Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4/3. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu 2.10.1998 tarihinde kesinleşmiş, dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu kaydı oluşmuş ve taşınmaz kamu malı orman olmuştur. Temyize konu dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde anılan 10 yıllık süre içinde vergi kaydı ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanılarak açılmıştır. Ne var ki; kesinleşen orman kadastrosunun iptali 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/D maddesi yollaması ile 6831 sayılı Orman Kanununun 3373 sayılı Yasa ile değişik 11/1. maddesi gereğince ancak tapuya dayanılarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde istenebilir. Davacı tapuya dayanmadığından, davasının reddi gerekmekte olup, HGK'nun istikrar kazanan uygulamaları da bu yöndedir (HGK'nun 08/06/2005 gün ve 2005/20-327 E.-2005/377 K. sayılı ve HGK'nun 28/06/2006 gün ve 2006/20-467 E.-2006/494 sayılı kararları.)...

    . - 3518 K. sayılı kararı ile; “Davanın devamı sırasında yörede yapılan orman kadastrosunun 10/08/2006 tarihinde ilan edildiği, eldeki tescil davasının aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına da dönüştüğü, orman kadastrosuna itiraz davasının tescil davasından ayrılıp orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerektiği” belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak orman kadastrosuna itiraz davası tefrik edilmiş ve kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro mahkemesi ise tescil davasına konu olan taşınmazın orman tahdidi dışında olması nedeniyle davacının davasının sıfat yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir....

      Somut olayda, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4/3. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu 18.08.2006 tarihinde kesinleşmiş, dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu kaydı oluşmuş ve taşınmaz kamu malı orman olmuştur. Temyize konu dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde anılan 10 yıllık süre içinde vergi kaydı ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanılarak açılmıştır. Ne var ki; kesinleşen orman kadastrosunun iptali 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/D maddesi yollaması ile 6831 sayılı Orman Kanununun 3373 sayılı Yasa ile değişik 11/1. maddesi gereğince ancak tapuya dayanılarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde istenebilir. Davacı tapuya dayanmadığından, davasının reddi usul ve yasalara uygun olup, HGK'nun istikrar kazanan uygulamaları da bu yöndedir (HGK'nun 08/06/2005 gün ve 2005/20-327 E.-2005/377 K. sayılı ve HGK'nun 28/06/2006 gün ve 2006/20-467 E.-2006/494 sayılı kararları.)...

        Aksinin düşünülmesi, 766 sayılı Kanun'un 28. maddesinin ortaya çıkardığı tüm olumsuzlukların devamına imkan sağlamak anlamı taşımaktadır. Bir başka anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 5. maddesi gereğince yapılan ilanı itiraz edenlere tebliğ hükmünde sayıp, itiraz etmeyenlere Kadastro Mahkemesinde dava hakkı tanımamak, hukuken savunulması ve kabul edilmesi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır. Şöyle ki; 766 sayılı Yasa'nın yürürlüğü sırasında tanzim edilen tutanağa itiraz edilip, itirazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 5. maddesi gereğince incelenip komisyon kararı ve tutanağın askıya çıkarılması durumunda, itiraz edenlerin askı ilanı içerisinde açacağı (örneğin tescil davası) dava kadastro mahkemesinde, tutanak kesinleşmemiş olmasına rağmen tutanağa itiraz etmeyen davacının açtığı (tescil veya tescile itiraz davası) dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görülecektir....

          Tesbit tutanağının kesinleşmesinden sonra 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince zilyetliğe dayanarak dava açılamaz. Sadece tapulu yerler için 6831 Sayılı Yasanın 11/1. ve 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddeleri gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içinde tapu iptal ve tescil davası açılabilir....

            Tesbit tutanağının kesinleşmesinden sonra 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince zilyetliğe dayanarak dava açılamaz. Sadece tapulu yerler için 6831 Sayılı Yasanın 11/1. ve 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddeleri gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içinde tapu iptal ve tescil davası açılabilir....

              Yönetimi tarafından, uygulama kadastrosundan önce genel mahkemede açılıp sonuçlanan tapu iptal ve tescil davası bulunduğunun da gözönünde tutulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine itiraz yönünden reddine, dava konusu taşınmazların 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro uygulama tutanağındaki gibi tapu siciline aynen aktarılmasına, davacı ... Yönetiminin dava konusu taşınmazın ... niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, dava dilekçesindeki açıklamaya göre uygulama kadastrosuna itiraz ve tapu iptal ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen ... kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra ilk tahdidin aplikasyonu ve sınırlandırması Yargıtay 2....

                Yönetimi tarafından, uygulama kadastrosundan önce genel mahkemede açılıp sonuçlanan tapu iptal ve tescil davası bulunduğu da gözönünde tutulmalıdır. Mahkemece, davanın niteliği kesin olarak saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru bulunmadığından, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir” denilmektedir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine itiraz yönünden reddine, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro uygulama tutanağındaki gibi tapu siciline aynen aktarılmasına, davacı ... Yönetiminin dava konusu taşınmazın ... niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, dava dilekçesindeki açıklamaya göre uygulama kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil niteliğindedir....

                  İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapıldığına, 3402 sayılı Kanunun 22/2-A maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunun kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun olduğuna, tapu iptali ve tescil talebi hakkında görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 10/06/2019 günü oy birliğiyle karar verildi....

                    Tutanağın kendisi açısından kesinleştiği tarihten davanın açıldığı 09.12.1991 tarihine kadar 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/son ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında açıklanan 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı anlaşılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici madde 4’de açıklanan ek 1 yıllık hak düşürücü süre de dava tarihine göre geçmiştir. Hak düşürücü süre, kamu düzeni ile ilgili olup, her türlü itiraz ve delillerden önce gözönünde tutulur. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında somut olayda hak düşürücü süre gerçekleşmiş bulunduğundan davacı tarafından açılan ve birleştirilen senet iptali davasının da değerlendirilip sonuçlandırılması sonuca etkili bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu