Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bankası personelinin Özel Hayat ve Emeklilik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı ve 28.07.2005 tarihinde işten çıkartıldığı ,yani prim ödemelerinin (sigortalılığın) sonlandığı, davalının İş Mahkemesi dosyasına verdiği yazı cevabında 26.06.2013 tarihi itibariyle davalının sigorta şirketinde alacağı toplam kar paylı birikim tutarının 75.341,25 TL olduğunun bildirildiği ve bu miktarın davalıdan talep edebileceği, yine bu miktarın kar paylı birikim tutarı alacağı olması ve kar payı artışına bağlı olarak değişkenlik arz etmesi, yazı tarihinden sonra da bu miktarın artmaya devam edeceği ve dosya kapsamındaki davalı yazı cevaplarından da 15.12.2016 tarihi itibariyle toplam birikim tutarının 107.625,25 TL olduğu..." gerekçesiyle taleple bağlı olarak 75.300,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

    in özen ve bağlılık yükümlülüğünün ihlali ile şirketi büyük zarara uğrattığını, bu durumun müvekkilinin ekonomik durumuna da yansıdığını, şirket müdürünün 2011-2012-2013-2014 yıllarında şirket genel kurulunu toplantıya çağırmadığını, bu hususun ihtarname ile kendisine bildirilmesine rağmen halen genel kurul toplantılarının yapılmadığını, şirket müdürünün kar dağıtımı konusunda da bir işlem yapmadığını, bu durumun müvekkillerine mağdur ettiğini, şirket işleri hakkında bilgi ve belge talep edilmiş ise de müvekkillerine bilgi ve belgelerin verilmediğini, müvekkillerinin şirket ortaklığının devamı için gerekli güven duygusu ve isteğinin ortadan kalktığını ileri sürerek müvekkillerinin davalı şirketin ortaklığından çıkarılması ile ortaklık paylarının gerçek değerinin ve kar payının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....

      Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/05/2014 gün ve 2012/447-2014/351 sayılı kararı bozan Daire’nin 11/11/2015 gün ve 2015/4906-2015/11856 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin hisse devir ve kabul sözleşmesi ile davalı şirkete 18/07/2000 tarihinde hisse bedeli 500 DM olmak üzere 80 adet hisse karşılığı 40.000 DM ödediğini, müvekkilinin davalı tarafça, kar payı alacağı, ana paranın güvence altında olduğu, zarara katılmayacağı ve ana parasını istediği an geri alabileceği şeklindeki telkin ve yönlendirmelerle ikna edildiğini, müvekkili ile birçok kişinin davalı tarafça kandırıldığını, müvekkilinin davalı şirketteki ortaklığının geçerli bir şekilde kurulmadığını...

        Ltd Şti' nin İstanbul’un bilinen eğlence mekanlarından “...” gece kulübünü işlettiğini, gece kulübü işinin doğası gereği maliyet ve kar/zarar hesaplarının çok düzenli olarak yapılamamakta olduğunu, esas olan tüm ortakların elde edilen kazançtan haklarını eşit ve adil şekilde alıp almadığı olduğunu, zira gece kulübünün bir şirket çatısı altında işletilmekte ise de ortaklar arasındaki samimiyet ve güven ilişkisinin daha önemli olduğunu, yapılan ödemeler üzerine davacının “işletme” üzerindeki ortaklığının başladığını, hatta kendisinin kâr payı dahi aldığını, 2019 yılı için davacıya elden toplam 146.000,00.-TL (günün döviz kuruyla yaklaşık 27.289 USD) kar payı ödendiğini, davacının sadece % 15 hisse için yatırdığı 609.000,00....

          Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davası açmıştır. 6102 Sayılı TTK'nın 608. Maddesi; "(1) Kâr payı, sadece net dönem kârından ve bunun için ayrılmış yedek akçelerden dağıtılabilir. Kâr payı dağıtımına ancak, kanun ve şirket sözleşmesi uyarınca ayrılması gereken kanuni yedek akçelerle, şirket sözleşmesinde öngörülmüş yedek akçeler ayrıldığı takdirde karar verilebilir. (2) Şirket sözleşmesi ile aksi öngörülmedikçe, kâr payı, esas sermaye payının itibarî değerine oranla hesaplanır; ayrıca yerine getirilen ek ödeme yükümlülüklerinin tutarı da kâr payının hesaplanmasında itibarî değere eklenir....

            , şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir....

              zamanaşımından dolayı reddinin gerektiği, yine dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık talebin ise bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere genel kurul tarafından alınmış herhangi bir kar payı dağıtımı kararı olmadığı gibi şirketin zarar ettiği, bundan dolayı bu dönemlere ilişkin kar payı talebinin de reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                zamanaşımından dolayı reddinin gerektiği, yine dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık talebin ise bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere genel kurul tarafından alınmış herhangi bir kar payı dağıtımı kararı olmadığı gibi şirketin zarar ettiği, bundan dolayı bu dönemlere ilişkin kar payı talebinin de reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket bir limited ortaklık olup, kâr payı dağıtımına ilişkin TTK 616/ı-e düzenlemesine göre genel kurulun kâr payı hakkında karar verme yetkisine sahip olduğu, sadece kârın varlığının ortakların kâr payını talep etmesi bakımından yeterli bulunmadığı, genel kurul tarafından dağıtım kararı verilmedikçe kar payının muaccel hale gelmeyeceği, genel kurulun kâr payı dağıtımına ilişkin kararı ile birlikte ortakların ortaklığa karşı bir talebinin ortaya çıkacağı, ortağın oluşan bu kâr payı alacağını ortaklığın tasfiyesini beklemeksizin talep ve dava hakkı bulunduğu zira, genel kurul kararıyla ortak lehine muaccel bir alacak doğduğu, şirket genel kurulunca kâr payı dağıtımına ilişkin bir karar alınmadığı hususunda ihtilaf da olmadığı, kâr payı dağıtım kararı alınmaksızın kâr payı alacağının dava yolu ile talep edilemeyeceği gerekçesiyle, isitaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

                    daha sonra haklı nedenlerle aile şirketinin feshini talep ettiğini ve bu fesihten kaynaklanan hiçbir alacağını alamadığını, müvekkilinin hak ettiği alacaklar için iş bu davayı açtıklarını, müvekkili davacının ticari davalarda zorunlu arabuluculuk kapsamında 30/03/2021 tarihinde arabuluculuğa başvurduklarını, sonuç olarak tarafların anlaşamadığını, müvekkilinin yine Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 09/10/2013- 8422 sayı ilamıyla artık şirket müdürlüğü elinden alındığını ve yapılan kurulda sadece T6 ve T10 şirket müdürü olarak oy çokluğuyla yetkili kılındığının öğrendiğini, müvekkilinin yapmış olduğu görüşmelerde hakkını istediğini, ancak bu talebinin sözlü olarak reddedildiğini, ciroları ve hesapları incelendiği zaman tüm kar zarar dağılımının çıkacağını ve müvekkilinin kar payı alacağı için hissesi oranında bir alacağı olduğunun vuku bulacağını, müvekkilinin yapılan şirket genel kurulundan haberi olmadığını, çağrının usulüne uygun yapılmadığını, alacağın tespiti (temettü) taleplerinin...

                    UYAP Entegrasyonu