Sayılı ilamın incelenmesinde; Dava türünün Tapu iptali ve tescil davası olduğunun belirtildiği, Gerekçeli Kararının hüküm kısmının 1. fıkrasında “tapu iptal ve tescil talebi husumet yokluğundan reddine, alacak talebinin kısmen kabulü ile 462.129,27.-TL.nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı tarafa ödenmesine” karar verildiği, 23/02/2021 tarihli iş bu kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar genel mahkemece, terditli dava sonucunda alacağa hükmedilmiş ise de; dava sırasında tapu iptali ve tescil talebi incelenip bu husus değerlendirme konusu yapıldıktan sonra tapu iptal tescil talebi bakımından davanın reddine, alacak (tazminat) talebi bakımından kabulüne karar verilmiş olup, temelde dava gayrimenkulün aynına taalluk ettiğinden, ilam kesinleşmeden takibe konulamaz. Asıl karar kesinleşmedikçe, eklenti niteliğindeki alacak tutarlarının tahsilini teminen de ilamlı icra takibi başlatılamaz....
göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası. 3....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” 2....
Dava, davacı tarafından tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde taşınmazların bedelinin tahsili istemli terditli dava şeklinde açılmış olup davacının ilk talebi taşınmazın aynına yönelik tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Davanın niteliği gereği uyuşmazlık adli yargının görev alanına girmektedir. İdari yargının görev alanına giren uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının terditli tazminat talebi hakkında araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması HMK'nun 297.maddesine aykırı görülmüştür. Bu nedenlerle davacı vekili istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1- a-3- 6 maddeleri gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. Davacı tarafından İstanbul Kadastro Müdürlüğü ile komşu parsel malikine karşı husumet yöneltilerek dava açılmış olup, hazineye karşı usulüne uygun açılmış herhangi bir dava bulunmamaktadır. TMK'nın 1007. Maddesi uyarınca açılan tazminat davalarında husumetin hazineye yöneltilmesi gerekmekte olup, Kadastro Müdürlüğünün taraf sıfatı bulunmamaktadır. Davacı vekilinin yargılama aşamasında davasını hazineye yönelttiğine ilişkin herhangi bir yazılı beyanı bulunmamasına rağmen mahkemece resen karar başlığında hazinenin davalı olarak gösterilmesi ve hakkında dava açılmayan hazine aleyhine hüküm kurulması açıkça kamu düzenine aykırılık oluşturmaktadır. Kaldı ki TMK'nın 1007. Maddesi uyarınca tazminat davalarında zararın başka türlü giderilme imkanın bulunmaması gerekmekte olup, somut olayda davacı eksilen yerinin davalıya ait parselde kaldığını iddia etmektedir....
den velayet görevini kötüye kullanması sebebiyle 10.000TL tazminat alınmasını talep etmiş,dolayısıyla terditli talepte bulunmuştur. Mahkemece tapu iptal ve tescil davası yönünden bütün davalılar hakkında hüküm kurulmuş ise de terditli dava olan davalı ...’e yönelik açılan tazminat alacağı hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Bu bakımdan mahkemece terditli tazminat alacağı talebi hakkında olumlu veya olumsuz şekilde hüküm kurulmamış olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davacıların davalı ...'e yönelik tazminat alacağı talepleri yönünden karar düzeltme isteklerinin kabulü ile Dairemizin 14.03.2017 tarih 2016/10899 esas 2017/2759 karar sayılı onama ilamının davalı ...'e yönelik tazminat alacağı talebi yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
vasfının tespitine ve TMK madde 1007 gereğince tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle değeri belirsiz alacak davası sayılmak üzere ve fazlaya ilşikn hakları saklı kalmak üzere şimdilik 25.000,00 TL nin tapu iptali ve tecil kararı kesinleşme tarihi olan 19/03/2009 tarihinde itibaren işlemiş ve işleyecek Anayasanın 46/son fırkası gereği kamu alacaklarına yürütülen en yüksek faizi, avukaltık ücreti ve yargılama giderleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, tapu kaydındaki hata nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemi hususundadır. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” 3....
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; dava kapsamında davaya konu taşınmazın bedelinin 2.111.266,40 TL olarak belirlendiğini, bu bedel üzerinden karar tarihi itibari ile nisbi vekalet ücreti hesabı yapılacak olursa vekalet ücretinin 101.827,80 TL olmalıyken daha düşük bir vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının yerinde olmadığını, davacının hiçbir kusuru bulunmamasına rağmen idarece açılmış tapu iptali ve tescil davasında taraf olduğunu, yargılama kapsamında masraf yapıldığını, yapılan masrafların da zarar kapsamında olduğunu, dolayısıyla davanın masraflar yönünden de kabul edilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmazın gerçek değeri üzerinden belirlenecek maddi tazminat ile tapu iptali ve tescil davası kapsamında yapılan yargılama giderleri bakımından mevcut zararların tamamı yönünden davanın tam olarak kabulüne karar verilmesini ve bu tazminatın taraflarına tapu iptali ve tescil davasında verilen kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek kamu alacakları için öngörülen en...