Özetle; terditli olarak açılan davalarda; iki ayrı dava değil, tek dava vardır ve taleplerden biri hakkında hüküm kurulabilir. Yargılama giderleri de hüküm altına alınan talep yönünden değerlendirilerek hüküm altına alınır. Terditli davalarda, terditli taleplerden reddedilen talep için, ayrıca vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmez. Bir şaka deyişle terditli açılan davalar için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri mümkün değildir. Somut olayda mahkemece davacının ilk talebi hakkında hiç bir gerekçeye yer verilmemiş olması doğru değil ise de taşınmaz dava dışı 3. Kişi adına kayıtlı olduğundan dava konusu taleplerden ilki olan tapu iptal tescil talebinin yerinde olmadığı, terditli bedelin tazmini talebinin değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Taraflar arasındaki ilişki, vekâlet akdinden kaynaklanmaktadır. 6098 s. TBK'nın 505- 506. (Mülga 818 S....
Kadastro Mahkemesinin 1990/26 Esas - 1990/26 Karar sayılı kararı ile açılan kadastro tespitine itiraz ve tescil istemli davanın reddedildiği, taşınmaza her hangi bir parsel numarası verilmediği, dolayısı ile davacının mülkiyet iddiasına ilişkin ortada açılmış ve kesinleşmiş bir dava var iken yeniden bu istemli bir dava açılamayacağı kaldı ki 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, tapusu dahi olmayan bir taşınmaz nedeni ile mülkiyet hakkının ihlal edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat ve şerhin kaldırılması istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17/01/2019 gününde oy birliği ile karar verildi....
Kişilere devrinin önlenmesi için tedbir konulmasına, dava konusu daire ve villanın tapu kaydının iptali ve davacı adına tapuda tesciline, tapu kaydı iptali ve davacı adına tescili taleplerinin kabul edilmemesi halinde, dava konusu daire ve villanın tespit edilecek rayiç bedelinin davalı kooperatiften tahsil edilerek davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, terditli dava niteliğinde olup, davacının terditli birinci talebi tapu iptali ve tescil, terditli ikinci talebi ise tazminat istemine ilişkindir....
Diğer taraftan, davanın niteliğine göre tazminat miktarı belirlenirken öncelikli konu, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliğinin ve değerinin hesaplanması olup, arazi niteliğindeki taşınmaz, başka deyişle tarım alanlarında net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlar içinde emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmelidir. Açıklanan hususlar gözetilerek, tarafların iddia ve savunmaları sorulup delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” denilmiştir. Bozma kararında sonra davacı vekili 11/04/2014 tarihli harçlı ıslah dilekçesiyle taşınmazın bedeli olarak talep edilen tazminat miktarını 21.008,31 TL’ye; maddi kayıplar için talep edilen tazminat miktarını 37.723,38-TL’ye ve manevi tazminat miktarını ise 10.000,00-TL’ye yükseltmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne ve 37.723,38....
Davacı vekilinin tazminat yönünden tefrik kararı verilmesine yönelik istinaf talebi bakımından yapılan incelemede, HMK 132 maddesi gereğince karşı davanın aynı taraflar arasında açılmış olması gerektiği ve ayrıca karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürelen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması, yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması gerektiği, eldeki davanın Orman İdaresi tarafından açılan tapu iptal davası olduğu, davalının açtığı davanın ise TMK 1007'den kaynaklanan tazminat davası olduğu, TMK 1007'ye göre açılacak davada davalının Hazine olması gerektiği, Orman İdaresinin taraf sıfatının bulunmadığı ve TMK 1007'ye göre dava açılabilmesi için zararın doğmuş olması gerektiği, bunun ise ancak tapu iptal kararı verilip kesinleşmesiyle oluşabileceği, bu nedenle mahkemece verilen tefrik kararının Yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir....
İlk derece mahkemesinin, istinafa konu ikinci kararı ile de; davacının, TMK'nın 1007. maddesine dayalı maddi tazminat isteminin reddine; davacının, TBK'nın 77 ve devamı maddelerine dayanan maddi tazminat isteminin ise kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir. Tapuda malik olmayan, harici satışa dayalı olarak satın aldığı yer hakkında, TMK'nun 1007. maddesine dayalı olarak, tazminat davası açılamaz. Yargıtay uygulamaları da bu yöndedir. (Yargıtay 5. H.D'nin 2022/11140 E. - 2022/18703 K.; 2022/5819 E. - 2022/13749 K.). Bu doğrultuda, dairemiz istinaf incelemesi yapılan ilk derece mahkemesinin ilk kararında ve istinafa konu ikinci kararında belirtilen gerekçelerle, TMK'nun 1007. maddesine dayalı tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Davacı tarafın kazanmayı sağlayan zilyetlik, TMK'nun 713/2. gereğince tapu iptali ve tescil istemi yönünden; dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, . deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davanın reddine karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu istem yönünden temyiz itirazlarının reddine, Ancak dava terditli olarak açılmış olup davacının terditli talebi, satın aldığı taşınmaz üzerine ağaçlar dikip bahçe haline getirmiş olması nedeniyle TMK’nun 724 ve devamı maddelerine dayalı olarak tapu iptali ve tescili içermektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının doğru olduğunu ancak davalı idare aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmediğini, dava terditli olarak açılmış ise de alacak tazminata dönüştüğünü, verilen tazminat bedeli üzerinden nispi olarak avukatlık ücreti verilmesi gerektiğini, ilgili nispi harcın yatırıldığını ve bu nedenle avukatlık ücretinin nispi olarak verilmesi düzeltilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; müvekkillerinin kök murisi ...’un tapuda İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, ... Mahallesinde kain 47 ada l ve 2 parsellerin tapu da kayıtlı maliki olduğunu, taşınmazların tapuda 32 cilt, 89 nolu sayfada kayıtlı olduğunu ve reziyon görmediklerini, dava konusu taşınmazların zabıt kayıtları üzerinden işlem görmeye devam ettiğini ve son olarak ... Bankasının muristen alacağı nedeniyle tapu kaydına ipotek koyduğunu ve bu ipoteğin paraya çevrilmesi talebi üzerine de İstanbul 10....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Davanın ecrimisil talebi yönünden reddine, tazminat istemi yönünden kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü; - K A R A R - Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak ecrimisil talebi yönünden davanın reddine, tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....