Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece " davanın kabulü ile 21/02/2015 tarihinde yapılan davalı sendikanın İstanbul 1 No.lu şube olağanüstü genel kurulunun hukuka ve tüzüğe uygun olarak alınmış bir şube yönetim kurulu kararına dayanmaması nedeniyle ,mutlak butlanla batıl olduğundan,yok hükmünde olduğunun tespitine ve Noter tasdikli yeni karar defterinin geçerliliğinin tespitine" karar verilmiştir....

    B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dernek tüzüğünün 13. maddesi gereğince dernek üyelerine sms yoluyla dernek olağan genel kurulunun bildirildiğini, davacının dava açtığı tarih itibariyle sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar ve derneğin amacına aykırı şekilde sürekli asılsız ithamlarla derneği şikayet etmiş olması karşısında 11/01/2018 tarih 2018/1 sayılı yönetim kurulu kararı ile tüzüğün 4. maddesi uyarınca kesin çıkartma istemi ile disipline sevkinin yapıldığını, disiplin kurulunun 05/02/2018 tarihli kararı ile de üyelikten çıkarılma işleminin uygun olacağı değerlendirilerek disiplin kurulunun oy birliği ile karar altına alındığını, davacının genel kurula katılıp katılmamasının genel kurulun sonucuna etkisinin olmadığını, dolayısıyla tek başına genel kurulun toplantı gününün kendisine tebliğ edilmediğinin iddiası genel kurulun iptali sebebi olmadığını, 10/10/2015 ve 04/02/2017 tarihlerinde yapılan kahvaltı toplantısı nedeniyle derneğin herhangi...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacılar, asıl davada, davalı sendika yönetim kurulunun 10.09.2012 tarihli ve 103 sayılı kararının iptaline karar verilmesini, birleşen davada ise davalı sendika İstanbul Anadolu Yakası Şubesinin 29.09.2012 tarihli olağanüstü genel kurulunun tüm sonuçları ile birlikte iptalini ve genel kurulun iptal edilmemesi durumunda müvekkili ...'in şube başkanı seçilmiş sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir....

      Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 04.11.2021 tarihli ve 2021/10022 Esas, 2021/15439 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Dairemiz bozma kararına İlk Derece Mahkemesince direnilmesi üzerine karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede: Dairemizin 04.11.2021 tarihli ve 2021/10022 Esas, 2021/15439 Karar sayılı bozma kararına direnilmiş ise de Sendika tarafından 21-22 Ekim 2017 tarihinde icra edilen 13. Olağan Genel Kurulda, Genel Merkez Genel Kurul kararı ile ... ilinde “... Marmara Şube” adında bir şube açılmasının kararlaştırıldığı, yine aynı Genel Kurulda ... ilinde “... Şube” adında bir şube açılmasının kararlaştırıldığı, söz konusu kararların iptali için bir dava açılmadığı ve mahkemece verilmiş bir iptal kararının da söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan ... Anadolu Yakası Şubesi ile ......

        İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde sorumlu Şube Müdür Yardımcısı 4....

          bu konularda davacıların kusuru ya da bu gibi sorunların olağanüstü genel kurul seçimine ... açacak nitelikte olduğunun da ispatlanamadığı, kaldı ki iptali istenen Yönetim Kurulu kararında olağanüstü genel kurulun toplanması için hiçbir gerekçenin de açıklanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 19.03.2021 tarihli Diyanet-Sen ... 2 No.lu Şube Yönetim Kurulu kararının ve ....04.2021 tarihinde yapılması planlanan Şube 1....

            Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 87/5.maddesi gereği, davalı dernek olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması sebebiyle derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma ilamında, davalı dernek temsilcisinin dernek tüzüğünün değiştirildiği ve yeni tüzüğe göre genel kurul toplantılarının üç yılda bir yapılması gerektiği ve buna göre genel kurullarının yapıldığı savunması doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi nedeni ile tüzük değişikliği yapıldığı beyan edilen 27.11.2011 tarihli genel kurul toplantısının dernek tüzüğünde belirlenen yöntem ve usullere uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesi yönünden; davalı derneğin üye kayıt defterleri, yönetim kurulu karar defterleri, genel kurul tutanakları ve toplantıya katılanlara ait liste ile İl Dernekler Müdürlüğündeki davalı derneğin dosyası ve ilgili diğer belgelerle birlikte incelenerek oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmesine gereğine işaret edilmiştir....

              Dava, davacının dernek üyeliğinden ihracına dair dernek yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 73. maddesinde, kayıtlı üyelerden oluşan dernek genel kurulunun derneğin en yetkili karar organı olduğu; 83. maddesinde ise, sadece genel kurul kararlarının iptalinin istenebileceği, diğer organlarının kararlarına karşı dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamayacağı hükme bağlanmıştır....

                Davacı tarafça bu ödemeden sonra 27/06/2019 tarihinde üyeliğe tekrar kabul için dernek yönetim kuruluna başvuru yapıldığı sonrasında ise 17/07/2019 tarihinde eldeki bu davanın açıldığı görülmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 73. maddesinde, kayıtlı üyelerden oluşan dernek genel kurulunun derneğin en yetkili karar organı olduğu; 83. maddesinde ise, sadece genel kurul kararlarının iptalinin istenebileceği, diğer organlarının kararlarına karşı dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamayacağı hükme bağlanmıştır....

                Dernekler, kendi hükmi şahsiyetlerinden ayrı mütalaa edilmesi mümkün olmayan şube, dernek sandığı ve iktisadi işletmelerinin tüm mal, hak ve alacaklarının sahipleri oldukları gibi bu birimlerinin borç ve yükümlülüklerinden de tam sorumludur. Gerçek ya da tüzelkişiliği bulunmayan kimse ve kuruluşlar geçerli bir takip talebinde bulunamayacakları gibi onlara karşıda takip yapılamaz. Tüzelkişiliği bulunmayan T1 İktisadi İşletmesine karşı geçerli bir takip talebinde bulunulamaz. Çünkü ancak medeni haklardan yararlanma ehliyeti (hak ehliyeti)ne sahip olan gerçek ya da tüzelkişiler bir icra takibine taraf olabilirler. (Taraf ehliyeti) Taraf olma ehliyetine sahip olmayan kimse, kuruluş ve topluluklar geçerli bir takip talebinde bulunamazlar. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup, hakimin bu hususu re'sen göz önünde bulundurması zorunludur. Buna göre tüzel kişiliği bulunmayan borçlu iktisadi işletme hakkında takip yapılamaz....

                UYAP Entegrasyonu