Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/611 Esas KARAR NO : 2022/816 DAVA : Şirket ortaklığından ve yöneticiliğinden ayrılmış olduğunun tespiti DAVA TARİHİ : 14/09/2021 KARAR TARİHİ : 08/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Şirket ortaklığından ve yöneticiliğinden ayrılmış olduğunun tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREKÇE:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketteki hisselerini 24/12/2020 tarihli devir sözleşmesiyle davalı şahsa devrettiğini, şirket yöneticiliğinden de ayrıldığını; bu kararın ticaret siciline tescilini davalı şahıs olan yeni şirket yöneticisinin yaptırması gerektiğini, fakat davalı yeni yöneticinin ------ bildirdiği adresinde bulunmadığını, kendisine ulaşamadıklarını, bu nedenle dava açmak zorunda kaldıklarını belirterek; davacının şirket ortaklığından ve şirket yöneticiliğinden ayrılmış bulunduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar davaya cevap vermemiş ancak davalı şirket bilahare bir dilekçe vererek davacımızın 24/...

    Şti'nin ortakları olduklarını ancak davacı ortakların şirketin kuruluşundan bu yana herhangi bir işlemden haberdar edilmediklerini ayrıca şirket yöneticisinin davacı ortakların haberi olmaksızın bir kısım şirket taşınmazlarını sattığını, şirket adına kayıtlı hayvanlarla alakalı yapılan işlemlerden de haberdar edilmediklerini, haklı sebeplerin varlığı halinde şirket yöneticisinin azlinin mahkemeden istenebileceğini ileri sürerek davalının yöneticilikten azli ile ortaklık zararına yaptığı işlerin tespiti edilerek sorumluluğuna gidilmesini talep etmiştir. II....

      Davacı vekili, müvekkilinin temsil yoluyla katılımının engellendiği şirket olağan genel kurul toplantısında; şirkette yönetici olan ortağın şirket yöneticisinin kendi ibrasında oy kullanması, sadece bir ortağın şirketten olan alacağının sermaye arttırımında kullanılmak üzere sermaye arttırımı yapılması ve 2014 yılı şirket bilanço ve hesaplarının onaylanması hususunda alınan kararların yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek sadece sicilde ilan ve tescil edilen 3, 4, 5 ve 9 numaralı genel kurul kararların iptalini talep etmiş olmasına rağmen mahkemece 11.05.2015 tarihli genel kurul kararlarının tümünün iptaline karar verilmesi 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesine aykırı olduğundan kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir. 3- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/155 KARAR NO : 2022/611 DAVA : İtirazın İptali (Şirket Yöneticisinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/06/2015 KARAR TARİHİ : 21/06/2022 Mahkememizin 2014/1261 Esas sayılı dosyasında birleştirilen İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/427 Esas sayılı dosyasının asıl dosyadan tefriki ile mahkememizin başka bir esasına kaydedilmesine karar verilmiş olmakla tefrik edilen dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....

          Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkindir. Mahkemece, davanın niteliği gözetilerek davalı şirket yöneticisinin görev yaptığı dönem itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’da yer alan 336 ve devamı hükümlerine göre sorumluluğu olup olmadığının belirlenerek karar verilmesi gerekirken, bu hususta her hangi bir değerlendirme yapılmaksızın davalının işveren vekili olduğu, işçilik alacaklarından işverenin sorumlu olduğu gerekçeleriyle karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece, yargılama sırasında davalının iflası üzerine davaya iflas idaresi temsilcisinin katılımıyla kayıt-kabul davası olarak devam edildiği, davacının değişik sigorta şirketlerine ihbar ettiği su baskını sayısının fazla olduğu, sigortaların farklı şirketlere yaptırıldığı, bunların dışında yangın da meydana geldiği, bu kadar çok olayın olağan olmadığı, hasar tarihinde yağış meydana gelmediği, belediye tarafından su baskını nedeniyle bir işlem yapılmadığı, davacı şirket sahibinin sigorta şirketini dolandırmaktan yargılandığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı şirket yöneticisinin sigorta şirketini dolandırmak suçundan mahkumiyetine ilişkin kararın bozulduğu ve bozmadan sonra dosyanın akıbetinin belli olmadığı belirtilmişse de temyiz dilekçesinin ekinde sunulan İstanbul 2....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Tacir veya şirket yöneticisinin ticari faaliyeti sırasında dolandırıcılık HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat A) Katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’a yönelik eylemler nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde; Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiillerin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA, B) Katılanlar ... ve ...’e yönelik eylemler nedeniyle kurulan beraat hükümlerine yönelik katılanlar vekilinin; katılanlar ..., ..., ... ve müşteki ...’a yönelik eylemler nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükümlerine...

                Yani davacının davalı yönetici tarafından dava dışı borçlu şirketin kötü yönetilmesi nedeniyle dava dışı müflis şirketin zarara uğratılması nedenine dayalı tazminat davasında, şirket yöneticisinin eylemleri nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zarar, şirket açısından doğrudan, davacı şirket alacaklısı açısından ise dolaylı zarar olup, dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK'nın 555. (6762 sayılı TTK'nm 309.) maddesi hükmü gereğince hükmedilecek tazminatın şirkete verilmesinin talep edilmesi gerekmektedir. Buna göre davacının ileri sürdüğü zarar, kendisi yönünden dolaylı zarar olup aksi yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir....

                  Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıklara isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, sanıkların hangi kastla hareket ederek borcu ödemediklerinin açıklığa kavuşturulmasının gerekmesi karşısında sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanıklar ile müşteki vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak...

                    SAVUNMA VE CEVAP: Davalı Şeker Fabrikası vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, reddini talep ettiklerini, davacı tarafından Kayseri 5. İcra müdürlüğünün 2010/3447 E....

                    UYAP Entegrasyonu