Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, 2008 yılından bu yana davalı şirketin ortağı olduğunu, şirkette sahip olduğu toplam 76.500,00 TL payın 76.000,00 TL'sini Kadıköy 21. Noterliğinin 24.09.2009 tarih ve 33906 yevmiye numaralı, kalan 500,00 TL payını ise Kadıköy 21. Noterliğinin 07.12.2020 tarih ve 28953 numaralı limited şirket hisse devir sözleşmesi ile davalı şirketin diğer ortağı Nedim Gider'e devrettiğini, ancak payı devir alan ve şirketin tek ortağı olan kişinin ticaret sicilinde gerekli işlemleri yapmaması nedeniyle müvekkilinin ortak olarak görüldüğünü belirterek, devir tarihi itibariyle ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacının talebi esas itibariyle, paylarını devir ettiği tarihte şirket ortaklığının sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir. Ancak davacı talebini bu şekilde ileri sürmemiş ve TTK'nın 638. maddesinde düzenlenen haklı sebeplerin varlığı nedeniyle, şirket ortaklığından çıkma talep etmiştir....

    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı banka tarafından davacı şirket ortağının hissesine haciz konulmuş olup, davacı şirkete de TTK'nın 522. maddeye göre muhtıra göndermiş olduğu, hakkında takibat olan şirket ortağının hissesinin gerçek değerini tespitte davacının hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile şirket ortağı R.B/nin davacı şirketteki hisse değerinin 31.12.2005 tarihli bilançoya göre 52.167,07 YTL olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı şirketin hissedarı olup, hissesi üzerine davalı banka tarafından haciz konulan dava dışı ortak M.R.B/nin şirketteki hissesinin gerçek değerinin tespiti istemine ilişkindir....

      ın 3 yıl süre ile münferiden şirket ünvanı altında atacakları imzaları ile şirketi temsil ve ilzam etmeye yetkili oldukları, icra takibine konu edilen 02/03/2018 vade tarihli 17.680,70TL bedelli çekin davacı şirket kaşe ve imzasına teslim edildiği, çeki düzenleyen firmanın davalı ...'ın mühür numarası ile sorumlu olduğu şirketlerden olduğu , dava konusu çekin şirket ortağı ... tarafından işçiye işçi alacağı olarak ödendiği, ...'in ve davalı ...'ın 3 yıl süre ile münferiden şirket ünvanı altında atacakları imzaları ile şirketi temsil ve ilzam etmeye yetkili olmaları nedeniyle alacaklı olup olmadığının tespitinin mahkemenin takdiri içerisinde kaldığı bildirilmiştir....

        nedeniyle müvekkilinin şirket ortağı olamayacağının ve geçerli bir hisse devri mevcut olmadığının tespitini, 31.300 DM karşılığı 24.800,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir....

          in olayla ilgili beyanına başvurulmamış olması ve ayrıca sanığın şirket ortağı olması nedeniyle şirketin menfaatleri bakımından müdürün olmadığı zamanlarda başka çekleri keşide edip etmediğinin ve bu şekilde mutad bir uygulama olup olmadığının araştırılmamış olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması bakımından çalışan ...'...

            a şirketi devralması için mektup yazdığını, cezaevinden çıktıktan sonra inşaat şirketinde çalışmaya başladığını, ayakkabı şirketi ile hiç ilgilenmediğini, sahte faturalardan haberdar olmadığını beyan etmesi, sanığın ortağı ...'un tanık olarak mahkemede verdiği beyanında babası...'un isteği üzerine şirketin %1 hissesini aldığını, o tarihlerde öğrenci olduğunu, şirketle ilgili hiç bir işlem yapmadığını ifade etmesi, şirket muhasebecisinin ve şirketi sözleşme ile devir alan ....'un vergi incelemesi sırasında .... ile muhatap olduklarını bildirmeleri karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından; 1)2010 takvim yılında düzenlenmiş olan fatura aslı temin edilip sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını ve ortağı ... veya ortağının babası...'...

              SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Nilay Kumaşçılık isimli şirketin %95 ortağı ve müdürü olan sanığın, tekstil ürünleri satan katılan şirketten 12/03/2012, 16/03/2012, 21/03/2012, 23/03/2012, 26/03/2012, 27/03/2012 ve son olarak da 29/03/2012 tarihinde toplamda 100 bin TL civarında tekstil ürünü almasına rağmen 44.155 TL bedelli karşılıksız çek vermiş olması, daha sonra katılanlar tarafından söz konusu şirkete 30/03/2012 tarihinde gittiklerinde iş yerinin kapalı ve boşaltılmış olduğunu gördükleri, bu şekilde sanığın zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda; Dosya kapsamından, ticaret sicili kayıtlarından sanığın 30/09/2011 tarihinde şirketin çoğunluk hissesini devraldığı ve 500 TL olan şirket sermayesinin 500.000 TL’ye çıkartılmış olması yine soruşturma aşamasında şirket muhasebecisi tanık...

                olduğunu, muhasebe işlerinden kendisinin sorumlu olduğunu, işlerinin zamanla bozulduğunu ve iflas ettiklerini beyan etmesi, sanık ...’ün de şirketin ortağı olduğunu, işleri sanık ...’ın yürüttüğünü, işlerinin bozulduğunu ve artık birlikte çalışmadıklarını beyan etmesi, dosyada yer alan, sanıklar hakkında düzenlenen vergi suçu raporu ve vergi tekniği raporları incelendiğinde; sanıkların ortağı olduğu şirketin mal satın aldığı şirketlerin sahte fatura düzenleyicisi oldukları yönünde haklarında vergi tekniği raporlarının düzenlenmiş olduğunun belirtilmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından; 1-2009 ve 2010 yıllarında sanıkların düzenledikleri iddia edilen faturaların araştırılarak, temin edilmesi halinde sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını veya başka bir kişiye ait olduğunu söylemeleri halinde; ismi bildirilen kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık...

                  Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki toptan satıcılık sözleşmelerinin davalı tarafından fesih gerekçesi olarak şirket ortağının ceza mahkûmiyetine esas eylemi gösterildiği, şirket ortağı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması nedeniyle kesin bir mahkûmiyet kararı bulunmadığı, adı geçen ortağın şirket müdürlüğünden istifa etmiş olması ve şirketteki hisse oranının % 10'un altına düşmesi nedeniyle, şirket ortağı eyleminin feshe dayanak yapılamayacağı, teminat mektuplarının davalı uhdesinde bulunması nedeniyle dava açmakta hukuki yararın bulunduğu, davalının davacı ile yaptığı sözleşmeleri haklı bir nedene dayanmaksızın ve dürüstlük kurallarına aykırı bir şekilde feshettiği, iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan birinin tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedemeyeceği, "çoğun içinde az da vardır" ilkesi ile değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle asıl davada davaya konu edilen sözleşmelerin feshinin haksız...

                    ın şirket hissesini davalılar ... ve ...'e, ...'ın ise davalı ...'ye devrettiğini, davalıların müvekkillerinin tasarrufundan çıkan şirket hisselerinin kendilerine gönderilen ihtarnameye rağmen tescil ve ilanını yaptırmadıklarını, davalıların tescile yanaşmaması sebebiyle müvekkillerinin iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sorumluluklarının devam ettiğini ileri sürerek, müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olmadığının tespiti ile hisse devrinin davalılar adına hükmen tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., devri üzerine aldığını ancak hiçbir işlemle ilgilenmediğini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu