Her ne kadar HİİK tarafından Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında değerlendirilerek dairemize temyiz incelemesi için gönderilmiş ise de, HİİK'nın nitelemesinde maddi hataya düşülerek uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklı olduğunun belirtildiği anlaşılmakla sehven yapılan bu hata da dikkate alındığında temyiz inceleme görevi haksız fiilden kaynaklı tazminat ve Hâkimlerin sorumluluğundan kaynaklanıp Devlet aleyhine açılan davalar ile buna ilişkin rücu davaları sonucu verilen hüküm ve kararların (uyuşmazlık konusu bilirkişilerin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davalarına paralellik gösterdiği öğretide de kabul edilmekle ) temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne aittir. Dosyanın görevli dairenin belirlenmesi için Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 05/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/199 Esas KARAR NO : 2021/629 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticisinin Sorumluluğundan Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 08/06/2020 KARAR TARİHİ : 19/10/2021 Mahkememizde görülmekte tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ...'ün ... tarihinde tescili yapılan ... İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd Şti. ünvanlı şirketi 100/100 hissesi kendisine ait olmak üzere kurduğunu, ...'ün şirket kuruluşunda şirket müdürü olduğu, şirketin ana faaliyet konusunun inşaat taahhüt ve mühendislik işleri yapmak olduğunu, şirket ana sözleşmesinin ... tarihinde TTSG de yayınlandığı, davacının ... tarihinde şirket hissesinin % 50 sini ...'ten satın alarak şirkete ortak olduğunu, satın almaya ilişkin genel kurul kararının ... tarihli TTSG de yayımlandığını, ......
Taraflar arasındaki şirket yönetici sorumluluğundan kaynaklı tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Vekâletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisi bulunan davacı vekili 08.04.2022 tarihli ve davalılar vekili 30.12.2022 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirmiştir. Bu durumda, taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekir....
Ticari şirket ortaklığından veya ticari şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan bir talebin bulunmaması nedeniyle, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülerek, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin genel ilkelere göre davalıların sorumluluğunun tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.--- Tüm bu yapılan açıklamalar neticesinde, görev hususu dava şartı olduğundan, ----Karar sayılı ilamı doğrultusunda dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2 maddesine göre mahkememizin görevsizliğine ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair tensiben aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine TTK 553 ve 555.maddeleri gereğince yöneticinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat davası açtığı, davalının yönetici olduğu davacı şirket ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren ve daha önce davacı şirkette istihdam edilen ...... ile birlikte dava dışı ...... LTD ŞTİ'nin kurduğu, bilirkişi raporunda da ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere dava dışı şirket ile davacı şirketin müşterilerinin aynı olduğu, söz konusu şirketin kurulmasından sonra davacı şirketin cirosunun düştüğü, söz konusu cironun davalı tarafın kurmuş olduğu şirketin yaratmış olduğu haksız rekabetten kaynaklandığı, davalının kusurlu davranışları nedeniyle davacı şirkete vermiş olduğu toplam zararın 1.655.639,93-TL olduğu, iş bu zararın TTK 553/1 md gereğince davalıdan tahsil edilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan deliller itibariyle davacı tarafça davalı şirket yöneticileri aleyhine şirketi yönetirken gerçekleştirdikleri kusur ve ihmali eylemlerden dolayı şirketin ve kendisinin uğradığı zararlara yönelik şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat davası açılmış olup, davacı tarafça doğrudan uğradığı zarara dayanak olarak şirketten olan 6.565.682,30-TL alacağı ve davacının 1/2 malik olarak kira bedelinin tahsil edilmemesinden kaynaklı zarar iddiası ileri sürülmüş, dolaylı zararlara ilişkin ise davacının malik olduğunu iddia ettiği şirketin kiracı olduğu taşınmaza ilişkin kira bedelinin fahiş olduğu ve şirketin ...'ten olan alacağının tahsil edilmemesinden doğan alacağın tahsil edilmemesi nedeniyle zarar iddiasına dayandırılmıştır. Davacının zarar iddiasında bulunduğu ... tarafından ... A.Ş.'ye borç verilmesi işleminde, davacı ...'ün ...'...
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan deliller itibariyle davacı tarafça davalı şirket yöneticileri aleyhine şirketi yönetirken gerçekleştirdikleri kusur ve ihmali eylemlerden dolayı şirketin ve kendisinin uğradığı zararlara yönelik şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat davası açılmış olup, davacı tarafça doğrudan uğradığı zarara dayanak olarak şirketten olan 6.565.682,30-TL alacağı ve davacının 1/2 malik olarak kira bedelinin tahsil edilmemesinden kaynaklı zarar iddiası ileri sürülmüş, dolaylı zararlara ilişkin ise davacının malik olduğunu iddia ettiği şirketin kiracı olduğu taşınmaza ilişkin kira bedelinin fahiş olduğu ve şirketin ...'ten olan alacağının tahsil edilmemesinden doğan alacağın tahsil edilmemesi nedeniyle zarar iddiasına dayandırılmıştır. Davacının zarar iddiasında bulunduğu ... tarafından ... A.Ş.'ye borç verilmesi işleminde, davacı ...'ün ...'...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/340 Esas ve 2019/826 Esas sayılı dosyalarında tasfiye memuru ve şirket ortaklarının şahsi sorumluluğundan kaynaklı davalar açıldığını, bu davalarda alınan bilirkişi raporunda tasfiyenin usulüne uygun yapılmadığına ilişkin görüş bildirildiğini, TTK'nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin usulsüz şekilde yapılması halinde mahkemece atanacak tasfiye memuru ile ek tasfiye yapılacağının ön görüldüğünü ileri sürerek, şirketin ihyası ile ek tasfiye işlemlerinin yapılmasını talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı vekili, savunmasında özetle; mevzuat kapsamında işlem yapıldığını, yasal hasım olan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
İş Mahkemesinin 2008/384 esas sayılı dosyaların mevcut olduğunu, tasfiye işlemlerinden sonra tasfiye edilen şirket yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, Bakırköy 7 ATM 2020/340 esas sayılı dosyasında tasfiye memurunun ve şirket ortaklarının şahsi sorumluluğundan kaynaklı dava ikame edildiğini, bu dosyaların halen derdest olduğunu tasfiyenin usulüne uygun yapılmadığının bildirildiğini, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığından tasfiye memuru atanması ile ek tasfiye işlemlerinin yapılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/102 esas sayılı dosyasının İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesini 2013/68 Esas numarasına kaydedildiği, iş bu dosyada davacıların, ..., ..., ..., ... olduğu, davalıların ... ve ... TİC LTD ŞTİ olduğu, davanın tazminat davası olduğu; Kartal 2. İş Mahkemesinin 2008/384 esas sayılı dosyasının İstanbul Anadolu 2....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödmemesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup; İcra takibinin kesinleştiği tarihte borcu ödeme gücü bulunan ticari işletme yöneticisinin hangi kastla ve ne şekilde borcu ödemediği belirlenmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine...