Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlçesine bağlandığının bildirildiği anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26/son maddesinde "Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu yetkiyi, bölgenin idari sınırları belli eder. ... ilçe kurulup, teşkilatlanarak faaliyete geçmesi hali hariç, idari kuruluşta yapılan değişiklik sebebiyle daha sonra başka bir bölgeye bağlanan taşınmaz mallara ilişkin uyuşmazlıklar, kadastroya başlama gününde yetkili olan kadastro mahkemesi tarafından karara bağlanır." hükmü yeralmaktadır. Somut olayda; taşınmazın bulunduğu ...Kasabası kadastroya başlama gününden sonra... İlçesine bağlandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın bu aşamada İskilip Kadastro Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İskilip Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/03/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı tarafın tutunduğu 15.10.1991 tarih ve 2 sayılı tapu kaydının dava ve temyize konu 119 ada 37 parsel sayılı taşınmazı miktarı ile kapsadığı miktar fazlası üzerinde ise kadastro tespit günü itibarı ile davacı taraf yararına 3402 sayılı Yasanın 14.maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleştiği mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Bu nedenler ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre mahkemece oluşturulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 04.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Dosya kapsamından, dava konusu 418 ada 3 parselin ... İlçesi, ... Köyü olarak 2007 yılında kadastro tutanağı düzenlendiği, ilan süresi içinde 02.04.2007 tarihinde ... Kadastro Mahkemesine dava açıldığı, bu mahkemece görevsizlik kararı verilip Kemalpaşa Kadastro Mahkemesine gönderildiği, ... Kadastro Mahkemesince de yetkisizlik kararı verilerek Bayındır Kadastro Mahkemesinin yetkili olduğuna ve yargı yeri belirlenmesi için dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26/son maddesinde "kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu yetkiyi, bölgenin idari sınırları belli eder....

        Köyü olarak 2007 yılında kadastro tutanağı düzenlendiği, ilan süresi içinde 05.04.2007 tarihinde Bayındır Kadastro Mahkemesine dava açıldığı, bu mahkemece görevsizlik kararı verilip Kemalpaşa Kadastro Mahkemesine gönderildiği, Kemalpaşa Kadastro Mahkemesince de yetkisizlik kararı verilerek Bayındır Kadastro Mahkemesinin yetkili olduğuna ve yargı yeri belirlenmesi için dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26/son maddesinde "kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu yetkiyi, bölgenin idari sınırları belli eder. Yeni İlçe Kurulup teşkilatlanarak faaliyete geçmesi hali hariç, idari kuruluşta yapılan değişiklik sebebiyle daha sonra başka bir bölgeye bağlanan taşınmaz mallara ilişkin uyuşmazlıklarda, kadastroya başlama gününde yetkili olan kadastro mahkemesi tarafından karara bağlar" hükmü yer almaktadır....

          Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesi uyarınca 2/B madde alanlarında yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 1981 yılında ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 1992 yılında kesinleşen 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B uygulaması vardır. Mahkemece yapılan araştırma sonucu dava konusu edilen bölümlerin yol olmadığı belirlenerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de 3402 sayılı Yasanın 25. maddesine göre kadastro mahkemesinin görevi ve yetkisi, kadastro tutanağı düzenlendiği anda ve tutanağın kapsamı ile sınırlı olarak başlar. Kural olarak; görev kamu düzenine ilişkin olup, istek olmasa da mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmelidir....

            Somut olayda; 20.05.1990 gün ve 29523 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 3644 sayılı kanunla Kemer ilçe olmuş, 06.09.2012 tarihinde Resmi gazetede yayınlanan düzenlemeye görede idari bağlılığın değiştirilmesi kararı uyarınca, Antalya ili Konyaaltı İlçe belediyesine bağlı Beldibi, aynı ilin Kemer ilçesine bağlandığı ve dava konusu Antalya İli, Konyaaltı İlçesi, Beldibi Köyünde bulunan 344 parsel sayılı taşınmazın, 5831 sayılı kanunun 8. maddesi Ile 3402 sayalı kanuna eklenen Ek 4 madde ile 6831 sayılı Orman Kanunun 3302 Sayılı Kanunla değişik 2/B bendine göre güncelleme çalışmasının 2010 yılında yapıldığı, Beldibi köyü Kayrak dibi mevkindeki 344 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin ise,19.02.1980 tarihinde Ali oğlu Yusuf Çomak adına kesinleşerek tapuya tescil edildiği ve satışla 14.07.2005 tarihinde davacıya intikal ettiği anlaşılmıştır anlaşılmıştır....

              Deresi mevkii 96 ada 23 parsel sayılı taşınmazın kalan 642,14 m2 yüzölçümü ile 96 ada 23 parsel numarası ile Maliye Hazinesine adına hali arazi vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmüne dayalı kesinleşen kadastroya karşı açılan dava niteliğindedir. Kural olarak; kesinleşen kadastroya karşı açılan davaların 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmü uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunludur. Aksi halde, kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasına yasal olanak bulunmamaktadır. 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmünde sözü edilen hak düşürücü süre, niteliği itibariyle kamu düzenine ilişkin yargılamanın her aşamasında istek olmasa bile mahkemece resen gözetilmesi zorunludur. Somut olayda; çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 19.04.1994 tarihinde kesinleşmiştir....

                Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1969 yılında yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması 24/09/1996 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir....

                  Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1 madde kapsamında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1026. maddesinde düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi "Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanununun 1026. maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce resen iptal edilir." hükmüne havidir. Bu hüküm uyarınca, daha önce kadastrosu yapılan bir taşınmazın yeniden kadastroya tabi tutularak tapuya tescil edilmiş olduğunun anlaşılması halinde, ilk yapılan kadastro çalışmasına itibar edilir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 5831 sayılı Yasanın 8 ve 3402 sayılı Yasanın Ek-4 maddesine göre yapılan kadastroda ... köyü 1078 parsel sayılı 1079 ve 1080 parsel sayılı sırasıyla 8653,60 m2, 6699,70 m2 ve 3105,90 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, 1989 yılında yapılıp kesinleşen 6831 Sayılı Yasanın 2/B uygulamasında P.XXXVIII olarak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığından söz edilerek beyanlar hanesinde 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı yazılarak Hazine adına tesbit edilmiş, ayrıca 1078 sayılı parselin ... oğlu ..., 1079 sayılı parselin ... oğlu ..., 1080 sayılı parselin ise ... çocukları ..., ... ve ..., ... ..., ... ... ve ... ...’nun kullanımında olduğu,...

                    UYAP Entegrasyonu