Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesince "3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 5. maddesi gereğince yapılan ilanı itiraz edenlere tebliğ hükmünde sayıp, itiraz etmeyenlere Kadastro Mahkemesinde dava hakkı tanımamak hukukun savunulması ve kabul edilmesinin mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı 766 sayılı Yasa'nın yürürlüğü sırasında tanzim edilen tutanağa itiraz edilip, itirazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 5. maddesi gereğince incelenip komisyon kararı ve tutanağın askıya çıkarılması durumunda, itiraz edenlerin askı ilanı içerisinde açacağı (örneğin tescil davası) dava kadastro mahkemesinde, tutanak kesinleşmemiş olmasına rağmen tutanağa itiraz etmeyen Hazinenin açtığı (tescil veya tescile itiraz davası) dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceğinden, bu kabul şekli kanun koyucunun amacına uygun olmadığı gibi, Anayasa ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yargılamanın kısa zamanda en az masrafla sonuçlandırılması gerektiği yolundaki kurallarına ve askı ilanı süresinde açılacak davaların kadastro mahkemesinde...

    Bundan ayrı, davacının belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve tapu kayıtları ile zilyetliğe dayalı tescil davalarına ilişkin dava dosyaları ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde açıklanan ilkeler ve limitler bakımından göz önünde tutulması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır. Dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Her ne kadar madde metninde tescilleri tarihinden itibaren denilmiş ise de, esasen tutanağın kesinleşme tarihi aynı zamanda tescil tarihi olarak kabul edilmektedir. 766 sayılı TK.nu 09.07.1987 tarih ve 19512 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 48/1. fıkrasıyla yürürlükten kaldırılmış olup, 3402 sayılı Kadastro Kanununun yürürlülük tarihinden itibaren Kadastro Kanunu hükümleri uygulanmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında; tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz, hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu bu fıkrada öngörülen 10 yıllık süre de çoktan geçmiştir. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekirken, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır....

        Hukuk Dairesinin 10/02/2009 tarih, 2009/1065 - 2009/1948 sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Çekişmeli taşınmazın yer aldığı köyde dava sırasında yapılıp, ilân edilen orman kadastrosu bulunduğu, bu nedenle eldeki tescil davasının orman kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğü, bu tür davaların kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, bu nedenle mahkemece; orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerektiği"ne değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılmış; orman kadastrosuna itiraz yönünden görevsizlik kararı verilerek bu davanın kadastro mahkemesinde sonuçlanması beklenmiştir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : T1 vekili tarafından verilen istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu 5086 ada 2 sayılı parsel hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 8 maddesi ve Kadastro Güncelleme Yönetmeliğinin 15.maddesi gereğince geçici 8.madde çalışması ile güncellemenin birlikte yapıldığını bu nedenle mahkemece asliye hukuk mahkemesindeki tescil davası ile birlikte görülerek esas hakkında bir karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

          Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın tapuda kayıt düzeltim davası değil, tapu iptali ve tescil davası olduğunu belirterek dava tarihine göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir 5520 Sayılı Kanunla değişik 2644 Sayılı Tapu Kanununun 31. maddesine göre taşınmaz malların yüzölçümünün tapu sicilinde yazılı miktardan fazla olduğu hallerde bu fazlalığın bitişik araziye elatmaktan ileri gelmediği ve sınırlarında bir değişiklik olmadığı mahkemece tespit edildiği takdirde taşınmazın gerçek yüzölçümünün tapu siciline yazılmasına karar verileceği hükmüne yer verilmiştir. 3402 Sayılı Yasa'nın 41/I. Maddesinde ise “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re'sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur....

            KARŞI OY Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı kendisine ait yaklaşık 15 dönümlük taşınmazını Ormaniçi Köyü kadastro çalışma alanı sınırları içinde bırakılmak suretiyle Hazine adına sazlık ve bataklık niteliğiyle 103 ada 120 sayılı parsel olarak tespit ve tescil edildiğini, kendisinin ise Taşmış Köyü’nde nüfusa kayıtlı olduğunu ve bu köyde ikamet ettiğini açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunması nedeniyle reddine karar verilmesi ve hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yüksek Dairece onanmıştır....

              KARŞI OY Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı kendisine ait yaklaşık 6 dönümlük taşınmazını Ormaniçi Köyü kadastro çalışma alanı sınırları içinde bırakılmak suretiyle Hazine adına sazlık ve bataklık niteliğiyle 103 ada 120 sayılı parsel olarak tespit ve tescil edildiğini, kendisinin ise Taşmış Köyü’nde nüfusa kayıtlı olduğunu ve bu köyde ikamet ettiğini açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunması nedeniyle reddine karar verilmesi ve hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yüksek Dairece onanmıştır....

                KARŞI OY Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı kendisine ait yaklaşık 20 dönümlük taşınmazını Ormaniçi Köyü kadastro çalışma alanı sınırları içinde bırakılmak suretiyle Hazine adına sazlık ve bataklık niteliğiyle 103 ada 120 sayılı parsel olarak tespit ve tescil edildiğini, kendisinin ise Taşmış Köyü’nde nüfusa kayıtlı olduğunu ve bu köyde ikamet ettiğini açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunması nedeniyle reddine karar verilmesi ve hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yüksek Dairece onanmıştır....

                  Aksinin düşünülmesi, 766 sayılı Kanun'un 28.maddesinin ortaya çıkardığı tüm olumsuzlukların devamına imkan sağlamak anlamı taşımaktadır. Bir başka anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 5.maddesi gereğince yapılan ilanı itiraz edenlere tebliğ hükmünde sayıp, itiraz etmeyenlere Kadastro Mahkemesinde dava hakkı tanımamak, hukuken savunulması ve kabul edilmesi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır. Şöyle ki; 766 sayılı Yasa'nın yürürlüğü sırasında tanzim edilen tutanağa itiraz edilip, itirazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 5.maddesi gereğince incelenip komisyon kararı ve tutanağın askıya çıkarılması durumunda, itiraz edenlerin askı ilanı içerisinde açacağı (örneğin tescil davası) dava kadastro mahkemesinde, tutanak kesinleşmemiş olmasına rağmen tutanağa itiraz etmeyen davacının açtığı (tescil veya tescile itiraz davası) dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görülecektir....

                    UYAP Entegrasyonu