Davalı vekili cevabında, 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığını, davacının İcra Mahkemesine birinci haciz ihbarnamesinin ve haciz kararının iptali için dava açıtığını, ancak davacının sonucunun kesinleşmesini beklemeden iş bu davayı açtığını, davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, icra mahkemesince icra müdürlüğünün haciz kararı ve işlemlerinin iptal edilip, kararın kesinleştiğini, haczin, borçlu adına davacı banka şubesinde depo edilmiş olan mevduat hesabına uygulandığını, davacının icra takibinde 3. kişi konumunda olup, İİK.'nun 89 maddesi kapsamı dışında davalı alacaklıya menfi tespit davası da açamayacağını savunarak konusu kalmayan davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili, üçüncü haciz ihbarnamesinin davacıya 09.12.2009 tarihinde tebliğ edildiğini, İİK' nun 89/3 maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açılması gerekirken bu sürenin geçirilerek 15.01.2010 tarihinde dava açıldığını, hak düşürücü sürenin re'sen dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş, % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre İİK' nun 89. maddesi gereğince 15 günlük süre içinde davacı şirketin menfi tespit davası açmadığı, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmeyen davacının zimmetinde borcun bulunduğu, süresi içinde açılmayan menfi tespit davasında takip alacaklısı davalının husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı İİK' nun 89. maddesi uyarınca çıkartılan 3. haciz bildiriminden sonra menfi tespit davası açmıştır....
Herhangi bir nedenle itiraz süresininin geçirilmesi halinde üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır....
İlamsız icra takibine itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın iptali davası açılmış ise böyle bir dava açıldıktan sonra, aynı borç ile ilgili menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı kabul edilmektedir. Ancak takibe itiraz edilmiş olmasına rağmen alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmamış olan hallerde borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığının kabulü doğru görülemez. Zira alacaklının elinde her an tehdit unsuru taşıyan bir senet ya da borç belgesinin mevcudiyeti karşısında borçlunun bu tehdit unsurundan kurtulmak ve maddi hukuk açısından borçsuzluğunun tesbitine dair kesin hüküm elde edebilmek amacıyla dava açmakta hukuki yararı mevcuttur....
Dava 6183 sayılı yasanın 79.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır....
Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulması kararı verilemeyeceği ayrıca "Borçlu, icra takibinden sonra (takip sırasında) da (borç ödeninceye kadar) borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. (1) Borçlunun, icra takibinden sonra menfi tespit davası açabilmesi için de borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararın (menfaatinin) bulunması gerekir. (2) İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının icra takibine etkisi. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası, (aynı alacak için bu davadan önce yapılmış ve devam etmekte -derdest- olan) ilamsız icra takibine kendiliğinden durdurmaz. Yukarıda görüldüğü gibi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden dur durmayacağı gibi, menfi tespit davasına bakan mahkeme, ihtiyati tedbir yolu ile dahi icra takibin durdurulmasına karar veremez....
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, üçüncü kişi tarafından icra takibinden sonra İİK m.89/3 hükmüne dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Somut olayda işbu davaya dayanak yapılan .... İcra Dairesinin 2022/... Esas Sayılı icra takip dosyasından alacaklı davalı ... Bankası A.Ş. Tarafından dava dışı borçlular ... ... ... ve ... San. Ltd. Şti. Aleyhine 483.000,00 asıl alacak (senet), 1.250,51 İşlemiş faiz, 1.449,00 TL %0,30 komisyon olmak üzere toplam 485.699,51 TL alacak istemi ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine girişmiş olduğu, icra takibi esnasında borçlunun 3. Kişilerde bulunan hak ve alacakları üzerine haciz konulması amacıyla 3. Kişilere haciz ihbarnamelerinin çıkartıldığı, davacının da haciz ihbarnamesi gönderilen 3. Kişilerden olduğu, davacı tarafından 3....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 13/12/2021 NUMARASI: 2021/714 2021/954 DAVA: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit Taraflar arasındaki davada İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 6. Asliye Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İstanbul 6....
Dava 6183 Sayılı Yasa uyarınca yapılan takip ve aynı yasanın 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Anılan madde gereğince haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs,borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak, borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. 3.kişinin süresinde itiraz etmemesi halinde mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur. Herhangibir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde 3.kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır....