İstinafa konu menfi tespit davası ise 06/05/2019 tarihinde açılmış ve aynı icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik olduğu görülmüştür. Borçlu hakkında yapılmış bir takibin bulunduğu ve alacaklının itirazın iptali davası açmadığı durumlarda borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmada hukuki yararı vardır. Ancak menfi tespit davasından önce açılan itirazın iptali davasından sonra menfi tespit davası açılması durumunda hukuki yararın bulunup bulunmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda, yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı açıktır....
İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Ancak,6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Herhangi bir nedenle itiraz süresininin geçirilmesi halinde üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır....
Ancak borçlu tarafından açılacak davada, alacaklı durumundaki davalının, savunmalarını def’i yolu ile ileri sürmesi halinde, borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da zamanaşımını keseceğinin kabulü gerekir. Nitekim, Yargıtay HGK’nun 20.1.1996 tarih ve 1996/12–654 Esas, 1996/805 sayılı kararı ile de aynı ilke kabul edilmiştir. Dolayısıyla, az evvel değinilen koşulun varlığı halinde, menfi tespit davası hakkında verilen karar kesinleşinceye kadar zamanaşımının işlemeyeceği tartışmasızdır. Somut olayda, şikayetçi borçlunun ... 31....
Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119). İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır....
Şti. arasında taşımacılık sözleşmesi bulunsa da sözleşmede akaryakıt teslimine ilişkin hüküm bulunmadığı, davalıların muvafakati olmadığından tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, tacir olarak gerekli basiret ve özeni göstermeyen davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle itirazın iptali ve alacak davalarının reddine, menfi tespit davasında ileri sürdüğü iddialar daha önce açılmış bulunan itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, borçlu davacıların bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının usulden reddine karar verilmiş, hüküm asıl-birleşen alacak davası davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle asıl davada davacının davasını dayandırdığı veresine fişlerinin bir kısmında imzası bulunan ve tanık olarak dinlenilen ilgili kişi Osman Evci'nin davalılardan ... Taşımacılık Ltd....
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 16. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....
Mahkemece, toplanan delillere göre, her nekadar dava menfi tespit davası olarak açılmış ise de talebin şikayet niteliğinde olup başvuru merciinin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, imza inkarına dayalı menfi tespit davası olup, dayanağını İİK'nın 72. maddesinden almaktadır. İİK'nın 72. maddesinde, borçlunun takipten önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği düzenlemiştir. İİK'nın 72. maddesi uyarınca açılan davaların genel mahkemelerde görülmesi gerektiği düşünülmeden yazılı gerekçe ile İcra Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2024/320 Esas KARAR NO :2024/333 DAVA:Menfi Tespit DAVA TARİHİ:29/03/2023 KARAR TARİHİ:27/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava İİK 72. Maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davası olup, tevzi formunda 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Menfi Tespit) davası olarak nitelendirildiğinden dosyanın finans mahkemesi olarak görevli mahkememize tevzii edildiği, ancak benzer mahiyetteki dosyalarda finans mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle verilen kararların İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi 2023/... esas, 2023/... karar, İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi 2023/... esas, 2023/... karar, İstanbul BAM 12....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın hata hile ikrah nedenine dayalı senedin geçersiz olduğundan bahisle açılan menfi tespit davası olduğu, dinlenilen tanık anlatımları ile Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/179 E. sayılı dosyasından senet borçlusu davacı kısıtlı olduğunun anlaşıldığı, davacının okuma yazma bilmediği, senedin hile ile alınmadığının davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava ehliyetsizlik ve hile sebebiyle açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davacının senet tanzim tarihinde tam ehliyetli olup olmadığı konusunda sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
Her ne kadar, icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası sonrasında açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bulunmadığı kabul edilmekte ise de, eldeki davanın, itirazın iptali davası sonrasında açılan bir menfi tespit davası olmadığı, bundan ayrı davalı tarafından açılan alacak davasında dayanılan dosyalar ile icra takibine dayanak dosyalar tek tek karşılaştırıldığında, bir kısım dosyaların farklı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; gerek icra takibine dayanak dosyalar ile alacak davasına konu dosyaların örtüşmediği, gerekse eldeki davanın itirazın iptali davası sonrası açılan menfi tespit davası olmadığı, dolayısıyla davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilerek, eldeki dava ile İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olan 2020/214 Esas sayılı davanın birleştirilerek görülmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. " (Yargıtay 3....