Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirkete kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir istemlerinin ön inceleme duruşmasında verilen ara kararla gerekçesiz reddedildiğini, karara karşı kanun yolunun açık olup olmadığının ve süresinin dahi belirtilmediğini, şirket ortaklarının anlaşamaması ve bu nedenle şirkete müdür seçilememesi nedeniyle işleyen ve kar eden bir şirketin işlemez hale geldiğini ve zarar etmeye başladığını, dava sürecinde şirketin bu surette zarar etmeye devam etmesi halinde uzun sürecek yargılama sonucunda bu zararların katlanılamayacak bir boyuta ulaşacağını, bu nedenle şirketin faaliyete geçerek kar elde edebilmesi için şirkete kayyım atanması gerektiğini ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ve re'sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir. Aleyhine ihtiyati tedbir istenilen davalı şirket vekili, davacı şirketin kendi hisselerini ilk duruşmadan sonra 23.06.2021 tarihinde diğer davalı ...'...

    nin %10 hissarı olduğu ve şirket hissedarı olarak şirkete müracaatına rağmen bilgi verilmediğinden, şirketin defter , kayıt ve belgeleri üzerinde TTK 614 ve devamı maddelerine göre, davalı şirkete ait 31/12/2019 tarihli mizan, 2019 yılı Kurumlar Beyannamesi, 31/03/2020 tarihli detaylı mizan ve 2020 yılı 1. Dönem geçici beyannamelerinin kendisinin resen seçeceği bir SMMM bilirkişi marifeti ile şirket merkezinde incelemesi için 2 ay süre verilmesine karar vermek gerektiği, davacının,davalı ... ...Ltd Şti de ortaklığı bulunmadığı için bu şirket hakkındaki davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Ortaklıktan çıkarılma, ortaklık ilişkisinin ilgili ortağın rızası hilafına şirketteki diğer ortaklar tarafından sona erdirilmesidir. Ortaklıktan çıkarılma, TTK Md. 640’ta düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir....

      Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesince, davacı ortağın payının gerçek değerinin belirlenmesine yönelik olarak şirketin, gerçek mal varlığının rayiç değerinin tespiti, sonrasında şirket mal varlığının rayiç değerleri ile şirkete ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonrası, şirketin kaydi ve rayiç bilanço verileri üzerinden şirket öz varlığının belirlenmesi ve belirlenen öz varlığa göre, davacının sermaye artırımı sonrası payına (%6,25 oranındaki) tekabül eden miktarın kâr payı ile birlikte 230.414,55 TL olarak belirlenmesi karşısında, mahkemece bu miktarın davacının ortaklık payının değeri olarak kabulünde usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı, ancak, limited şirket fesih ve tasfiyesi istemli dava, ortak olunan şirkete yönelik olarak açılabileceğinden, bu nitelikte bir davada davalı şirket ortağına husumet düşmeyeceği, bunun yanında, davacının kar payı ve ortaklık payına tekabül eden miktar gelir vergisine tabi bulunduğundan, çıkma payı miktarının...

        Haklı sebep kavramı kanunda çoğul olarak belirtilmiş ise de tek bir sebep bile niteliği ve ortaya çıkardığı sorunlar gözetildiğinde şirket ortaklığından çıkma ve şirketin feshi için yeterli haklı sebep oluşturabilir. Çıkma talebi ile açılan her davada haklı nedenin varlığının ayrıca iddia ve ispatlanması zorunludur. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davacı tarafından davalı Şirketin yetkili temsilcisi ve ortağı olarak Şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesi talebi ile eldeki dava açılmış olup, TTK 638/2.m. gereğince Şirket ortaklığından çıkma talebi yönünden haklı nedenin varlığını dosya kapsamında usulüne uygun deliller ile davacının kanıtlamakla yükümlüdür....

          müvekkilinin söz konusu şirket ortaklığından ayrılmak istediğini, aralarındaki anlaşmazlıklar nedeniyle şirket hissesinin diğer ortaklar tarafından da devredilmesi ile şirket ortaklığından ayrılamadığını, müvekkilinin ayrılmak için herhangi bir kar yapı ya da tazminat talebinin de bulunmadığını beyan ederek TTK 638/2 maddesi gereğince davalarının kabulü ile müvekkilinin davalı T5 Sanayi ve Ticaret Ltd....

