Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davaya konu olayda iki adet çekin davacı tarafça keşide edilerek davalı şirket ortağı ve aynı zamanda yetkilisi olan şahsa verildiği, bu kişinin ise bu çekleri alırken “yukarıda yazılı çekleri emaneten aldım” şeklinde yazı yazmak suretiyle aldığı, bu durumun tarafların kabulünde olduğu, mahkemece isticvap edilen davalı şirket ortağı ...’ın çekleri davalı şirkete vermek için emaneten aldığını, buradaki emaneten ibaresinin de bu anlama geldiğini ifade ettiği, bu beyana mahkemece itibar edilmediği, zira ...’ın davalı şirketin ortağı ve yetkilisi olduğu, çekleri kabul yetkisinin bulunduğu, bu yönde bir ifade yazmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu sebeple çekler üzerinde yazılı emaneten aldım ibaresinin çeklerin hatır çeki olduğuna kanıt oluşturduğu, davacının bu yöndeki iddiasını bu ifadeler ile ispat ettiği, öte yandan davalı şirketin dava konusu çeklerin dava dışı bir şirketin borcu için ödeme olarak alındığı yönündeki savunması ile ispat yükünü üzerine aldığı, ancak...

    Somut olayda; davacı tarafından mükellefi olan davalı şirket hakkında tahakkuk eden ve edecek vergi ve vergi ziyai cezalardan sorumluluğa yönelmek için davalı gerçek kişinin şirket gizli ortaklığına karar verilmesi talep edilmektedir....

      ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması, faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturayı düzenleyen şirket ve kişilere ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullanana ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi, daha sonra, faturaları düzenleyen şirketler ve kişiler ile sanıkların ortağı olduğu şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması...

        Şirketi’nin ortağı olan sanık hakkında, şirketin 2005 takvim yılına ait defter ve belgelerini 25.10.2010 tarihinde yapılan tebligata rağmen, 15 günlük süresi içerisinde ibraz etmemesi nedeniyle defter ve belge gizleme suçundan açılan kamu davasında; 213 sayılı VUK'nin 253 ve 254. maddeleri uyarınca defter ve belgeleri ait olduğu yılı takip eden 5 yıl boyunca muhafaza ve istenildiğinde ibraz etme sorumluluğunun, mükellefe ve/veya vergi sorumlusuna ait olduğu, tüzel kişilerde ise bu sorumluluğun şirket müdürüne ait olduğu, sanığın anılan şirkette müdür veya yetkili sıfatının bulunmadığı, şirketin diğer ortağı ...’ın şirket yetkilisi olduğunu ve defterlerin de ...’da bulunduğunu beyan etmesi, dosyada bulunan 18.09.2001 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde de şirket yöneticisinin ... olduğunun anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sanığın savunmasının doğru olup olmadığının tespiti bakımından; şirketi gerçekte idare eden kişinin kim olduğu, defter ve...

          ın savunmasında, Barka Maden İnşaat Petrol Ürünleri Nakliyat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin ortağı ve 2007 yılı itibarıyla müdürü olduğunu ancak şirket işleri ile ortağı ...'ın ilgilendiğini, 2007 yılında sahte fatura düzenleyip kullanmadığını söylemesi; sanık ...'...

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkil şirketin eski ortağı olan ...'nın geriye dönük ve yetkisiz olarak davalı lehine 65.000 TL bedelli senet düzenlediğini, davalının senede dayanak müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, savcılık soruşturmasının devam ettiğini, davalının ...'nın davacı şirketi temsil ve ilzam yetkisi olmadığını bildiği ve müvekkil şirketin kendisine borcu olmadığı halde ...'dan olan şahsi alacağını tahsil etmek için zorla veya işbirliği içinde senedi düzenletmek suretiyle suç işlediğini belirterek müvekkilinin icra dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirket müdürü ...'ın sahte imza kullanarak kendisinin 10 yıl süreyle müdür olarak atanmasını sağladığını, hisse devrinin iptali ve kayyum tayini için diğer ortak tarafından dava açıldığını, davanın sonucuna göre şuan yetkili görünen ...'...

              - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin ünvanı ... iken daha sonra ... olarak değiştirildiğini, müvekkili şirket aleyhine davalı yanca 03.01.1993 tanzim 25.06.2007 vade tarihli 650.487,00 USD (Amerikan Doları) bedelli bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, davalı ile müvekkili şirket ortakları kardeş olup bir dönem şirket ortağı olan davalının sonradan ortaklıktan ayrıldığını, dava konusu bononun davalı ile birlikte hareket eden müvekkili şirket ortağı olan ... tarafından şirkete zarar vermek amacıyla düzenlendiğini, taraflar arasındaki ihtilaflar nedeniyle süregelen başkaca davaların bulunduğunu, bono üzerindeki imzanın düzenlenme tarihindeki müvekkili şirket yetkilileri imzasına benzemediğini, sahte olarak düzenlendiğini, davalıdan nakden veya malen hiçbir şey alınmadığını, müvekkili şirketin sermayesinin çok üstünde bir meblağ ile borçlanmasının ve düzenlenme tarihi itibari ile müvekkili şirket ile hiçbir ilişkisi bulunmayan davalının uzun bir vade ile nakit borç...

                'dan pay devrealdığı, davalı Kurum tarafından bildirilen borcun 2005/10 – 2008/5. dönem arasına ait olduğu, şirket ortağı olan ... ve ... hakkında davacının şikayeti üzerine resmi belgede sahtecilik suçundan dava açıldığı, davacının şikayetinde; kendisi yönetim kurulu toplantılarına katılmadığı halde ismi açılıp gelmiş gibi gösterilip imzasının taklit edildiğini ve yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini belirttiği, Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen iddianemade; şirket belgeleri üzerinde yaptırılan incelemede belgelerdeki imzanın davacıya ait olmadığının bildirildiğinin belirtildiği, ancak soruşturmanın akıbetinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacıdan başka, ... isimli bir şahsın daha olduğu anlaşılmakla söz konusu kişi ile davacının şirketteki hukuki durumları ve davacının davaya konu borcun ait olduğu dönemde sorumluluğunun bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/247 Esas KARAR NO : 2022/807 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 02/04/2021 KARAR TARİHİ : 25/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; MÜVEKKİLİNİN --------------- yevmiye numaralı ----------toplam pay bedelinin ----, şirketin diğer ortağı ---- devrettiğini,------ şirketteki geri kalan toplam pay bedelinin tamamı olan 500,00-TL’sını şirketin diğer ortağı ---- devrettiğini böylelikle şirketten tamamen ayrıldığını, davalı şirketin müdürü ve ortağı ----bu güne kadar yukarıda bahsedilen hisse devirlerinin ------ tescillerini yapmadığını vergi dairesi ve sigortaya gittiğinde öğrendiğini, bu durumun aile birliğini tehdit eder konuma geldiğini, ayrıca; şirket faaliyetinin tamamen durduğunu, şirketin ----- kayıtlı adresinde olmadığına müşahade...

                    Kararı, davacı ... vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, dava dışı şirketten olan alacağın bu şirketin kötü yönetilmesi sonucu iflasına yol açılması nedeniyle tahsil edilememesi sonucu uğranılan zararın şirket yöneticisi ve ortağı olan davalılardan tahsili amacıyla girişilen icra takibinde istenen alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davalı ...'in şirketi tek başına temsile yetkili yönetici olması nedeniyle sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle bu davacının davasının reddine karar verilmiştir. Oysa, icra takibindeki istem, niteliği itibariyle 6762 sayılı ...'nun 309. maddesi uyarınca şirket alacaklısının kötü yönetim nedeniyle iflasa yol açılması sonucu uğranılan dolaylı zarardan şirket yöneticisinin sorumluluğu temeline dayalı alacaktır. Ancak aynı Yasa'nın 309. maddesi birinci bendinin ikinci cümlesinde hükmoluncak tazminatın şirkete verileceği öngörülmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu