Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya dava tarihi itibariyle 3.217,85 TL asıl alacak ve 5,63 TL işlemiş faiz borcu bulunduğunun tespitine, asıl alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava; atık su abonesinin davalı kuruma karşı açtığı menfi tespit istemine ilişkin olup, talep yargılama sırasında istirdat istemine dönüşmüştür. Bir hukuki ilişkinin mevcut olduğunun tespiti için açılan davaya, müspet (olumlu) tespit davası denir. Bu dava, davacının varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin, davalı tarafından inkar edilmesi halinde açılır. Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya ise, menfi (olumsuz) tespit davası denilir. Somut olayda; davacı taraf davalıya borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalı kuruma 2012/3 döneminde tahakkuk ettirilen elektrik faturasının 56.414,71 TL'lik kısmından davalının sorumlu olduğu, 155.043,29 TL'lik kısmından ise sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; menfi tespit davası istemine ilişkindir. 08.07.2013 tarihli dava dilekçesi ekinde davacı ...'a vasi tayin edildiğine dair kararı ibraz etmiş, ancak dava tarihinde yürürlükte bulunan 4721 sayılı TMK'nun 448. maddesi uyarınca, vesayet makamından izin aldığına dair bir ilam dosyaya sunulmamıştır. Vesayet altında bulunan kişiler (küçükler veya kısıtlılar) vasileri tarafından temsil edilirler....
Mahkememizde görülmekte olan davanın çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti için açılan menfi tespit davası olduğu, birleştirme talep edilen dosyada da dava konu çekten dolayı farklı davacıların açtığı menfi tespit davası olduğu, her iki davaya konu çekin aynı olduğu, dosya kapsamında bilirkişi raporu alınmış defterlerin incelendiği, davalar arasında bağlantı olduğu görülmüş neticede her iki davanın birleştirilmesinin usul ekonomisine daha uygun olacağı anlaşıldığından birleştirme kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.-Mahkememiz dosyası ile Ankara .... Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/266 Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla dosyamızın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/266 Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, 2.-Esasın bu şekilde kapatılmasına, 3.-Sair işlemlerin birleşen dosyada devamına, 4.-Dosyamız ve eklerinin Ankara ......
Mahkememizde görülmekte olan davanın çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti için açılan menfi tespit davası olduğu, birleştirme talep edilen dosyada da dava konu çekten dolayı farklı davacıların açtığı menfi tespit davası olduğu, her iki davaya konu çekin aynı olduğu, dosya kapsamında bilirkişi raporu alınmış defterlerin incelendiği, davalar arasında bağlantı olduğu görülmüş neticede her iki davanın birleştirilmesinin usul ekonomisine daha uygun olacağı anlaşıldığından birleştirme kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.-Mahkememiz dosyası ile Ankara .... Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/266 Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla dosyamızın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/266 Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, 2.-Esasın bu şekilde kapatılmasına, 3.-Sair işlemlerin birleşen dosyada devamına, 4.-Dosyamız ve eklerinin Ankara ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-tedbir davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ihtiyati tedbire itiraz eden vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - İhtiyati tedbir isteyen (davacı) vekili, taraflar arasıdaki eser sözleşmesi uyarınca avans olarak verilen çeklerin işin eksik ve ayıplı yapılmasından dolayı bedelsiz kaldığı iddiasıyla açmış olduğu menfi tespit davasında çeklerin ibrazının önlenmesi ve icra takibine konulmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece istem uygun görülerek çeklerin ibraz edene ödenmemesi, çek bedellerinin bankada bloke edilmesi, ibraz edilen çeklere el konularak mahkemeye gönderilmesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraz eden 3.kişi ......
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/18 Esas sayılı dosyası ile Menfi Tespit davası ikame ettiğini, her ne kadar davalı tarafça açılan menfi tespit davası ile işbu dilekçemizle ikame ettikleri dava, aynı hukuki ilişkiden kaynaklı olarak davalı tarafın borçlu olup olmadığının tespitine ilişkin olsa da davalı tarafça açılan dava mahiyeti itibariyle bir tespit davası olup verilebilecek hüküm menfi tespit davasının reddi, davalının borçlu olduğu yönünde verilse dahi işbu hükmün yöneltmiş oldukları ilamsız icra takibi üzerindeki itirazın kaldırılması ve takibin devamı yönünde herhangi bir nitelik ihtiva etmeyeceğinden davalı tarafın açmış olduğu menfi tespit davası ile işbu itirazın iptali davasının herhangi bir şekilde derdestlik ilişkisi teşkil etmediğini ve işbu davayı ikame etmekte hukuki yararları olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında gerçekleşen mal satımı ilişkisi sonucu teslim edilen malların bedellerine ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından 2022 yılı içerisinde farklı...
Menfi tespit davası HMK'da düzenlenen yetkili mahkemelerde de açılabilir. HMK.6 madde gereği, "Genel yetkili mahkeme, davalı veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir." hükmünü içermektedir. Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup, HMK.6. Madde gereği genel mahkemede veya İİK'nın 72/8. maddesi gereği, takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi veya davalının ikametgah mahkemesinde açılabilir. İİK.72/8. madde gereğince, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, yetkili mahkemeyi seçim hakkı davacı-borçludadır, ancak davacı-borçlunun, menfi tespit davasını bu mahkemelerden birisinde açmayıp yetkisiz mahkemede dava açması durumunda, seçim hakkı davalı/alacaklıya geçmektedir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/426 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtığı, takip alacaklısı vekili tarafından, açılan menfi tespit davasında alacak def’inde bulunmaları nedeniyle zamanaşımının kesildiği dolayısıyla takibin zamanaşımına uğramadığı yönünde iddiada bulunulduğu görülmüştür. O halde mahkemece, işin niteliği gereği duruşma açılıp, tarafların beyan ve delilleri de gözönüne alınarak, menfi tespit davasının takibe konu alacakla ilgisi tespit edildikten sonra davalı olan alacaklı tarafça alacak def’inde bulunulup bulunulmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 15/09/2021 NUMARASI: 2021/571 2021/749 DAVA: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit Taraflar arasındaki davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespite ilişkindir. İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, "......
Kişi konumunda bulunan işveren davacıda alacağının bulunduğu gerekçesi ile davalı alacaklının İcra ve İflas Kanunu 89. Madde hükümlerine göre gönderilen haciz ihbarnameleri sonucu itiraz edilmediği gerekçesi ile söz konusu alacağın 3.kişi davacıda bulunduğunun kabulü sonucunun varsayımı ile malvarlığına haciz uygulanması ve haksız olarak borçlu sayılmasının engellenmesi amacıyla açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır. 3.kişi menfi tespit davasını, üçüncü haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren on baş gün içinde açmak zorundadır....