İbra kararlarında oydan yoksun olanların, TTK 436/2 maddesinde yönetim kurulu üyeleri olduğu açıkça hükme bağlandığı gibi ibranın şirketle ortak arasındaki kişisel işlem olarak değerlendirilemeyecek olduğu gözetildiğinde, ibra kararının alınmasında TTK 436/1 maddesinin uygulama alanı yoktur. Şirket ortaklarından sadece ... yönetim kurulu üyesi olup, diğer yönetim kurulu üyeleri ... ve ... şirket ortağı olmamasına göre, dava konusu genel kurulda, yönetim kurulu üyesi ...'ın ibrasında, sadece kendisi oy kullanamayacak olup, pay sahibi annesi ...'ın oy kullanmasına engel bir hal bulunmamaktadır. Diğer yönetim kurulu üyeleri ... ve ... bakımından yapılan oylamalarda da, bu kişiler şirkette pay sahibi olmadıklarından yine oylamada sadece pay sahibi ve yönetim kurulu üyesi ... oy kullanamayacaktır. Somut olayda paydaş ve pay oranlarını belirleyen 07/03/2016 tarihli YK kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespitine ilişkin verilen karar Y.11....
Davalı şirketin yönetim kurulu Ayşe Betül Günal, Yaşat Berk Manav, Faik Gürkan Manav oldukları, şirketi müferiden temsili yetkili olan Faik Gürkan Manav aynı zamanda şirket ortağıdır. TTK 436/2 uyarınca, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. Yönetim kurulu üyeleri kendi ibralarında oy kullanamayacakları gibi diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasında da oydan yoksundurlar. İbra oylamasında oy hakkından yoksun kişilerin oy kullanması tek başına alınan kararların iptali sonucunu doğurmaz. Kararın iptal edilebilmesi için TTK 436/2'ye aykırı olarak kullanılan oyların kararın sonucunu etkilemiş olması gerekir. Oydan yoksun kimselerin oy kullanması sonuca etkili değil ise ibra kararının iptaline karar verilemez....
A.Ş'nin hisselerini 09.08.2012 tarihinde yönetim kurulu kararı alarak şartlı olarak devrettiklerini, şirket hisselerinin devrine ilişkin yönetim kurulu kararında vurgulanan hisse devir sözleşmesindeki şartlar henüz yerine getirilmemişken şirket hisselerinin devri kararı alındığını ve bu sahte kararın 27.08.2012 tarihinde 8140 sayılı T. Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlandığını, bu kararın müvekkillinin yönetim kurulu başkanı sıfatıyla imzaladığı 09.08.2012 tarihli karar olmadığını, müvekkilinin bu konudaki talebinin davalı ... sicil memurluğunca reddedildiğini ileri sürerek, davalının 17.09.2012 tarihli ve 3122 sayılı red kararının iptalini, yolsuz tescilin terkinini, tescile dayanak sahte imza ile alınmış yönetim kurulu kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilileri, davanın reddini istemişlerdir....
ın yönetim kurulu başkanı, ...'ın ve ...'ın yönetim kurulu üyesi olduğuna ilişkin belgelerin gösterildiğini, diğer ortakların müvekkilinden habersiz şekilde düzmece bir şekilde genel kurul yapılarak ...'ın yönetim kurulu başkanlığına getirildiğinin öğrenildiğini, şirket muhasebecisinden de şirketin ticari defterlerinin yeni seçilen yönetim kurulu başkanına teslim edildiğinin öğrenildiğini, mali müşavirce 21.06.2022 tarihine kadar genel kurula ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığına ilişkin bilgi verildiğini, yapılan araştırmada 05.06.2022 tarihli bir genel kurul toplantısı yapıldığının öğrenildiğini, ancak bu tarihte şirket merkezinin kapalı olduğunu, müvekkilinin bu tarihte şehir dışında olduğunu, genel kurul çağrısına ilişkin karardaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, geçerli bir yönetim kurulu kararı olmadan toplanan genel kurulla şirketin ele geçirildiğini, şirkete zarar verebilmek için şirketle bağlantısı olmayan ...'...
Yukarıda yazıldığı üzere tüm yönetim kurulu üyelerine haber verilerek yönetim kurulu kararı alınmadığı sabit olduğundan bu durumda, mahkemece, TTK'nın 390/4 ve 392/7. maddeleri gereğince geçersiz yönetim kurulu kararına dayalı olan ve TTK'nın 416. maddesi uyarınca toplanmadığı da sabit bulunan davalı şirket'in 16.2.2018 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararların da geçersiz olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. 3-Birleşen dava ise geçersiz olduğu tesbit edilen genel kurul kararı nedeniyle 2 nolu yönetim kurulu üyelerinin seçimi kararına dayanan 07.03.208 tarihli 3 numaralı yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir. Davalı şirkete ait 07.03.2018 tarihli yönetim kurulunun 3 numaralı kararında; yönetim kurulu başkanlığını ..., başkan vekilliğini ...'nun atanmasına şirket yönetim kurulu başkan ... ile yönetim kurulu üyesi ...'...
, gündemin 8. maddesi uyarınca şirket yönetim kurulu başkanı ...'...
22/12/2012, 14/05/2013 ve 05/07/2013 tarihli Genel Kurullarda alınan kararların butlanının tespitine, TTK 391. maddesine aykırı olan 10/11/2010 tarih ve 2010/5 nolu yönetim kurulu kararının butlanının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı taraf, terditli ilk talebi yönünden 01/11/2021 tarihli olağanüstü genel kurul (ortaklar kurulu) kararının tamamının iptalini, bu toplantıya çağrıya ilişkin 07/10/2021 tarihli müdürler kurulu kararının geçersizliğini dayanak göstermiş, yukarıda açıklandığı gibi 07/10/2021 tarihli müdürler kurulu kararının yokluk veya butlanının tespitini gerektiren bir durum olmadığından, davacı tarafın yığılan 2. talep içerisindeki terditli ilk talep olan 01/11/2021 tarihli olağanüstü ortaklar kurulu kararının tamamının iptali talebi yargılama devam ederken reddedilmiş, terditli 2. talep olan olağanüstü genel kurul (ortaklar kurulu) kararının 3. ve 4. maddelerinin iptali şartlarının incelenmesine geçilmiştir....
nın münferiden her hususta şirketi temsil ve ilzam etmek üzere 3 yıllığına yetki verildiğini, toplantı gündeminde yer alan diğer hususların ise ilan edilmediğini, Davalı şirketin genel kurulu toplantı kararı alması ve toplantı ilanının hukuka ve usule aykırı olduğunu, davalı şirketin hukuki olarak seçilmiş ve yönetim yetkisi devam eden bir yönetim kurulu bulunduğunu, toplantı dayanağı gösterilen Yönetim Kurulu Kararı altındaki imzanın gerçekte ilgili kişilere ait olmadığını, yönetim kurulu sıfatıyla karar alındığı tarihte, davalı şirketin önceden tescil edilen yönetim kurulu üyelerinin kaydi olarak görev sürelerinin sona erdiğini, yasal olarak görevi sona eren yönetim kurulunun şirket genel kurulunu toplantıya davet etme hakkı bulunduğu kabul edilecek olunsa bile, toplantı davetinde bulunan ve ..... tarihli şirket genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyesi seçilmiş göründükleri halde, bu kişilerin seçildikleri ........
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; davalı şirket yönetim kurulu üyeleri olarak Qussama Najjar, Noura Saleh Al Türki,..., ... ve ...’ın 2015 yılında seçildiğini, Qussama Najjar, Noura Saleh Al Türki,...’nin davalı şirkette ortaklıkları bulunmadığını sadece davalı şirketin ortağı olan Nesmal Yatırım Holding AŞ’nin yönetim kurulu üyeleri olduklarını, bu durumda yöneticilerden sadece ... ve ...’in davalı şirketin ortağı olduğu ve bu ortakların da kendileri ve diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrası kararında oy kullanmadıklarının anlaşıldığı, genel kurulda şirket ortağı Nesmal şirketini temsilen Ahmet Veysi Dağ toplantıya katıldığı, tüzel kişi ortak yönetim kurulu üyesi olmadığından ibra oylamasında Nesmal Yatırım Holding A.Ş.’nin oy kullanmasına engel bir hal bulunmadığı, bu durumda yönetim kurulu üyelerinin ibrası kararının yeterli nisapla alındığı ve iptali gerekmediği, kâr payı dağıtılmamasına ilişkin 6. maddenin iptali edilmesinde alınan bilirkişi...