den kaynakladığı, davacıya doğru koşarak ona müdahale ettiği sırada itiş kakış olduğu, böylece müessir fiil suçunun unsurlarının oluşmadığı, bu bende göre davacının çıkarılmasının mümkün olmadığı, davacı hakkında verilen çıkartma kararının, Dernek Tüzüğünün 46/d maddesinde düzenlenen hiçbir çıkartma sebebine dayanmadığı, davacının bu maddede belirtilen, çıkartmayı gerektiren herhangi bir fiili bulunmadığı, bu haliyle verilen çıkartma kararının tüzüğe, hak ve nesafete, hakkaniyete uygun olmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile, davacının üyelikten kesin ihracına ilişkin 05.09.2018 tarihli davalı dernek yönetim kurulu kararı ile, 30.03.2019 tarihli davalı dernek olağan genel kurulunun 15 inci maddesinde geçen kararın iptaline karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "Dernek tüzüğünün 46 ncı maddesinde disiplin cezaları düzenlenmiş olup 46/d-1....
Nitekim bu ilkeler 27.03.1957 tarihli ve 1957/1 Esas, 1957/3 Karar ile 04.02.1959 tarihli ve 195714 Esas, 1959/6 Karar sayılı YİBK’de ifade edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 74.maddesi gereği dernek olağan genel kurulunun tüzükte belirtilen zamanda yönetim kurulunun çağrısı üzerine toplanacağı ve olağan genel kurul toplantılarının en geç üç yılda bir yapılmasının zorunlu olduğu; “Toplantıya çağrı” başlıklı 77. madde ise Genel kurulun yönetim kurulunca, en az on beş gün önceden toplantıya çağrılacağı düzenlenmiştir....
Dışişleri Şubesi (7 Nolu Şube) ile ilgili olduğu, sendika şubelerinin tüzel kişiliğinin bulunmamasına karşın şubenin genel merkeze karşı hak ve menfaatlerini doğrudan ilgilendiren genel merkez yönetim kurulu kararının iptali istemli eldeki davayı açabileceği, şube adına şube yönetim kurulu ya da yönetim kurulu adına şube yönetim kurulu başkanı tarafından davanın açılabileceği, somut olayda da davacı gerçek kişinin şube yönetim kurulu başkanı olduğu, sendika tüzüğünde şubenin temsili görevinin şube yönetim kurulu adına başkana ait olduğunun belirtildiği, dolayısıyla eldeki davanın davacı sendika şube yönetim kurulu başkanı tarafından açılmış bulunmasının taraf teşkili yönünden sorun teşkil etmediği Dairemizce kabul edilmiştir. Söz konusu tespitten sonra işin esasına geçilmiş olup yapılan incelemede; davalı sendika genel merkez yönetim kurulunun 16.09.2020 tarihli ve 80 sayılı kararı ile ......
-TL temlik konulması işlemi yapıldığından ve davalı lehine sorumluluk davası açıldığından bu bedele teminatsız olarak tedbir konulmasının koşulları da gerçekleşmiş bulunduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin kalarının saklı kalmak kaydı ile, 08/08/2020 tarihinde yapılan dernek genel kurulunda, genel kurul toplantısında sunulan mali tabloların kulübün gerçek durumunu göstermediğini belirterek, genel kurulda okunan denetleme kurulu raporu ile her şeyin olumlu olarak gösterilmek, delegelerin oylamada yanıltmak sureti ile ibranın sağlanması sonucu olağan genel kurul toplantısında yapılan ibranın, dernek yönetim kurulunun gelir gider hesap tablosunun onanmasına yönelik kısmının iptaline, davalı yönetim kurulu başkanının derneği zarara uğratması, dernek bilançosu ile dernek kayıtlarındaki borç miktarı arasında 15.000.000,00....
in hiçbir haklı sebep yok iken davalı derneğin Merkez Yönetim Kurulunun 29.01.2020 tarih ve 05 numaralı kararı ile tüzüğün 52/C maddesi uyarınca kesin olarak dernek üyeliğinden çıkarılmasına karar verildiği ileri sürülerek davacının dernek üyeliğinden çıkarılma kararının iptali ile davacının dernek üyeliğinin devam ettiğinin ve üyelik haklarından yararlanması gerektiğinin tespiti istenmiştir....
-Sen ... 1 Nolu Şube Başkanı olan müvekkilinin 14.10.2019 tarihi itibarıyla şube başkanlığı görevinden istifa etmemiş olduğunun tespiti ve müvekkilinin geçerli bir istifa dilekçesi olmamasına karşın davalı Sendika Merkez Yönetim Kurulunca müvekkilinin istifa dilekçesinin kabul edilmiş olduğuna dair alınan 14.10.2019 tarih ve 129 sayılı kararın da kanun ve tüzüğe aykırı olduğunu, gerek 4688 sayılı Kanun gerekse Sendika Tüzüğü gereğince üyelikten çıkarma yetkisi Genel Kurula ait olduğundan Merkez Yönetim Kurulunun yetki gaspı yaparak müvekkilinin üyelikten çıkarılmasına karar verdiğini, Merkez Disiplin Kurulunca müvekkilinin sendika üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin verilen kararın öncelikle usulsüz ve yetki gaspı ile alındığından bu yönüyle iptal edilmesi gerektiğini, Tüzük gereğince şube açmak yetkisinin Genel Kurul tarafından Merkez Yönetim Kuruluna verilebilen bir yetki olduğunu, Merkez Yönetim Kurulunun böyle bir yetkisi olsa da bu yetkisini kullanırken seçimle iş başına gelmiş ve üyeler...
Dernek kurma hürriyeti" başlıklı 33. maddesi ile 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun, "Tanımlar" başlıklı 3., "Özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları başlıklı" 6., "Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükler" başlıklı 12. ve "İstisnalar" başlıklı 28. maddelerine yer verilmiş, 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde; bu Kanun'un amacının, dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kâr amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye'deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tâbi faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere ilişkin diğer hususları düzenlemek olduğunun belirtildiği, "Dernek kurma hakkı" başlıklı 3. maddesinde, "Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir....
Dernek kurma hürriyeti" başlıklı 33. maddesi ile 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun, "Tanımlar" başlıklı 3., "Özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları başlıklı" 6., "Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükler" başlıklı 12. ve "İstisnalar" başlıklı 28. maddelerine yer verilmiş, 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde; bu Kanun'un amacının, dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kâr amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye'deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tâbi faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere ilişkin diğer hususları düzenlemek olduğunun belirtildiği, "Dernek kurma hakkı" başlıklı 3. maddesinde, "Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir....
Dernek kurma hürriyeti" başlıklı 33. maddesi ile 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun, "Tanımlar" başlıklı 3., "Özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları başlıklı" 6., "Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükler" başlıklı 12. ve "İstisnalar" başlıklı 28. maddelerine yer verilmiş, 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde; bu Kanun'un amacının, dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kâr amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye'deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tâbi faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere ilişkin diğer hususları düzenlemek olduğunun belirtildiği, "Dernek kurma hakkı" başlıklı 3. maddesinde, "Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava; asıl dosyada dernek gene kurul toplantısının iptali, birleşen dosyada ise dernek içi yolsuzlukların tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davalı dernek tüzüğüne göre dernek genel merkezinin Ankara'da olduğu, eldeki davanın T7 genel kurul toplantısının iptaline yönelik olduğu anlaşılmıştır. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 14. maddesi hükmünde derneklerin kendi işlerine ilişkin olmak üzere üyeleri aleyhine ve üyenin bu sıfatla dernek aleyhine açacakları davaların derneğin yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde bakılacağı açıklanmıştır. Bu yetki kesin yetki olup, kamu düzenine ilişkindir ve mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözönüne alınması gerekir. Derneklerin yerleşim yerinin dernek merkezinin bulunduğu yer olduğu kuşkusuzdur. Dosya içeriğine göre davalı derneğin merkezinin Ankara ili olduğu anlaşılmaktadır....