Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- a-) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, b-) İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına; Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 7165 sayılı Yasa'nın 1.maddesi ile değişik İİK. 364/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada mahkemece davanın İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu değerlendirilerek yasada öngörülen 15 günlük süre geçtikten sonra dava açıldığı tespit edilmek suretiyle davanın süreden reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında olmayıp İİK'nun 72. maddesi kapsamında olduğu değerlendirilerek sonuca gidildiği, oysa İİK'nun 89/3. maddesine göre açılan menfi tespit davasında; davanın red veya kabulü yönünde kanunda bir ayrım olmadığı, aksine her halükarda, cebri icra işlemlerinin kararın kesinleşmesine kadar duracağının belirtildiği, genel mahkemede menfi tespit davasında tedbir kararı verilmesi için teminat alınmasının da sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır....

    Dosya içeriğinden; Erzurum ....İcra Müdürlüğü'nün 2020-........E sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte alacaklının ........... Ltd.Şti olduğu borçlunun ... olup takibin 4.000 TL miktarlı, 02.02.20... tanzim tarihli, 30.11.20... vade tarihli senede dayalı olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; kambityo senetleri 6102 sayılı TTK'nın 670 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup TTK.'nın 4/1-a maddesi uyarınca mutlak ticari dava olup aynı kanunun 5/1 maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi asliye tcaret mahkemelerine aittir. Bu itibarla ticari iş niteliğindeki kambiyo senedine istinaden başlatılan takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. Nitekim benzer bir durumda Yargıtay 19....

      Dosya içeriğinden; Erzurum 1.İcra Müdürlüğü'nün 2020- 5253E sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte alacaklının Şato Ltd.Şti olduğu borçlunun Murat Özkan olup takibin 4.000 TL miktarlı, 02.02.2019 tanzim tarihli, 30.11.2019 vade tarihli senede dayalı olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; kambityo senetleri 6102 sayılı TTK'nın 670 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup TTK.'nın 4/1- a maddesi uyarınca mutlak ticari dava olup aynı kanunun 5/1 maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi asliye tcaret mahkemelerine aittir. Bu itibarla ticari iş niteliğindeki kambiyo senedine istinaden başlatılan takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. Nitekim benzer bir durumda Yargıtay 19....

      Bu şekilde yapılacak iflas isteminde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 178 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 179 uncu maddesinin iflasın ertelenmesine ilişkin hükümleri uygulanmaz... Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkında iflas kararı verilmesi hâlinde Fon, iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sıradaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder....

        İcra Müdürlüğü'nün ------ İflas sayılı dosyası üzerinden basit tasfiye usulüne göre yapıldığı, iflas müdürlüğü tarafından iflas işlemlerinin bildirimine ilişkin yazıya cevaben davacı tarafından müflis şirketin davacı nezdindeki hesabındaki paradan müflisin kredi borcuna istinaden 31.263,39 TL'sine GKS'nin ilgili maddeleri kapsamında mahsup işlemi yapıldığı ve bakiye paranın iflas dosyasından bildirilen hesaba yatırıldığı, iflas müdürlüğü tarafından söz konusu mahsup işleminin İİK m.200 hükmü kapsamında iflas ile doğan alacak kapsamında olduğu ve iflas tarihi itibari ile muaccel olduğu dolayısıyla masa alacağına dahil edilemeyeceği ve 31.263,39 TL'nin iflas masasına ödenmesi aksi halde cebri icra işlemlerinin yapılacağının davacı bankaya bildirilmesi sebebiyle davacı tarafından menfi tespit istemi ile iş bu davanın açıldığı, yargılama sırasında davacı banka tarafından söz konusu bedelin 12/02/2020 tarihinde cebri icra tehdidi altında iflas müdürlüğüne ödendiği dolayısıyla borçlu olunmadığı...

          Sayılı dosyasından ihtiyati tedbire itirazımızın incelenmesi hususunda menfi tespit davasının iflas davasından evvel açılmış olması gerekçesine dayanılmış olmasının yanılgılı bir karar tesis edilmesine neden olduğunu, mahkemesi tarafından asıl yapılması gereken iflas davasının açılış tarihinin araştırılması değil menfi tespit davasının iflas yolu ile takipten önce açılıp açılmadığının araştırılması ve bunun sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, menfi tespit davasının iflas takibinden önce mi sonra mı açıldığı hususunda bir değerlendirmede bulunulmadığını, oysa borçlu tarafça menfi tespit dosyasından istenilen tedbirler hakkında müspet bir karar verilebilmesi ancak ve ancak menfi tespit davasının iflas yolu ile adi takibin başlatılma tarihinden önceki bir tarihte ikame edilmiş olmasına bağlı olduğunu, İcra ve İflas Kanunu'nda; iflas yolu ile adi takibin itirazsız kesinleşmesinden sonra açılan iflas davasında verilen depo kararı gereği depo edilen dosya borcunun istirdat davasına konu...

            Bu çerçevede ve akabinde mahkememizin yetkili olup olmadığı da ele alınmalıdır. 2004 sayılı İİK. 72. maddesine göre menfi tespit davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Bu nedenle takipten sonra açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkeme icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi olabileceği gibi davalının yerleşim yeri olabilecektir. Bu noktada icra takibi sonrası yetkili mahkemeye ilişkin Yargıtay uygulaması açık ve yerleşiktir. Dava, yukarıda açıklandığı üzere İİK m.72 maddesine göre açılmış menfi tespit davası olup, dava tarihi itibariyle icra takibine dahi başlanmıştır. Hal böyle olunca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası açısından İİK m.72 son hükmünün uygulanma imkanının mevcut özel düzenleme gözetilerek dikkate alınması gerekir....

              Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi tespit davası sonunda alınan ilam, yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK. 05.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı kararı) Somut olayda Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/150-680 sayılı 29.11.2011 tarihli menfi tespit kararının kesinleşmediği anlaşılmakla, menfi tespit ilamında hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin talep edilmesi mümkün değildir....

                İflas isteyen alacaklı İİK'nın 181. maddesi yollamasıyla 160. maddesi uyarınca, gerekli masrafları avans olarak mahkeme veznesine peşin olarak yatırmak zorunda olup, söz konusu husus özel olarak düzenlenmiş bir dava şartı olup iflas avansı depo edilmeden yargılamaya devam edilmesi mümkün değildir.(Yüksek Yargıtay 23 ncü Hukuk Dairesi'nin 14/04/2016 gün ve 2015/1364 esas,2016/2405 kararı sayılı ilamı) Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili her ne kadar davalı şirketin İİK'nın 177/4 ncü maddesi uyarınca davalının iflasına karar verilmesini talep etmiş ise de,davacının Mahkeme'ce yapılan ihtarata rağmen iflas avansını yatırmadığı anlaşıldığından davanın, iflas avansına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK'nun 144/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu