Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL-KULLANIM KADASTROSU Davada Hazine ile Orman İdaresi taraf olup, dava ilk olarak tescil davası olarak açılmışken yargılama sırasında çekişmeli taşınmaz 6831 sayılı Yasa'nın 2B maddesi gereği Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmakla taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 8 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, Tavşancıl Köyü 167 ada 2 parselin öncesi orman iken, daha sonra 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiasıyla davalılar adına kayıtlı tapunun iptalini ve Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 19.03.2007 tarihli raporda işaretli 1156.88 m2 taşınmazın tapusunun iptali ile 2/B şerhi ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 03.07.1944 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1989 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan eski 1355 parsel sayılı (yeni 28130 ada 32 parsel) 6390 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit edilmiş, Antalya Kadastro Mahkemesi'nin 24.01.1995 tarih, 1993/2847 Esas, 1995/6 Karar sayılı kesinleşmiş ilamı üzerine ... adına tescil edilmiş, taşınmaz üzerinde bulunan elektriği ve suyu olan tek katlı iki adet dükkan, su kuyusu, dört adet cam seranın ...'a ait olduğuna ilişkin tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmiştir. Davacı ..., taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine 2B şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır....

        Yörede, 28/03/2012 tarihinde ilân edilen 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2B madde uygulaması bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre; çekişmeli taşınmazın 23.03.1995 tarihinde ilân edilen arazi kadastro çalışmalarında Çamkonak köyü 125 ada 2 parsel olarak, ... tarafından ve köy tüzel kişiliği aleyhine açılmış tescil davasına konu olması nedeniyle malik hanesinin boş bırakılarak tutanak ve eklerinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. ve 27. maddeleri gereğince .......

          Davacı vekili; davalının haksız yere davacı hakkında icra takibi başlatarak kesinleştirdiğini, oysa 2B arazisinin hazineden satın alındığını, davacının icra tehdidi altında toplamda 56.414,25 TL icra dosyasına ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek bu tutardaki alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı; zilyetliği kendisine ait bulunan 2B arazisindeki haklarını davacı kızının kendisine bakması ve taşınmazı satmaması koşuluyla devrettiğini, taşınmazın davacı kızı adına tescil edilmesine muvafakat verdiğini, ancak davacının taahhüdünü yerine getirmediğini ve taşınmazı satışa çıkardığını, bu yüzden taşınmaz bedeline karşılık 50.000,00 TL'nin tahsili için davacı hakkında icra takibi başlattığını savunarak davanın reddini dilemiştir. İlk derece mahkemesince; geçerli bir hukuki sebebi bulunmayan ve dayanağı olmayan ödemelerin talebi halinde sebepsiz zenginleşmeye göre iadesinin istenebileceği gerekçesiyle "davanın kabulüne; Antalya 7....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/297-1992/152 sayılı tescil ilâmı ve krokisi kapsamında kaldığı, daha sonra yörede yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması sırasında taşınmazın tahdit içine alınması üzerine tescil malikleri tarafından açılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına itiraz davası üzerine İzmir Kadastro Mahkemesinin 1998/48-125 sayılı kararı ile aplikasyon ve 2b madde uygulamasının iptal edildiği, bu kararların tarafları için kesin hüküm oluşturduğu belirlenerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüme ilişkin hükmün onanması gerekmiştir. 2- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Kadastro Mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1622 KARAR NO : 2022/1200 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARAKOÇAN KADASTRO MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2020 NUMARASI : 2019/64(E), 2020/15(K) DAVA KONUSU : Orman Kadastrosuna İtiraz KARAR : Taraflar arasında görülen davada Mahkemece görevsizliğe dair verilen kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup incelendikten sonra: GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2019 tarihinde yapılan kadastro tespitiyle 131 ada 1, 127 ada 1, 129 ada 1, 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazların hazine adına orman vasfında tescil edildiğini...

            Dava, tapu iptali ve tescil ve tescil harici bırakılan taşınmazların Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 1966 yılında arazi kadastrosu yapılmış, 12.06.1968 -11.07.1968 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir. Orman kadastrosu ve 2B uygulaması 1988 yılında yapılmış, 16.06.1989 tarihinde ilan edilerek 16.12.1989 tarihinde kesinleşmiştir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimi ve gerçek kişiye ayrı ayrı yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 19/02/2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

              İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 1940 yılında yapılan orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu ve 6831 sayılı Yasanın 11.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin çoktan geçtiği, 2007 yılında yapılan aplikasyon ve 2b madde uygulamasının davacıya yeni bir dava hakkı vermediği anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Somut olayda;talebin,kadastro çalışmaları sonucu mülkiyeti davalı Hazine adına kayıtlı 2B kapsamındaki taşınmazda beyanlar hanesinde boş olan kullanıcı hanesi kısmına "İsmail oğlu ..." isminin yazılması ilişkin olduğu,,dava konusu olan taşınmaz hakkında 2B kadastro tutanaklarının düzenlendiği, bu düzenlenen tutanakların askı ilanının 09.09.1995-09.10.1995 tarihi olduğu,bu tarihten sonra tutanak içeriklerine itiraz edildiği ve davanın 3402 sayılı kanun uyarınca yapılan kadastro çalışmaları ve tutanaklarının içeriğine ilişkin olduğu, davanın 6100 sayılı kanunun 4/1-c maddesinde sayılan salt zilyetliğin korunmasına ilişkin bir dava olmadığı , görevli mahkemenin 6100 Sayılı HMK'nin 2/1 maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'...

                  UYAP Entegrasyonu