Öte yandan menfi tespit davasında, alacaklı olarak kim taraf gösterilmiş ise, dava sonunda verilen karar, sadece ona karşı hüküm ifade eder. Somut olayda, takip alacaklısı bonoda ciranta olup, keşideci ve lehtar hakkında takip yapmıştır. Menfi tespit davası, keşideci ile lehtar arasında görülmektedir. Yukarıdaki yasa hükmü gözetildiğinde, alacaklı cirantanın taraf olmadığı menfi tespit davasında verilen karar alacaklıyı bağlamaz. Takip alacaklısı 3. kişi ciranta olup, menfi tespit davasının tarafı değildir. Bu nedenle anılan karar ile senedin iptal edilmiş olması, ona karşı hüküm ifade etmez. O halde mahkemece, borçlunun, TTK.nun 687/1.maddesinde belirtildiği üzere, alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat edemediği gibi, İİK.nun l69-a/1. maddesinde öngörülen nitelikte bir belge ile de iddiasını kanıtlayamadığı dikkate alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu kapsamda bir belirsizlik, kesinleşmiş mahkeme kararıyla nihayete erdirildiğinden güncel anlamda aynı borca/alacağa ilişkin menfi tespit hükmü elde etme ihtiyacı ortadan kalkar. 28. Buradan hareketle açılan menfi tespit davasının konusu olan bir borca/alacağa ilişkin olarak sonradan yapılan icra takibine itirazın iptali davası sonunda verilen hüküm ile her iki dava konusu borcun/alacağın dava veya icra takibi ile talep edilebilirliğinin mevcut olmadığının tespit edilmesi, aynı borca/alacağa ilişkin icra takibi öncesi açılmış olan menfi tespit davasındaki hukuki yararı ortadan kaldırır....
Uygulamada söz konusu menfi tespit davasında, takip borçlusunun da davalı olarak gösterdiği de olmaktadır. Menfi tespit davası yalnızca takip alacaklısına karşı açılmışsa takip alacaklısı bu davayı takip borçlusuna ihbar edebilir. Takip borçlusunun menfi tespit davasına feri müdahalede bulunması da mümkündür. Üçüncü kişi tarafından açılacak menfi tespit davasının konusu, takip borçlusunun kendisinde hiç ya da haczedilen miktarda alacağının bulunmadığı, yani takip borçlusuna borcunun olmadığı, malın yedinde bulunmadığı, haciz ihbarnamesi tebliğinden önce ödendiği veya borcun sona erdiğine ilişkin iddiadır....
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir. Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur. Somut olayda; davalı borçlu ..., temyiz dilekçesi ile davaya esas alacak bakımından, borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açtığını bildirmiştir. Dairemizin 2016/18895 Esas, 2020/6099 Karar sayılı mahalline iade kararından sonra davalı tarafından menfi tespit davasına ilişkin evraklar dosyaya sunulmuştur. Yapılan incelemede; Bakırköy 27....
Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. 23. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, başka bir deyişle bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer....
İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297 ve 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı Kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, İIK 72/son maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkemenin, icra takibinin yapıldığı yer veya davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesi olduğu, davalının adresinin ... ilçesi olması ve menfi tespit davasına konu icra takibinin de ... İcra Müdürlüğü'nün 1999/390 sayılı icra takibi dosyası olması hususları gözönüne alınarak işbu mahkemenin dava konusu olayı çözmekte yetkisi bulunmadığı gerekçeleriyle, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine ve istem halinde karar kesinleştikten sonra dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK' nın 89/3 maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Anılan yasa hükmüne göre 3.haciz bildirimini alan üçüncü kişi, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde 15 gün içinde menfi tespit davası açabilir....
./ ... 3- ... GIDA İNŞAAT MÜHENDİSLİK ANONİM ŞİRKETİ - ... / ... .../ ... 4- ... GIDA TEKSTİL İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ - ... / ... .../ ... DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 07/07/2022 KARAR TARİHİ : 26/03/2024 KARAR YAZIM TARİHİ : 08/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA VE SAVUNMA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin davalılara karşı ve ... 18. İcra Müdürlüğünün 2022/......
Çek nedeniyle borçlu olunmadığı talebinin keşideci tarafından ileri sürülmesi gerekir. Davacının gerçek kişi olarak somut davada menfi tespit talebinde bulunması için taraf sıfatı bulunmamaktadır. Dolayısıyla aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı tarafın icra ceza mahkemesinde karşılıksız çek keşide etme suçundan yargılanıyor olması ve İcra Ceza Mahkemesi'nce davacıya menfi tespit davası açması konusunda süre verilmiş olması, bu davada davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlamına gelmeyecektir. Zira menfi tespit davasını keşideci şirket adına açılmış olması halinde, açılacak bu davada imza incelemesi yapılarak imzanın şirket yetkilisine ait olup olmadığı incelenecek olup, icra ceza mahkemesi tarafından bu dosyanın sonucu beklenilmelidir. Şirket yetkilileri tarafından açılan eldeki davada davacıların aktif husumetlerinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Devrek İcra Müdürlüğü'nün 2012/4527 esas sayılı dosyasının tetkikinden; davalı alacaklı tarafından dava dışı Orhan Pilavcı hakkında takip başlatıldığı, takipte dava dışı Orhan Pilavcı için davacı 3. kişi şirkete 75.096,79 TL için 89/1 haciz ihbarnamesinin 14/06/2016 tarihinde; 76.276,25 TL için 89/2 ihbarnamesinin 23/08/2016 tarihinde ve 76.756,85 TL için 89/3 haciz ihbarnamesinin 05/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı 3. kişi şirket tarafından Devrek 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/284 esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davası nedeni ile davacı 3. kişiye yönelik cebri icra işlemlerinin durdurulmasına karar verildiği, mahkemece verilen kararın istinafı üzerine Ankara BAM 23. H.D.'...