Bozma Kararı Dairemizin 09.02.2021 tarihli, 2020/3631 E. ve 2021/973 K. sayılı kararı ile "davanın 2004 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesinin beşinci fıkrasına dayalı olarak açılmış istirdat davası olduğu, üçüncü kişinin kötüniyetli olan takip alacaklısına karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı meblağı geri alabileceği, burada üçüncü kişinin, kötüniyetli takip alacaklısına karşı açtığı davanın hukuki sebebinin 6098 sayılı Kanun'un 49 uncu ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil, takip borçlusuna karşı açılan davanın hukuki sebebinin ise sebepsiz zenginleşme olduğu, dolayısıyla somut olayda üçüncü kişi konumunda olan davacının, temyiz eden takip alacaklısı yönünden davacı üçüncü kişinin, takip borçlusuna borçlu olmadığını bilebilecek durumda olduğunu, üçüncü kişinin herhangi bir borcu olmadığını bilerek kötüniyetli olarak haciz ihbarnamelerini gönderdiği hususunu ispatlaması gerekirken, ispat yükünde yanılgıya düşülerek ve 2004 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesinin beşinci fıkrası hükmü...
un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1, 29, 62/1, 50/1, 52/2.maddeleri uyarınca 1.800.00 yeni Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Kahramanmaraş 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 30.06.2008 tarihli ve 2004/589 esas, 2008/727 sayılı kararının Adalet Bakanlığınca 11.05.2010 gün ve 2010/29919 sayılı yazısı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.05.2010 gün ve 2010/121810 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi: Tebliğnamede "Tüm dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 225/1.maddesindeki "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." şeklindeki düzenlemeye göre, 28.05.2004 tarihli Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede sanık hakkında tehdit suçundan açılmış bir dava olmadığı gibi, iddianame anlatımında da tehdit eyleminden bahsedilmediği halde yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir" denilmektedir...
un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1, 29, 62/1, 50/1, 52/2.maddeleri uyarınca 1.800.00 yeni Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Kahramanmaraş 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 30.06.2008 tarihli ve 2004/589 esas, 2008/727 sayılı kararının Adalet Bakanlığınca 11.05.2010 gün ve 2010/29919 sayılı yazısı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.05.2010 gün ve 2010/121810 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi: Tebliğnamede "Tüm dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 225/1.maddesindeki "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." şeklindeki düzenlemeye göre, 28.05.2004 tarihli Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede sanık hakkında tehdit suçundan açılmış bir dava olmadığı gibi, iddianame anlatımında da tehdit eyleminden bahsedilmediği halde yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir" denilmektedir...
İcra Müdürlüğünün 2008/3081 Esas sayılı takip dosyasında borçlu olup olmadığının tespiti ve davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceğine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) "İtirazın iptali" kenar başlıklı 67 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şu şekildedir: "(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bolu İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 28/05/2013 NUMARASI : 2012/161-2013/259 Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Davacı 3. kişi vekili, Bolu 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/3090 Esas sayılı dosyasında, 02.04.2012 tarihinde borçlu işyerinde haczedilen makinelerin davacı şirkete ait olup, borçluya davacının ürettiği pişirici cihazlarda kullanmak üzere yan ürün imalatı için verildiğini belirterek, İİKnun 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir....
Esas sayılı dava dosyasının HMK'nun 166.md gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE, 2-Esasın bu şekilde KAPATILMASINA, 3-Yargılamanın Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE, 4-Davacının ihtiyati tedbir talebinin birleşen dosya üzerinden değerlendirilmesine, Dair, HMK md.168 gereğince esas hükümle birlikte tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 29/12/2022 Katip ... ☪e-imzalıdır.☪ Hakim ... ☪e-imzalıdır.☪...
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, daha önce ödeme yapıldığı halde cebri icra tehdidi altında ikinci kez ödeme yapıldığı iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla), davanın tüketici Hakem Heyeti tarafından verilen karara itiraz mahiyetinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 3. Tüketici Mahkemesince ise, davanın hakem heyeti kararına itiraz olmadığı ve davalının ... ilçesinde ikamet ettiği ve yetki itirazı bulunmadığından bahisle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 72/8 de “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” hükmü düzenlenmiş olup kesin yetki hali söz konusu değildir....
Bucak İcra Hukuk Mahkemesi’nin 14.04.2023 tarih ve 2023/17 Esas 2023/34 Karar sayılı kararı ile; takibe yapılan itiraz ile kira ilişkisi kesinleşmediğinden ve yargılamayı gerektirdiğinden davanın usulden reddine ve mahkemenin görevsizliğine, Bucak Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir. Bucak Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.06.2023 tarih ve 2023/586 Esas 2023/727 Karar sayılı ilamı ile mahkemenin görevsizliğine ve Bucak İcra Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verildiği anlaşılmıştır....
Md. 202; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 24.03.2004 gün ve 2004/2- 183 esas, 2004/165 karar ve 04.07.2007 gün ve 2007/13-453-2007/453 sayılı ilamları). Sonuç itibariyle; yargılama aşaması henüz tamamlanmamış böyle bir durumda, borcu itfa eden belgenin veya dava şartının söz konusu olduğu hallerde, dava sonuçlanıp kesinleşmemiş ise, ibraz edilen ve borcu söndüren yazılı belgenin dikkate alınması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.04.2000 gün, Esas 2000/11-745 Karar 2000/734; 24.03.2004 gün, Esas 2004/2-183 Karar 2004/165 ve 26.10.2005 gün, Esas 2005/9-546 Karar 2005/611 sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir. Somut olayda; davacı dava dilekçesinde, satım sözleşmesine konu tarım makinelerinin teslim edilmemesi üzerine ... olduğu bedelin iadesini istemiş ve davalı temyiz aşamasında,irsaliyeli faturayı sunmuştur. Temyiz aşamasında malları teslim edildiğini savunan davalının, ibraz ettiği belge borcu söndüren bir nitelik taşımaktadır....
Somut olayda, davanın yasal dayanağı olarak her ne kadar 6183 sayılı Yasa'ya koşut olarak 2004 sayılı Kanun'un 72. maddesindeki "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." hükmü şeklinde düzenleme getirilmemiş ise de Anayasa'nın 141. maddesindeki, "Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir" hükmü gözetildiğinde, menfi tespit ve ödeme emrinin iptali isteminin istirdat istemine dönüştüğü ortadır. Bu doğrultuda dava konusu borcun yargılama esnasında ödenmiş olması nedeniyle istirdat istemine dönüşen davada, davacının istirdat istemi hakkında yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....