          Şti.nin davalı şirkete ait bina içinde bedelsiz olarak üretim ve ticari faaliyetlerde bulunduğunu ve davalı şirketin malvarlığının bu şirkete düşük bedellerle aktarıldığını, yönetim kurulunca şirketin tasfiyesinin planlandığını ve bu kapsamda tek taşınmazı olan fabrika binasının satışının öngörüldüğünü, bu hususların kendileri açısından haklı sebep teşkil ettiğini belirterek davacının haklı nedenle davalı şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesini ve ödemiş olduğu 75.000,00 Euroluk hisse bedelinin güncel değerinin kendisine ödenmesini talep etmiştir. Davalı tebligata rağmen cevap vermemiş vakıaları inkar etmiş sayılmıştır. Dava anonim şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir. TTK'nın 531. maddesi uyarınca haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; hukuki niteliği itibariyle, davacının davalı şirket ortaklığından haklı nedenle çıkarılma talebine ilişkindir.Mahkememiz dosyası mali müşavir ve işletme uzmanı bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilerek davalı şirketin mal varlığının ve değerinin tespiti hususunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, 13/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; "...Davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, envanter ve kebir defterinin ibraz edilmediği, davalı defterlerinin HMK 222'ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğu, Davalı şirketin sunulan 2017 yılı mali tablo verilerine göre tespit edilen öz varlık üzerinden şirketin KAYDİ değerinin 1.028.077,03 TL ve %50 hissesi olan davacının bu özvarlık içerisindeki payının (1.028.077,03/2) 514.038,51 TL olacağı bu tutarın güncel değerleri ifade etmeyeceği, davalı şirketin güncel değerinin en son tarihli...

              ün şirketin feshi ve tasfiyesi talebinin yerinde olmadığını, bilakis kendisinin davalı şirkete zarar verdiğini, müvekkilleri ile davalının şirket ortaklığının devamının imkansız hale geldiğini, davalının şirketin zararına hareket ettiğini, taraflar arasında imzalanan iş ortaklığı sözleşmesini ihlal ettiğini, taraflar arasında görülen davalar ve soruşturma dosyasının bulunduğunu beyanla davalı ...'ün davalı şirketin feshi ve tasfiyesi talebinin reddine, davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, davalının şirkete vermiş olduğu zararların tespiti ile tasfiye payından tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi'nin 26/10/2022 tarih ve 2020/186 Esas - 2022/491 Karar sayılı kararında; "Dava, davalı şirketin TTK 636/2 ve 3. Maddesine göre feshi olmadığı takdirde davacının ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine ilişkindir....

                Şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Dava; davalı şirket ortağının, haklı sebepler nedeniyle T.T.K'nun 640(3) maddesi uyarınca limited şirket ortaklığından çıkarılması istemine ilişkindir. İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas sayılı dosyasında; mahkememiz dosyasının davalısı şirket ortağı ... tarafından, mahkememiz dosyasındaki davacı ...'ın TTK'nun 640(3) maddesi uyarınca haklı sebepler nedeniyle şirket ortaklığından çıkarılması istemli davanın 14/03/2023 tarihinde Menderes ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, gönderme kararı sonrasında dosyanın İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilerek ... esas numarasını aldığı, 06/04/2023 tarihli tensip tutanağı ile ön inceleme duruşma gününün 14/07/2023 olarak belirlendiği görülmüştür. İzmir ......

                  Konu ile ilgili olarak limited şirket ve anonim şirketlerde; şirketin haklı sebeplerle feshi ve şirket ortaklığından çıkma için haklı sebep teşkil edecek nedenlerin hangi haller olduğu hususu Türk Ticaret Kanununda sayılmamış olup, doktrinde ve Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin emsal içtihatlarında "şirketin kötü yönetilmesi ve ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunması," "şirketin kuruluş gayesini gerçekleştirmesinin imkansız olması," "şirket varlıklarının yanlış kullanılması veya israf edilmesi" "azınlığa karşı fiili veya manevi güç baskı uygulanması," "azınlığın meşru taleplerinin devamlı olarak reddedilmesi" ve "pay sahiplerinin şirketteki hareket kabiliyetinin ortadan kalkması" şirketin feshi açısından haklı sebep olarak yerleşik yargısal içtihatlarda kabul edilmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu