Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; eldeki davanın 3402 sayılı Yasanın 41. maddesinde düzenlenen kadastro sırasında ya da sonradan yapılan işlemlerle meydana gelen tersimat hesaplama ya da sınırlandırma hatasının kadastro müdürlüğünce düzeltilmesi nedeniyle iptal isteğine ilişkin olmadığı gibi Tapu Kanununun 31.maddesi uyarınca mesaha tashihi niteliğinde de değerlendirilmesi olanağı yoktur. Dava 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkındaki Kanun uyarınca yapılan düzeltmeye karşı genel mahkemede açılmış bir iptal davasıdır. Dolayısı ile, mevcut çekişmenin 2859 sayılı Kanun ve bu kanunun 6.maddesine göre çıkartılan Yönetmelik hükümlerine göre incelenip değerlendirilmesi gerekir. Davanın da pafta yenileme nedeniyle mülkiyet hakkında eksildiği iddia edilen kısımların bulunduğu yer maliklerine karşı açılması gerekir. Eldeki dava davalı sıfatı bulunmayan tapu sicil müdürlüğü ve köy tüzel kişiliğine karşı açılmıştır....
İlçesine bağlandığının bildirildiği anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26/son maddesinde "Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu yetkiyi, bölgenin idari sınırları belli eder. ... ilçe kurulup, teşkilatlanarak faaliyete geçmesi hali hariç, idari kuruluşta yapılan değişiklik sebebiyle daha sonra başka bir bölgeye bağlanan taşınmaz mallara ilişkin uyuşmazlıklar, kadastroya başlama gününde yetkili olan kadastro mahkemesi tarafından karara bağlanır." hükmü yeralmaktadır. Somut olayda; taşınmazın bulunduğu ...Kasabası kadastroya başlama gününden sonra... İlçesine bağlandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın bu aşamada İskilip Kadastro Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İskilip Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/03/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, ... köyü, 101 ada 2 parsel sayılı 23684,48 m² (22937,14 m²) yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve dava dışı ... isimli kişi lehine muhdesat ve kullanım şerhi verilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tespit edilmiştir....
Köyü olarak 2007 yılında kadastro tutanağı düzenlendiği, ilan süresi içinde 05.04.2007 tarihinde Bayındır Kadastro Mahkemesine dava açıldığı, bu mahkemece görevsizlik kararı verilip Kemalpaşa Kadastro Mahkemesine gönderildiği, Kemalpaşa Kadastro Mahkemesince de yetkisizlik kararı verilerek Bayındır Kadastro Mahkemesinin yetkili olduğuna ve yargı yeri belirlenmesi için dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26/son maddesinde "kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu yetkiyi, bölgenin idari sınırları belli eder. Yeni İlçe Kurulup teşkilatlanarak faaliyete geçmesi hali hariç, idari kuruluşta yapılan değişiklik sebebiyle daha sonra başka bir bölgeye bağlanan taşınmaz mallara ilişkin uyuşmazlıklarda, kadastroya başlama gününde yetkili olan kadastro mahkemesi tarafından karara bağlar" hükmü yer almaktadır....
Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Dosya kapsamından, dava konusu 418 ada 3 parselin ... İlçesi, ... Köyü olarak 2007 yılında kadastro tutanağı düzenlendiği, ilan süresi içinde 02.04.2007 tarihinde ... Kadastro Mahkemesine dava açıldığı, bu mahkemece görevsizlik kararı verilip Kemalpaşa Kadastro Mahkemesine gönderildiği, ... Kadastro Mahkemesince de yetkisizlik kararı verilerek Bayındır Kadastro Mahkemesinin yetkili olduğuna ve yargı yeri belirlenmesi için dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26/son maddesinde "kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu yetkiyi, bölgenin idari sınırları belli eder....
Davacı tarafın tutunduğu 15.10.1991 tarih ve 2 sayılı tapu kaydının dava ve temyize konu 119 ada 37 parsel sayılı taşınmazı miktarı ile kapsadığı miktar fazlası üzerinde ise kadastro tespit günü itibarı ile davacı taraf yararına 3402 sayılı Yasanın 14.maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleştiği mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Bu nedenler ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre mahkemece oluşturulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 04.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda; 20.05.1990 gün ve 29523 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 3644 sayılı kanunla Kemer ilçe olmuş, 06.09.2012 tarihinde Resmi gazetede yayınlanan düzenlemeye görede idari bağlılığın değiştirilmesi kararı uyarınca, Antalya ili Konyaaltı İlçe belediyesine bağlı Beldibi, aynı ilin Kemer ilçesine bağlandığı ve dava konusu Antalya İli, Konyaaltı İlçesi, Beldibi Köyünde bulunan 344 parsel sayılı taşınmazın, 5831 sayılı kanunun 8. maddesi Ile 3402 sayalı kanuna eklenen Ek 4 madde ile 6831 sayılı Orman Kanunun 3302 Sayılı Kanunla değişik 2/B bendine göre güncelleme çalışmasının 2010 yılında yapıldığı, Beldibi köyü Kayrak dibi mevkindeki 344 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin ise,19.02.1980 tarihinde Ali oğlu Yusuf Çomak adına kesinleşerek tapuya tescil edildiği ve satışla 14.07.2005 tarihinde davacıya intikal ettiği anlaşılmıştır anlaşılmıştır....
Mahkemece, davacılar vekilinin 22/10/2010 tarihli duruşmada davadan feragat etmesi nedeniyle davanın reddine, dava konusu 130 ada 1471, 1472 ve 1473 sayılı parsellerin tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş, karar davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesi uyarınca 2/B madde alanlarında yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 21/03/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Deresi mevkii 96 ada 23 parsel sayılı taşınmazın kalan 642,14 m2 yüzölçümü ile 96 ada 23 parsel numarası ile Maliye Hazinesine adına hali arazi vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmüne dayalı kesinleşen kadastroya karşı açılan dava niteliğindedir. Kural olarak; kesinleşen kadastroya karşı açılan davaların 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmü uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunludur. Aksi halde, kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasına yasal olanak bulunmamaktadır. 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmünde sözü edilen hak düşürücü süre, niteliği itibariyle kamu düzenine ilişkin yargılamanın her aşamasında istek olmasa bile mahkemece resen gözetilmesi zorunludur. Somut olayda; çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 19.04.1994 tarihinde kesinleşmiştir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 3302 sayılı Yasaya göre 1992 yılında yapılıp 09.06.1993 tarihinde askı ilanı yapılarak 10.12.1993 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulama çalışmaları bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır....