WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Daha sonra 12/12/2013 tarihli harçsız ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini artırarak toplamda 2.582.100,00.-TL tazminat isteğinde bulunmuştur. Tazminat isteğine dayanak 3687 ve 3688 sayılı parseller sırasıyla 146.700,00 m² ve 13.400,00 m² yüzölçümleriyle tapuda kayıtlı iken 12/05/1989 tarih ve 3192 yevmiye numarası ile 160.100,00 m² yüzölçümlü olarak birleştirilmiş, yine aynı tarih ve yevmiye numarası ile 60.510,00 m² yüzölçümü yol ve umuma terk edilmiş, geriye kalan 99.590,00 m² yüzölçümündeki alan ise 10015 parsel sayısıyla tapuya tescil edilmiş, daha sonra ifrazen 10016 ilâ 10158 numaralı imar parsellerine ayrılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve birleştirilen dosya davacıları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir....

    ada 8 parselde bilirkişinin 31.8.2010 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 2292,00 metrekarelik ve 5675 ada 5 parselde (B1) ve (B2) ile gösterilen 368 metrekarelik kısımla ilgili imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline ve bu kısım üzerinde imar öncesi kadastral hak durumuna dönülerek Kabasakal Köyü 1173 parsel sayılı kadastro parselin ihyasına; terditli olarak açılan tazminat talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile davalı Adana Büyükşehir Belediyesi vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı Hazine vekili ile davalı Adana Büyükşehir Belediyesi vekili ve dahili davalı ... vekilinin 2013/9234-9081 sair temyiz itirazları yerinde değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Kısıtlı adayı hakkında vesayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada ... 1. Sulh Hukuk ve ... 8. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verildiğinden ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4721 sayılı TMK'nın 404. maddesi uyarınca vasi tayini istemine ilişkindir. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce kısıtlı adayı küçüğün yerleşim yeri adresinin “... ... Mah. 896/2 Sok....

        tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının, davalıların murisi ...’a borç para verdiğini, ...’un aldığı borcun karşılığında davacıya bono verdiğini, bono bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili için sair zamanlarda takipler başlatıldığını ve icra hukuk mahkemesi kararlarıyla takiplerin iptal edildiğini, alacağın tahsili için başlatılan takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini, takip konusu senet zamanaşımına uğramış olsa bile davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı talep hakkının devam ettiğini ileri sürerek, öncelikle itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalı yandan tahsilini, talebin sübut bulmaması halinde genel hükümler çerçevesinde takip konusu senet bedelinin avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK.nun 1007. Maddesine dayalı olarak açılan tazminat talebine ilişkindir. Yargılama sırasında 108 ada 23 ve 24 parsel maliklerinin davaya dahil edildiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, hükmün davalı hazine vekilince istinaf kanun yoluna taşındığı görülmüştür. Dosyada mevcut belgelere göre, dava konusu taşınmazın davacı tarafından 09/04/2019 tarihinde 11.100,00 m² olarak satın alındığı, 12/11/2019 tarihinde tescil edilen Kadastro Kanunu 41. Madde uygulaması ile taşınmazın alanının 7.717,00 m²ye düşürüldüğü görülmüştür. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hatalardan da Devlet, TMK'nun 1007 maddesi gereğince kusursuz olarak sorumludur. Arz üzerinde tespit edilen sınırların plana geçirilmesi de sicil tutma işlemidir....

          Dosya kapsamından tazminat istemine dayanak teşkil eden 503 ada 158 parsel sayılı taşınmazın 1955 yılında ilk olarak 5530 m2 yüzölçümü ile tescil edildiği, sonra 5530 m2'nin üstü çizilip 5036 m2 yazıldığı, sonra bununda üstü çizilerek 8956 m2 yazıldığı, 8956 m2 üzerinden imar uygulamasına tabi tutulduğu, imar uygulaması sırasında tapu kaydında yazan 8956 m2 kısmın, 1425 m2'sinin yola terkedildiği, 4755 m2'sinin imar parsellerine gittiği, kalan 2776 m2'sinin 503 ada 158 parsel sayısı ile tapuda kayıtlı olduğu, davacıların taşınmazı 25/06/1974 ve 06/01/1975 tarihleri arasında paylı olarak satın aldıkları anlaşılmıştır....

            Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle : Taşınmazın devlet ormanı olarak tanımlandığı, malikler tarafından Orman idaresine itiraz edilmediği, devlete ait taşınmazın özel mülkiyet konusu olamayacağını, tanımlanan yerlerle ilgili her türlü iş ve işlemlerin itirazların muhatabının Orman Genel Müdürlüğü' nün sorumlu olduğunu, bu nedenle husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, taşınmazın orman arazisi olması, sulu tarıma elverişli olmadığı halde münevebe ürünlerinin sulu tarıma göre tespit edildiğini, %5 kapitilizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, %100 ODA' nın belirlenmesinin yasaya aykırı olduğunu, tazminat bedel ve faizin karar tarihinden itibaren işletilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ıslahla bedel artırılarak kabulü ve tapu iptal tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE : Dava, TMK 1007.maddeden kaynaklı tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat talebine ilişkindir....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; davacının daha önce T3 ile aralarında olan davayı kaybettiğini, ancak karara karşı yapması gereken tüm itiraz yollarını tüketmediğini, verilen kararı kabullendiğini, tüm itiraz yolları tüketildikten sonra netice alınamaması durumunda söz konusu davanın açılabileceğini, bu nedenle dava ön şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, öncesi itibari el mülkiyeti hazineye ait olan orman arazileri için davacının tazminat talebinde bulunmayacağını, aksi olsa bile davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasıdır....

            Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacılar vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı 3278 ve 3279 sayılı parseller 1999 yılında yapılan kadastro sırasında davacılar adına tespit edilmiş ise de, ...nin açtığı kadastro tespitine itiraz davası ile davacılar adına tapu kaydı oluşmadan kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile davacılar adına yapılan kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, ayrıca tazminat isteğine dayanak yapılan parsellerin kadastro tespitlerine esas alınan Ekim 1944 tarih 41 sıra numaralı tapu kaydının malikinin ise, davacılar değil “......

              Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacı vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı 3315, 3321 ve 3339 sayılı parseller 1999 yılında yapılan kadastro sırasında davacıların murisi adına tespit edilmiş ise de Hazinenin açtığı kadastro tespitine itiraz davası ile davacıların murisi adına tapu kaydı oluşmadan kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile davacıların murisi adına yapılan kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, ayrıca tazminat isteğine dayanak yapılan parsellerin kadastro tespitlerine esas alınan Ekim 1944 tarih 41 sıra numaralı tapu kaydının malikinin ise davacılar veya murisleri değil “İstanbul Vakıflar Baş Müdürlüğü” olduğu gözetildiğinde, davacılar vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı taşınmazlar yönünden müvekkilleri veya müvekkillerinin murisleri adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmadığından, bunun doğal sonucu olarak davacıların tapu sicilinin tutulmasından doğan veya kaynaklanan bir zararı da...

                UYAP Entegrasyonu