Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davada; vasiyetnamenin iptaline yönelik talebin reddine, bankadan çekilen paranın terekeye iadesi yönündeki talebin tenkis talebi içerisinde değerlendirilmesi mümkün olduğundan, bu yönde karar verilmesine yer olmadığına, tenkis yönünden, 48.291,11 TL'nin tercih hakkının kullanıldığı 27/09/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı ...'dan tahsili ile asıl dava davacısı ...'a verilmesine, birleşen davada; vasiyetnamenin iptaline yönelik talebin reddine, tenkis yönünden, 48.291,11 TL'nin tercih hakkının kullanıldığı 27/09/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı ...'dan tahsili ile birleşen dava davacısı ...'a verilmesine karar verilmiş; hüküm, birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) 6100 sayılı HMK’nın 298/2. maddesinde; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir....

    Dosyada bulunan terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir mirasçı diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirse de, 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Davacının murisi Akif Erdoğan'ın, davacı dışında "Ramazan, Nail ve Mehmet Erdoğan" isimli başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmakta olup, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli payları olmadığından, haklarının terekenin tamamını kapsadığı ve TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin terekeye karşı 3. kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davaya, diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.06.2012 tarihli 2012/766 Esas 2012/977 Karar sayılı mirasçılık belgesi hükme esas alınarak taşınmazların tamamı 192 pay kabul edilmek suretiyle 96/192 payının ..., 24/192'şer payının ..., ... ve ..., 8/192 payının ..., 3/192'şer payının ... ve ..., 2/192'şer payının ..., ..., ..., ... ve ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Diğer taraftan, muris ...'ın ..... Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.07.2008 tarihli 2008/822 Esas 2008/1073 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre mirasının tamamı 72 pay kabul edilerek 36 payın eşi ...'a, 2'şerden 6 payın İfakat çocukları ..., ... ve ...'e, 5'erden 15 payın ..., ... ve ...'ya, 15 payın ...'ın manevi kızı ...'a aidiyetine karar verilmiştir. Bu durumda, murisin .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.06.2012 tarihli mirasçılık belgesine göre davalı ...'ın miras payı 24/192 iken,.......

      Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, şirket müdürünün 2011-2012-2013-2014 yıllarında şirket genel kurulunu toplantıya çağırmadığını, bu hususun ihtarname ile kendisine bildirilmesine rağmen halen genel kurul toplantılarının yapılmadığını, şirket müdürünün kar dağıtımı konusunda da bir işlem yapmadığını, bu durumun müvekkillerine mağdur ettiğini, müvekkillerinin keşide ettiği ihtarnamelerle şirket işleri hakkında bilgi ve belge talep etmiş ise de, müvekkillerine bilgi ve belgelerin verilmediğini, şirket müdürünün bu tutumu nedeniyle şirket işleri ve hesapları konusunda gerekli ve yeterli bilgiye sahip olunamadığını, bu konudaki hakkının engellendiğini bildirerek müvekkillerinin şirket ortaklığının devamı için gerekli güven duygusu ve isteğinin ortadan kalktığını bildirerek müvekkillerinin Anonim Şirket ortaklığından çıkarılmasını, kendisine ortaklık payının gerçek değerinin ve kar payının ödenmesine...

        Ltd. adlı şirketteki 29.400 TL tutarındaki 1176 payından 12.900 TL tutarındaki 516 adet payını T7 13.500 TL tutarındaki 540 payını T8 3.000 TL tutarındaki 120 adet payını T9 devrettiğini devamla şirket sermayesinin 30.000 TL'den 300.000 TL'ye çıkarıldığını, pay adetinin 12.000 olduğunu şirket ortağı T9 muvazaalı olarak 20.01.2012 tarihinde 1.200 payının 600 payını T8 600 payını T7 15.000'er TL ile devrettiğini böylece davalı T8 6120 paya davalı T7 ise 5880 paya sahip olduğunu bu işlemlerin muvazaalı olduğunu bu sebeple devir işlemlerinin iptali ile 11760 payın 3/40'ı olan 882'sinin müvekkili adına tescilini, bu adresle aynı adreste Öz-Akça Orman Ürünleri T11 turizm Sanayii ve Ticaret Ltd. Adlı şirketi davalı T8 ile T7 kurduğunu 500 payın 251 payının T8, 249 payın T7 ait bulunduğunu bu şirketin de murisin birikimleri ile kurulduğunu,T11 Akaryakıt T11 Ltd. Şti....

        HD'nin 2018/1201 Esas - 2018/1068 Karar sayılı kararı ile; "Dava, terekenin tespiti; Terekeye iade; Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tasarrufun iptali ile terekeye iadesi; İnanç sözleşmesi gereğince davalı İsa Zora'ya verilmiş olan paranın tespiti ile terekeye iadesi; Terekeye iade edilmesi gereken davalılar adlarına geçirilmiş tapu kayıtlarının iptali ile miras hissesi oranında davacı adına tescili; Tescil mümkün değil ise dava tarihi itibari ile terekeye iadesi geken kısmın bedeli tahsili, bu taleplerinin de kabul görmemesi halinde tenkise tabi tasarrufların tenkisi isteminden ibarettir. Mahkemece, TMK'nun 589 ve devamı maddeleri gereğince terekenin tespiti, korunması ve yönetilmesine ilişkin tedbir işlemlerinde Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir....

        Mahkemenin, bilirkişi raporuna göre davanın 10.526,26 YTL asıl alacak ve 652,44 YTL işlemiş faiz üzerinden kısmen kabulüne ilişkin kararı Dairemiz’ce tazminattan gider payının düşülmediği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, verilen kararda gider payının düşüldüğü gerekçesiyle ilk kararda direnilmiş, bu karar üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca verilen kararda mahkemenin kararında gider payının düşüldüğü gerekçesiyle direnme kararı yerinde görülmüş, ancak düşülen gider payının hesap şeklinin yasaya uygun olup olmadığının incelenmediği gerekçesiyle, bu hususun incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava kooperatif üyeliğinden ayrılan davacının ödediği aidatların kendisine iadesi istemine ilişkindir....

          HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Temyiz istemi, davaya konu taşınmazın terekeye iadesi istemiyle açılan ve tereke temsilcisi tarafından takip edilen davada mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği ve davayı takip yetkisinin tereke temsilcisine geçeceği gerekçesiyle davacı asilin istinaf başvurusunun reddine, davacı tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin verilen karara karşı davacı asil tarafından kararın gerekçesiz olduğundan bahisle yapılan tavzih talebinin reddine yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin 06/10/2021 tarihli ek kararına ilişkindir. Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır....

            Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazın terekeye iadesi istenildiğinden tüm mirasçıların davada temsilinin gerektiğini, bedeli ödenmek suretiyle çekişmeli taşınmazın muristen devralındığını, temlik işleminin muvazaalı olmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil isteğinin, 743 sayılı Medeni Kanun'un 513. maddesi uyarınca tenkis isteğinin zamanaşımına uğradığı ve zamanaşımı itirazının davalı tarafından süresi içerisinde yapıldığı gerekçesiyle de tenkis isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davayı açan mirasçı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasıyla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Diğer bir ifadeyle, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir....

              YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem:Davacı şirket tarafından, Mersin ili Tarsus ilçesi … Mahallesi … pafta … ada … parselde kayıtlı taşınmaz üzerine yapılan inşaat için yapı ruhsatı almak üzere davalı idareye başvurması üzerine tahakkuk ettirilip davacı tarafından ödenen 2016 yılına ilişkin yol harcamalarına katılma payının iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine yönelik … tarih ve E. … sayılı işlemin iptali ile ödenen 149.193,00-TL'nin faiziyle iadesi istemine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu