Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, 19.04.2010 tarihinde davacıya 7 günlük süre verildiğini, 22.04.2010 tarihinde bu işlemi şikayet ettiğini şikayetin 30.04.2010 tarihinde red edildiğini davanın 16.06.2010 tarihinde 7 günlük süreden sonra açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 3.kişinin, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu haciz 19.04.2010 tarihinde yapılmış ve davacı 3.kişi olarak verdiğini belirtmiştir. İstihkak iddiası niteliğindeki bu iddia ile yasada öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmiştir. İstihkak iddiası üzerine İcra Müdürlüğünce İİK.nun 97/1 maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir. Prosedür işletilmemişse, dava açma süresi henüz başlamış olamayacağından 3.kişi davasını hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar açabilir....

    Mahkemece, toplanan delillere göre; haciz yapılan adresin davacı 3.kişiye ait adres olması ve haciz sırasında 3.kişi vekilince istihkak iddiasında bulunulması üzerine, İİK.nun 99.maddesi uyarınca işlem yapılarak asıl takibin yapıldığı icra müdürlüğünce alacaklı tarafa dava açmak üzere (7) günlük süre verilmesi gerekirken, talimat icra müdürlüğü tarafından istihkak iddiası İİK.nun 96 ve 97.maddeleri bağlamında değerlendirilerek hatalı işlem yapıldığı, davanın alacaklı tarafından açılması gerektiği, istihkak iddiasında bulunan davacı 3.kişinin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu menkuller 06.7.2007 tarihinde borçlunun yokluğunda, ancak borç kaynağı senette ve ödeme emrinin tebliğ edildiği “......

      Mahkemece, davacının haczedilen eşyaların bir kısmı için faturalar sunduğu ve iddiasını ispatladığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Borçlu ve eşi borcun doğumundan sonra anlaşmalı olarak boşanmışlar ve dava konusu ev eşyalarının haczi borçlunun mernis kayıtlarında yer alan adresinde yapılmıştır. Boşanmadan önce borçlunun bu evde oturduğu davacı tarafından kabul edilmiştir. Bu nedenle İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararı- nadır. Davacı 3.kişinin bu karinenin aksini her türlü delille ispatlanması olanaklıdır. Ancak, davacı 3.kişi yargılama sırasında dava konusu eşyaların annesine ait olduğunu belirtmiş, hacizli LCD TV için kendi adına fatura sunmuştur....

        Mahkemece, tensiple dava dilekçesinde davalı olarak kimsenin gösterilmediği, açıkça beyanda bulunma maksatlı düzenlendiği ve sehven esasa kaydedilen dosya hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar verilmiş; hüküm, beyanda bulunanlar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3 kişilerin İİk’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir. Bir uyuşmazlıkta maddi olayın taraflarca yanlış nitelendirilmesi kendilerini ve hakimi bağlamaz hakim tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir....

          Mahkemece, tensiple dava dilekçesinde davalı olarak kimsenin gösterilmediği, açıkça beyanda bulunma maksatlı düzenlendiği ve sehven esasa kaydedilen dosya hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar verilmiş; hüküm, beyanda bulunanlar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3 kişilerin İİk’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir. Bir uyuşmazlıkta maddi olayın taraflarca yanlış nitelendirilmesi kendilerini ve hakimi bağlamaz hakim tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir....

            Davalı 3.kişi vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece,3 kişinin teminat yatırmadığı ve istihkak davasının 14.07.2008 tarihli ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 günlük süreden sonra açtığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK’nun 96 ve devamı maddelerinde 3.kişinin istihkak iddiası üzerine icra müdürlüğünce işletilmesi gereken prosedürler ve dava açılma şekli ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Buna göre, malın borçlu elinde haczedilmesi üzerine o mal üzerinde üstün bir hakkı bulunduğu kanısında olan 3.kişi veya onun yararına borçlu yada borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran kişi istihkak iddiasını icra müdürlüğünü bildirir.(İİK(nun 96/1,85/2)İcra müdürlüğünü yapılacak istihkak iddiası sözlü veya yazılı olabileceği gibi haciz sırasında tutanağa yazdırılmak suretiyle ileri sürülebilir....

              Mahkemece, İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin aksi ispatlanmadığından ve davanın süresinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir Dava konusu taşınır mallar 06.06.2006 tarihinde davacıların huzurunda haczedilmiş ve haciz sırasında istihkak iddiasında bulunmuş ve davalı alacaklı istihkak iddiasına itiraz etmiştir. İstihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmiştir. İstihkak iddiası üzerine İcra Müdürlüğünce İİK. nun 97/1 maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir. Prosedür işletilmemişse, dava açma süresi henüz başlamış olamayacağından 3.kişi davasını hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödenmesine kadar açılabilir. Prosedür Işletilmişse icra mahkemesince verilecek kararın tefhimi veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak davasını açabilir....

                Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu aracın trafik kaydı üzerine ilk haciz 01.12.2005 tarihinde konulmuş ve 1 yıl içerisinde satış istenmediği için haciz İİK’nun 110. Maddesi gereğince kalkmıştır.Daha sonra alacaklı 19.02.2007 tarihinde haczin yenilenmesini istemiş ve bu haciz 13.03.2007 tarihinde aracın trafik kaydına işlenmiştir. Dava ise 23.05.2007 tarihinde açılmıştır. Davacı 3.kişinin 13.03.2007 tarihli hacizden ne zaman haberdar olduğu konusunda dosya içerisinde bir bilgi veya belge bulunmadığı gibi davalı alacaklının, davacının haczi daha önce öğrendiğine ilişkin bir iddia ve ispatı olmamıştır. Bu halde, davanın İİK’nun 97/9 maddesi gereğince süresinde açıldığının kabulü gerekir. Öte yandan, davacı 3.kişinin mülkiyet hakkına dayalı olarak İİK’nun 96 ve devamı maddelerine göre bu davayı açma hakkı bulunduğu tartışmasızdır....

                  Mahkemece, davacı 3.kişinin hacizden 26.04.2010 tarihinde haberdar olduğu, davanın ise 23.06.2010 tarihinde açıldığı, 7 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın süre yönünden reddine karar vermiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık 3.kişinin İİK’nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Her üç takip dosyasında da dava konusu hacizler 21.07.2009 tariihnde yapılmıştır. Davacı 3.kişi 19.04.2010 tarihinde istihkak iddiasında bulunmuştur. Davacının haczi bu tarihten önce öğrendiğine ilişkin iddia, ispat ve delil bulunmadığından öğrenmenin bu tarih olduğunun kabulü gerekmek- tedir. Yasal süresi içinde yapılan bu istihkak iddiası ile dava açma süresi kesilmiştir. Alacaklı istihkak iddiasına karşı çıktığından İcra Müdürlüğünce İİK’nun 97.maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir....

                    Mahkemenin davacının dava konusu aracı hacizden önce noter sözleşmesi ile satın aldığından bahisli davanın kabulüne ilişkin kararı Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 25.10.2005 tarih ve 2005/3126 Esas 2005/9905 Karar sayılı ilamı ile aracın satıştan önce davacının oğlunun elinde iken fiilen haczedildiğindin iyi niyetli sayılamayacağından davanın reddi gerektiği yönünde bozulmuş, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş ise de bu kez takip dayanağı bononun sahteliğine ilişkin dava bulunduğu iddiası ile hüküm davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden,dava konusu takibin dayanağı 08.11.2003 tarihli bononun sanık ... tarafından borçlu ...’nın imzası taklit edilerek düzenlendiğinin tesbit edilerek anılan sanık hakkında ......

                      UYAP Entegrasyonu