Mahkemece, davalı şirketin yerleşim yerinin Tekirdağ Adli yargı çevresinde bulunduğu, gerekçesiyle HUMK.9 maddesi hükmü gereğince mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 22.maddesi ile değiştirilen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 89.maddesinin 3.fıkrasında; haciz bildirimi alan 3.şahsın, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açabileceği şeklinde düzenleme yapılmıştır. Şu durumda İcra ve İflas Kanunu'nun 89/3.maddesinde yapılan değişiklikten sonra davacının yerleşim yeri mahkemesinde açılan bu davada mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ALACAK SENETLERİİCRANIN GERİ BIRAKILMASIİLAMLI İCRA2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 72 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 33 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 366 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 38 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 41 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 237 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ] 1581 S. TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ VE BİRLİKLERİ KANUNU [ Madde 12 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının ilamlı icra takibi yapabilmesi için eda hükmü içeren ilamın olması gerekir. Mahkeme ilamından başka bazı belgeler ilam niteliğinde kabul edilmiştir. Bu belgeler ya İcra ve İflas Kanununun 38.maddesinde veya özel kanunlarda belirtilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2022/72 Esas sayılı dosyanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, taraflarınca 26/01/2022 tarihinde 2022/72 Esas sayılı dosyasında davacı tarafa borçlarının bulunmadığına ilişkin olarak menfi tespit davası açıldığını, iflas davasının 07/03/2022 tarihinde açılmış olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirket tarafından açılan menfi tespit davasının iflas davasının açılmasından 2 ay öncesinde açılmış olması nedeniyle dava konusu olan menfi tespit davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, taraflarınca açılan İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/72 Esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir kararının alınabilmesi için dosya borcu karşılığında 490.000,00 TL teminat mektubunun ve %100 tutarında olan 3.255.505,00 TL bedelli teminat mektubunun ise İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ......
İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. (Dairemizin 2020/71 Esas 2020/680 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık, davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde çıkarılan haciz ihbarnameleri nedeniyle borçtan davacının sorumlu olup olmadığının tespitine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. İİK 89. maddesindeki özel düzenleme ile İİK 72. maddesindeki menfi tespit davasına ilişkin genel düzenleme gözetildiğinde genel düzenleme hükmünün İİK 89. maddesini işlevsiz bırakacak biçimde uygulanamayacağı da açıktır....
İcra Müdürlüğünün ... sayılı icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir talep edildiği, ancak Yerel Mahkemece: "1- İcra İflas Kanunu 72. Mad. Gereğince icra takibi başladıktan sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği düzenlendiğinden davacının takibin durdurulması yönündeki talebinin reddine, 2- 2004 sayılı Yasanın 72/3.maddesi uyarınca dava değerinin % 15'i kadar teminat karşılığında, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ......
Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, B: İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 136). Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır....
Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, B: İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 136). Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır....
Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK'nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/3568 esas, 2016/6425 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir." İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. (Dairemizin .../... Esas .../... Karar sayılı ilamı)....
Davacının gerek dava dilekçesi gerek istinaf başvuru dilekçesine göre talebi 6100 sayılı HMK'nın 209. maddesi ile sınırlı olup, bu kapsamda yapılan değerlendirmede, yukarıda açıklandığı üzere, icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun niteliğinde olan 2004 sayılı İİK 72. maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davasında, takibin tedbir yolu ile dahi durdurulamayacağının açıkça hükme bağlandığı, 6100 sayılı HMK'nın 209. maddesinin icra takiplerinde uygulanması gerektiğine ilişkin olarak İcra ve İflas Kanununda bir hüküm bulunmadığı, takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin HMK'nın 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince tedbir isteminin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...
Dava, İcra ve İflas Kanununun 89/3. maddesi kapsamında borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde sayılan davalar ve bazı özel kanunlarda belirlenmiş olan davalar (Kooperatifler Kanununun 99.; İcra ve İflas Kanununun 154.; Finansal Kiralama Kanununun 31.; Ticari İşletme Rehni Kanununun 22. maddesi) (mutlak ticari davalar), her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan işlerden kaynaklanan davalar (nispi ticari davalar) ile yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalar (üçüncü grup ticari davalar) ticari dava olarak kabul edilmektedir ve bu davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun Alacaklar ve üçüncü şahıs elinde haczedilen mallar hakkında başlıklı 89/3. maddesi "......