Oğuzeli Kadastro Mahkemesinin yetkili olduğuna ve yargı yeri belirlenmesi için dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26/son maddesinde "kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu yetkiyi, bölgenin idari sınırları belli eder. Yeni İlçe Kurulup teşkilatlanarak faaliyete geçmesi hali hariç, idari kuruluşta yapılan değişiklik sebebiyle daha sonra başka bir bölgeye bağlanan taşınmaz mallara ilişkin uyuşmazlıklarda, kadastroya başlama gününde yetkili olan kadastro mahkemesi tarafından karara bağlar" hükmü yer almaktadır. Somut olayda; adli yargı alanı ......

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "davanın 3402 sayılı Yasa’nın Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastroya itiraza ilişkin olması sebebiyle ...'nin hak alanını ilgilendirdiğinden yasal hasım olan ...’nin davaya dahil edildikten sonra işin esasına girilmesi ve davalı tarafın dava konusu taşınmazı, babası ...’den hibe suretiyle alıp kullandığına ilişkin savunmasının yeterli şekilde incelenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu 279 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, dahili davalı ... vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Davalı ...nin temyizi vekalet ücretine yöneliktir....

          Hukuk Dairesinin 08.04.2008 gün ve 1668-1421 sayılı ilamı ile bozulmuş olup, bozma ilamında Hazine tarafından kesinleşen kadastroya karşı kişiler aleyhine açılan davada taşınmazın 3402 Sayılı Yasanın 16/B maddeleri hükmü uyarınca YAYLAK niteliğiyle sınırlandırılmasına karar verildiği ve hükmün kesinleştiği anlaşıldığından, o halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için taşınmazın bulunduğu Belde ya da Köy Tüzelkişiliğine de dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek husumetin yaygınlaştırılması, göstereceği delillerin toplanması, davaya dahil edilmesi" gereğince değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmış ve kesinleşmiştir....

            Mahkemece, davacılar vekilinin 22/10/2010 tarihli duruşmada davadan feragat etmesi nedeniyle davanın reddine, dava konusu 130 ada 1471, 1472 ve 1473 sayılı parsellerin tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş, karar davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesi uyarınca 2/B madde alanlarında yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 21/03/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Dava, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastroya itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince 1940 yılında yapılan ... tahdidi ile tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ile 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve taşınmazın dava konusu yapılan bölümü yönünden tutanak düzenlenmediğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının birleştirilen dosya davacısı ... Yönetimine yükletilmesine 20/06/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....

                Bu uygulama, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının yürürlüğe girdiği 10/10/1987 tarihine kadar sürdürülmüş, 3402 Sayılı Yasanın yürürlüğünden sonra ise anılan Yasanın 4. maddesi gereğince işlem yapılmıştır. Her olaya olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu nedenle; somut olayın 766 Sayılı Yasa hükümleri gereğince irdelemesi yapılıp uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi zorunludur. 1967 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazlarla birlikte bu taşınmazların bitişiğinde bulunan arazi bölümlerinin tesbit dışı bırakıldığı, çekişmeli taşınmazların bitişiğindeki ya da yakınındaki arazi bölümünün ise ... arazisi niteliğiyle hak sahipleri adına tesbit ve tescil edildikleri anlaşılmaktadır. 1940 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazların da içerisinde yer aldığı arazinin orman tahdit hattı dışında kaldığı, yapılan uygulama ile belirlenmiştir....

                  Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 3302 sayılı Yasaya göre 1992 yılında yapılıp 09.06.1993 tarihinde askı ilanı yapılarak 10.12.1993 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulama çalışmaları bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır....

                    Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; eldeki davanın 3402 sayılı Yasanın 41. maddesinde düzenlenen kadastro sırasında ya da sonradan yapılan işlemlerle meydana gelen tersimat hesaplama ya da sınırlandırma hatasının kadastro müdürlüğünce düzeltilmesi nedeniyle iptal isteğine ilişkin olmadığı gibi Tapu Kanununun 31.maddesi uyarınca mesaha tashihi niteliğinde de değerlendirilmesi olanağı yoktur. Dava 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkındaki Kanun uyarınca yapılan düzeltmeye karşı genel mahkemede açılmış bir iptal davasıdır. Dolayısı ile, mevcut çekişmenin 2859 sayılı Kanun ve bu kanunun 6.maddesine göre çıkartılan Yönetmelik hükümlerine göre incelenip değerlendirilmesi gerekir. Davanın da pafta yenileme nedeniyle mülkiyet hakkında eksildiği iddia edilen kısımların bulunduğu yer maliklerine karşı açılması gerekir. Eldeki dava davalı sıfatı bulunmayan tapu sicil müdürlüğü ve köy tüzel kişiliğine karşı açılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu