Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/03/2015 tarih ve 2013/264-2015/342 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı-birleşen davada davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili; müvekkili ile ...’ün .....’ye eşit pay oranıyla ortak olduklarını, ...’ün şirkete ait paraları eşi ve çocuklarına ait hesaplara aktardığını ayrıca eşi ve çocuklarını iş yerinde çalışmadıkları halde çalışmış gibi göstererek şirket hesabından .... primi ile ücret ödemesi yaptığını, ...’ün şirkete zarar vermeye devam ettiğini ileri sürerek şirketin zarar etmemesi için şirkete yetkili bir kişinin atanmasına, müvekkilinin ayrılma payı ödenerek şirket ortaklığından ayrılmasına...

    Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir." hükmü düzenlenmiştir Bilindiği üzere limited şirket ve anonim şirketlerde; şirketin haklı sebeplerle feshi ve şirket ortaklığından çıkma için haklı sebep teşkil edecek nedenlerin hangi haller olduğu hususu Türk Ticaret Kanununda sayılmamış, doktrinde ve Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin emsal içtihatlarında "şirketin kötü yönetilmesi ve ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunması," "şirketin kuruluş gayesini gerçekleştirmesinin imkansız olması," "şirket varlıklarının yanlış kullanılması veya israf edilmesi," "azınlığa karşı fiili veya manevi güç baskı uygulanması," "azınlığın meşru taleplerinin devamlı olarak reddedilmesi" ve pay sahiplerinin şirketteki hareket kabiliyetinin ortadan kalkması, şirketin feshi açısından haklı sebeplere örnek olarak sayılmıştır....

    Bu nedenle Müvekkillerim , T.T.K. gereğince haklı sebeplerle şirketin ortaklığından ayrılmak istemekte olduğunu, Davalı Limited şirketin ortaklık mevcudu kalmamış, şirket ortaklığından ayrılmak isteyen müvekkiller diğer ortaklara bir türlü ulaşamamakta olduğunu, Ortaklar arasındaki güven ilişkisi sona ermiş ve sürekli güvensizlik ortamı oluşmuş olduğunu, diğer ortaklar kendi kusurundan kaynaklı şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesinde hukuki ve ekonomik imkansızlık meydana gelmiş olduğunu. Şirket devamlı olarak zarar etmiş ve kar sağlayamamakta oludğunu, şirket yönetiminde yolsuzluklar yapıldığı kanaati güçlenmiş olup şirket müdürü olan diğer ortak şirketi iyi idare edemediklerini, “TTK’nın 638’inci maddesi ile TTK m. 245 maddeleri hükümleri uyarınca müvekkillerin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talep ve dava etmiştir....

      Ltd'nin ortağı olduklarını, davalı şirketle aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirket kurduklarını, 6762 sayılı TTK'nın 547. maddesine aykırı davrandıklarını ileri sürerek, şirket ortaklığından çıkartılmalarına karar verilmesini, ancak bu durumda şirket tek ortaklı hale geleceğinden şirketin fesih ve tasfiyesini talep etmiş, mahkemece şirketin feshi için muhik sebeplerin bulunduğu gerekçesiyle, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir. Oysa, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 573/1. maddesi uyarınca limited şirketlerin tek ortaklı olarak da tüzel kişiliğini ve ticari hayatlarını sürdürmeleri mümkün hale gelmiştir....

        n kendisi gibi İstanbul'da ikamet eden diğer ortaklarla çoğunluk pay sahibi (15 pay) olmasına güvendiğini, davacının davalı şirket müdürü ile görüşmesi sonucu şirketin ticari ve mali durumuna, geleceğine ilişkin bilgi alamadığını, davacının 1942 doğumlu olduğunu, sağlık sorunlarının bulunduğu, TTK m.630 ve m.636 gereği şirketin feshi ve tasfiyesi ile davalı müdürün azli için maddi ve yasal unsurların bulunduğunu, şirketin gayri faal olduğunu, şirket sözleşmesi ve kanun hükümlerine göre amacından uzaklaştığını, 2015 yılından bu yana davalı şirketin genel kurulunu icra edilmediğini, davalı müdürün özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiğini davalı şirketin tek varlığı olan taşınmazı niteliği belirsiz biçimde 3. kişinin kullanımına bıraktığını, davalı şirketin ve ortakların (davacının) zarar görmesine neden olduğundan bahisle davalı şirketin feshini ve tasfiyesini ve davalı şirket müdürünün azlini talep ve dava etmiş, Davalı -karşı davacı vekili davaya cevap dilekçesinde ve cevap dilekçesi...

          itibariyle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık limited şirketin feshi sonrası, şirket geliri ile alınan ve şirket ortaklığından kaynaklanan hakka dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna, davada zilyetliğe dayanılmadığına, mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/07/2013 tarih ve 2011/678-2013/433 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin ... Adi Komandit Şirketi'nin ortağı olduğunu, şirketin kurucu ortaklarının tamamının vefat ettiğini, şirketin maliki olduğu taşınmazın 28/12/2006 da birtakım sahte işlemlerle yetkili kılınan ... tarafından oğlu davalı ...'e gerçek değerinin çok altında muvazaalı olarak satıldığını ileri sürerek, davalı adına yapılan satışın ve tapu kaydının iptaline, taşınmazın şirket adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir....

                ın şirkette 1/4 oranında hissedar olduğu, pay oranı dikkate alındığında, dava dilekçesinde belirtilen hususların çıkarılma istemini haklı çıkaracak düzeyde muhik neden olmadığı, pay ve paydaş çoğunluğuna sahip diğer ortakların, ortaklığın amacına uygun olarak şirketin faaliyetlerini devam ettirme imkanlarının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, mahkeme kararı ile şirket ortaklığından çıkarma istemine ilişkindir. 6102 sayılı Kanun’un 621/h maddesi gereğince işbu davanın açılabilmesi için şirket genel kurulu tarafından ortaklıktan çıkarma yönünde karar alınması gerekmektedir....

                  ortaklığından çıkmak istediğinin anlaşıldığını, davacının gerçek niyetinin limited şirket ortaklığından çıkmak olduğu halde diğer şirket ortağını ve şirket tüzel kişiliğini mağdur etmek amacıyla limited şirketin feshi ve tasfiyesi davası açmış olmasının MK.2 maddesinde tanımı yapılan iyi niyetle bağdaşmadığını beyan etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu