eşya nakli operasyonundan sorumlu yöneticisinin sigorta poliçesinin ve devamı sırasında operasyonel detayları ve soru formunda yer alan hususları gereği gibi ve doğru kurgulamaması nedeniyle şirketlerini zarara uğrattığını, -----eksperleri tarafından '' a) Soru formunda ----- (kasa dairesi ve kasaların dışında) bulunacak para miktarına ''hayır '' şeklinde cevap verilmiştir....
eşya nakli operasyonundan sorumlu yöneticisinin sigorta poliçesinin ve devamı sırasında operasyonel detayları ve soru formunda yer alan hususları gereği gibi ve doğru kurgulamaması nedeniyle şirketlerini zarara uğrattığını, -----eksperleri tarafından '' a) Soru formunda ----- (kasa dairesi ve kasaların dışında) bulunacak para miktarına ''hayır '' şeklinde cevap verilmiştir....
Eş anlatımla ticari işletmenin borcunu ödeme gücü bulunmasına rağmen şirket yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastıyla borcu ödememesi gerekmektedir. Somut olayımızda borçlu şirket hakkında başlatılan icra takibinde 12.01.2006 tarihinde haciz için borçlu adresine gidildiğinde adresin bir başka şahsın işyeri olduğunun saptanması nedeniyle haciz işlemi yapılamamış, mahkemece de bu tarih suç tarihi olarak kabul edilerek şikayetin 21.02.2008 tarihinde yapıldığını gözeterek şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi yasaya aykırıdır. Mahkemece ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte şirketin ödeme gücünün bulunup bulunmadığı bilirkişi marifetiyle saptanmalı ve ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte şirketin ödeme gücünün bulunduğunun belirlenmesi halinde ödeme emrinde borcu ödemesi için gösterilen sürenin son gününün suç tarihi olarak kabul edilmesi gerekir....
Eş anlatımla ticari işletmenin borcu ödeme gücü bulunmasına rağmen şirket yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastiyle borcu ödenmemesi gerekmektedir. Somut olayda borçlu şirket hakkında başlatılan icra takibinde ödeme emri Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş, haciz tatbiki için bankalara yazı yazıldığı, fakat bankalardan cevap gelmediği, son olarak 16.02.2007 tarihinde alacaklı vekilinin talebi ile şirkete ait işyerinde haciz için talimat yazılmasına karar verildiği ve şikayetin de 19.03.2007 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında, İİK’nun 347. maddesinde belirtilen şikayet süresinin geçtiğinden söz edilemez....
Eş anlatımla ticari işletmenin borcu ödeme gücü bulunmasına rağmen şirket yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastiyle borcu ödememesi gerekmektedir. Somut olayımızda borçlu şirket hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle 23.02.2007 tarihinde şirketin adresinde haciz işlemi sırasında şirketin adresi terk ettiğinin anlaşılması üzerine 19.03.2007 tarihinde şikayette bulunulduğu dikkate alındığında İİK’nun 347.maddesinde belirtilen şikayet süresinin geçtiğinden söz edilemez. Zira şirketin borcu ödeme gücü bulunup bulunmadığı, ödeme gücü yoksa bunu müştekinin ne zaman öğrendiği saptanmış değildir....
Ltd. şirketinde müdürlük görevi devam ederken ve şirketin tüm yasal defterleri mevcut iken şirket ortağı davalı tarafından yasalara ve hukuka aykırı bir şekilde ikinci bir karar defteri tasdik ettirilerek ...'in müdür olarak seçildiğini ve kendisinin müdürlük görevinin iptal edildiğini ileri sürerek ...'in müdürlük yetkisinin ve tüm işlemlerinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin söz konusu şirketin müdürlüğünü ifa etmesine bir engel olmadığını, sermaye çoğunluğunun verdiği oy ile müdür seçildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ticari şirket yöneticisinin seçimine ilişkin kararın iptali istemiyle açtığı davadan feragat ettiği, davacının feragat beyanının kanunun aradığı geçerlilik şartlarını taşıdığı gerekçesiyle feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı temyiz etmiştir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, Şikayetçi vekili şikayet dilekçesinde, borçlu şirketin en son adresini terk ettiğini bildirmiş olup, İİK'nın 337/a maddesi kapsamında sanığın ticareti usulsüz olarak terk ettiğine yönelik bir iddia ve şikayette bulunmamış olup, dilekçe kapsamından açıkça sanığın İİK'nın 333/a maddesinde tanımlanan suçu işlediğinin iddia edilmesi karşısında ,sanığa isnat edilen İİK'nın 333/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkililerinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi ve sanıkların bu eyleminin başka suç oluşturmamasının gerekmesi nedeniyle, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme...
Davalı şirket tarafından davacıya gönderilen Kadıköy 10 Noterliğinin 09/02/2018 tarihli 03106 yevmiye sayılı ihtarnamesinde; 25/07/2016 tarihli iş sözleşmesi uyarınca şirket bünyesinde Distributör satış yöneticisi olarak çalıştığını, belli bir süre öncesinde işten ayrılma kararı aldığını, bu hususta yöneticisi ve iki arkadaşının daha bulunduğu bir ortamda mutlu olmadığını ve beş aydır iş aradığının dile getirdiğini, bunun üzerine kendisini kararından vazgeçirmeyen yöneticisinin İstanbul İli gibi hayati öneme sahip bir sahada ayrılacağını bildiği birini tutamayacağını ve sürekliliği sağlamak zorunda olduğu için kendisini Trakya'daki eski görevine atadığını, yeni yöneticisinin gelişinden itibaren mobbinge uğradığı gibi sözde bir iddiada bulunmasına rağmen esasen işten ayrılma kararını yeni yöneticisinin atanmasından çok daha önce verdiğini yine bizzat yöneticisine ve diğer iki çalışma arkadaşına beyan etmesinin de kötü niyetli bir şekilde feshe kılıf aradığını ortaya koyduğunu, tüm bu süreç...
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, somut olayda para toplama amacının güdüldüğü, davalıların bu durumu bilip birlikte hareket ettikleri davacının zararından davalı şirket ve şirket yöneticisinin de haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davacıyla davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, bu nedenle 81.084,50 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 1)İİK'nın 333/a maddesine aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi, 2)İİK'nın 345...