WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davasında haklı bile olsa hak düşürücü süre davanın özünü ortadan kaldırmış olduğundan o davanın esasına girilemez ve dava dinlenemez. Kadastro yasaları tasfiye amacını gütmektedir. Yasa koyucu, kamu düzenini hak arama hürriyetinden daha önemli görmüş ve hak düşürücü süreye üstünlük tanımıştır. Somut olayda; 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu 2003 yılında kesinleşmiş dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu kaydı oluşmuş ve taşınmaz kamu malı olmuştur. Temyize konu dava 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde anılan 10 yıllık süre içinde vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak açılmıştır. Ne var ki; kesinleşen orman kadastrosunun iptali 3402 Sayılı Yasanın 16/D ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 11/1. maddesi gereğince ancak tapuya dayanılarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde istenebilir....

    MAHKEME KARARI Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmaz bölümlerinin 1955 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığı, bölgede ilk orman tahdit çalışmasının 1944 yılında yapılıp kesinleştiği, daha sonra 1944 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdidinin aplikasyonu ile 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B uygulama çalışmasına 04/04/1994 tarihinde başlandığı, 1996 yılında bitirildiği ve 03/10/1996 tarihinde ilan edilerek 03/04/1996 tarihinde kesinleştiği, dava konusu yerin orman sayılmayan yer içinde kaldığı, eldeki tescil davasında da 1996 yılı ile dava tarihi arasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle, dahili davalı ... ile ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı Hazine aleyhine açılan davanın ise 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir....

      Maddenin düzenlemesinden taşınmaz sahiplerinin orman kadastro komisyonunca yapılan orman sınırlarına dava tarihi itibariyle 6 ay içerisinde itiraz edileceği belirtildikten sonra 6 aylık süre geçtikten sonra ancak tapulu taşınmaz sahiplerinin 10 yıllık süre içerisinde dava açabileceği belirtilmiştir. Madde metninden tapusuz taşınmaz sahiplerinin ise ancak 6 aylık sürede itiraz edebileceği (19.04.2012 tarih 6292 sayılı Kanun ile bu süre bir aya indirilmiştir) , bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, dolayısıyla bu süreden sonra dava açamayacakları sonucu ortaya çıkmaktadır. Yani bu madde gözetildiğinde tapuya dayanarak hak iddia edenlerle, taşınmazının bulunduğu yerde kadastro çalışmaları yapılmadığı için tapusu bulunmayan, zilyetliği olan hak sahiplerinin itiraz süreleri ve hakları bakımından farklı düzenleme öngörülmüştür....

        Madde ile ormanların özel mülkiyete konu olamayacağı zamanaşımı ile iktisap edilemeyeceği açıkça düzenlenmiştir.169. madde ile ormanların hak düşürücü süre ile iktisap edilemeyeceği açıkça belirtilmese de Anayasamızın 169. ve 170....

        Dava, tapuya dayanılarak 10 yıllık süre içinde açılan orman tahdidinin iptali istemine ilişkindir....

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman tahdidine itiraza ve çekişmeli taşınmazda bulunan orman şerhinin silinmesi istemine yöneliktir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 20.08.1996 tarihinde 6 ay süre ile ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B çalışması bulunmaktadır. Mahkemenin, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince, orman kadastrosunun ilân edildiği tarih ile dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğine yönelik kararı yerinde ise de, mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur....

            6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin uygulanması gerekeceğinin değil, sadece orman olan yerlerde orman sınırlarının belirlenmesinde zorunlu olarak Orman Kanunun sınır belirlemesi ile ilgili özel hükümlerinin uygulanması gerektiği şeklinde anlaşılacağı; hak düşürücü süreler yönünden 3402 sayılı Kanun tarafından Orman Kanununa bir atıf da yapılmadığı, somut olayda orman kadastro komisyonu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre sınırlandırma yaptığına göre hak düşürücü sürenin de 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlendiği şekilde olacağı,.." yönünde karar verilmiştir....

              6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin uygulanması gerekeceğinin değil, sadece orman olan yerlerde orman sınırlarının belirlenmesinde zorunlu olarak Orman Kanunun sınır belirlemesi ile ilgili özel hükümlerinin uygulanması gerektiği şeklinde anlaşılacağı; hak düşürücü süreler yönünden 3402 sayılı Kanun tarafından Orman Kanununa bir atıf da yapılmadığı, somut olayda orman kadastro komisyonu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre sınırlandırma yaptığına göre hak düşürücü sürenin de 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlendiği şekilde olacağı,.." yönünde karar verilmiştir....

                Davacı, davasında haklı bile olsa hak düşürücü süre davanın özünü ortadan kaldırmış olduğundan o davanın esasına girilemez ve dava dinlenemez. Kadastro yasaları tasfiye amacını gütmektedir. Yasa koyucu, kamu düzenini hak arama hürriyetinden daha önemli görmüş ve hak düşürücü süreye üstünlük tanımıştır. Somut olayda; 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu 1992 yılında kesinleşmiş dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu kaydı oluşmuş ve taşınmaz kamu malı olmuştur. Temyize konu dava 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde anılan 10 yıllık süre içinde vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak açılmıştır. Ne var ki; kesinleşen orman kadastrosunun iptali 3402 Sayılı Yasanın 16/D ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 11/1. maddesi gereğince ancak tapuya dayanılarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde istenebilir....

                  kadastro ekiplerine teslim edileceği öngörmüşse de, yasa metninden 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin uygulanması gerekeceğinin değil sadece orman olan yerlerde orman sınırlarının belirlenmesinde zorunlu olarak Orman Yasasının sınır belirlemesi ile ilgili özel hükümlerinin uygulanması gerektiği şeklinde anlaşılacağı, hak düşürcü süreler yönünden 3402 Sayılı Yasa tarafından orman yasasına bir atıfta yapılmadığı, orman kadastro komisyonu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre sınırlandırma yaptığına göre hak düşürcü sürenin de 3402 Sayılı Yasının 12/3. maddesinde düzenlendiği şekilde olacağı, 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesinde açıklanan özel yasanın uygulanması koşullarının somut olayda mevcut olmadığı, gerek tapulu gerek tapusuz taşınmazlar yönünden 3402 Sayılı Yasının 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık dava açma süresinin bulunduğu” ifade edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu