Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti'nin ortaklığından çıkarılmasına, davacının 4667 payının gerçek değerinin karşılığı kalmadığı anlaşıldığından çıkma payı isteminin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalı şirketin feshi, tasfiyesi, şirket müdürün azli, şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, 23.10.2013 tarih ve 2011/140 Esas 2013/276 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne, davacının davalı şirket ortaklığından 4667 payının gerçek karşılığı olan 172.606,92 TL ödenmek suretiyle çıkarılmasına karar verilmiş, karar davalı şirket vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiş, davalı şirket temyiz dilekçesinde davacının şirketten çıkması hükmüne yönelik herhangi bir itirazda bulunmamış, itirazları çıkma payının hesaplanmasına ilişkin olmuştur. Dairemizin 06.05.2014 tarih ve 2014/1930-8512 E.K sayılı bozma ilamında davalı şirket vekilinin çıkma payının hesaplanmasına yönelik temyizleri bozma sebep ve şekline göre incelenmemiştir....

    nın sahte işleme katılmış olmasının terekeye ait hakların yitirilmesine neden gösterilemeyeceği, sahtecilik olgusunun Tarsus Ağır Ceza Mahkemesinin 13/12/2011 tarih, 2000/174 Esas, 2011/354 karar sayılı ilamı ile sabit olup, davalıların miras bırakanı Mehmet 'in ilk el konumunda olduğu, aynı eylemden dolayı davacı ... ile birlikte sanık sıfatı ile yargılandığı, sahteciliği bildiği,ölümü ile ceza davasının ortadan kaldırıldığı, aşamalarda çekişme konusu payın dahili davalı ... ... mirasçılarından olan ve terekeye mümessil tayini davasında davalı sıfatı ile yer alan ve hatta kararı temyiz eden ...'...

      Mahkemece, onalım davasında 2/4 payın mirasçılar adına tescili istenilmiş ise de, dava konusu payın bedelinin davalılar tarafından yatırıldığı onalım davasındaki Yargıtay'ın, terekeye mümessil tayinine ilişkin bozma gerekçesinin davanın yürütülebilmesi için yasadan kaynaklanan usuli bir işlem olduğu, davacıların dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

        Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı terekeye dahil taşınmazların tamamı üzerinde söz konusudur. TMK. nun 702. maddesi uyarınca elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Davada bir tasarrufi işlem olup üçüncü kişilere karşı açılacak davanın tüm mirasçılar tarafından açılması gerekmektedir. Bir veya birkaç mirasçının terekeye ait bir taşınmaz için tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve ehliyeti bulunmamaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, muris bırakan...’in davacı ... ve tanık... dışında başka mirasçılarının da olduğu sabittir....

          Terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir mirasçı diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirsede, 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin terekeye karşı 3. kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur. Bu durumda davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir....

            Belirtmek gerekir ki; taşınmazın terekeye döndürülmesi istemiyle açılan tapu iptal ve tescil davasında mirasçının, mirasçı olmayan üçüncü kişiler aleyhine miras payının adına tescili istemiyle dava açması mümkün değil ise de, kayıt maliki olan mirasçı ya da üçüncü kişi aleyhine, taşınmazın tamamının adına tescili istemiyle tek başına dava açmasına usulen bir engel bulunmamaktadır. Bir mirasçı ya da üçüncü kişi aleyhine, taşınmazın terekeye döndürülmesi istemiyle açılacak davalarda ise mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Ancak, böyle bir davanın bir veya bir kısım mirasçı tarafından açılması halinde davanın hemen taraf sıfatı eksikliği nedeniyle reddedilmeyip, davacı tarafa, diğer mirasçıların davaya muvafakatlerinin alınması veya diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle taraf koşulunu sağlaması için imkan tanınması gerekir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil-bedel istekli dava sonunda, yerel mahkemece, asıl davanın bedel yönünden kabulü ile bedelin terekeye iadesine, birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar, asıl davada davalı ... mirasçıları olan dahili davalı-birleştirilen davada davalılar ... ve ... ile birleştirilen davada davacı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Asıl dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tapu iptali ile terekeye iade, bu da olmazsa bedelin terekeye iadesi; birleştirilen dava, aynı hukuki nedenlere dayalı miras payı oranında bedel isteğine ilişkindir....

                Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 107 ada 8, 115 ada 113, 116 ada 28, 121 ada 7, 140 ada 52, 54, 149 ada 22, 35 ve 53 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaline, tamamı 16 pay kabul edilerek, 3 payının ..., 2'şer payının ..., ..., ..., 7 payının ... ... adlarına tesciline, çekişmeli 223 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, 04.05.2017 tanzim tarihli fen bilirkişi raporu ve eki krokisinde; sarı renk (C) harfi ve kırmızı renk (E) harfi ile gösterilen kısımların 223 ada 1 nolu parselden ifrazı ile toplamda C+E= 871.89 m² yüzölçümündeki bölümün aynı adanın son parsel numarası verilerek ve 16 pay kabul edilmek suretiyle, 3 payının ..., 2'şer payının ..., ..., ..., 7 payının ... ... adlarına, bu taşınmaz üzerinde bulunan "3 adet ceviz ağacının ...'...

                  Bu cümleden olmak üzere; tüm mirasçıların eşyanın terekeye döndürülmesi istemine ilişkin birlikte hareket ederek dava açma hali ya tüm mirasçıların birlikte dava açması ya bir veya birden fazla mirasçının açtığı davaya diğer mirasçıların yöntemince muvafakat etmeleri veyahut da murisin terekesine temsilci atanması hallerinde mümkündür. Diğer taraftan, bir mirasçının eşyanın terekeye dahil olmadığı ya da terekeye dahil eşyanın mirasçılar arasında yöntemine uygun şekilde taksim, bağış, satış, pay devrine konu edildiği iddiasıyla açacağı davada birlikte hareket etmeyi gerektirir yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır....

                  Bu itibarla mahkemenin dava dışı mirasçının davaya muvafakatının sağlanılması veya bu mirasçıya ait vekalet sunulması veyahut da terekeye temsilci atanması gerektiği görüşüne itibar edilemez. Ayrıca, TTK 556. maddesi hükmü yollamasıyla, aynı kanunun 336. maddesi uyarınca, yöneticilerin eylemleri doğrudan zarara yol açmışsa, yani bu eylemler sonunda yöneticiler, ortakların veya alacaklıların mal varlığında doğrudan azalmaya yol açmışsa, bu zararı veren yöneticilere karşı, zarar gören adına tazmin istemiyle dava açılması mümkündür. Ancak zarar doğrudan değil, dolaylı, yani ortak veya alacaklının olmayıp, onların çıkarlarının bağlı olduğu şirket varlığındaki azalmaya ilişkin ise, TTK 340. maddesi yollamasıyla, aynı yasanın 309. maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyelerine karşı açılacak davada, hükmolunacak tazminatın şirkete verilmek üzere istenilmesi ve hükmedilmesi gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu