Tarafların ortağı oldukları dava dışı ---- alınan bir nolu ortaklar kurulu kararı ile;----- şirket müdürlüğü görevinden ve tüm yetkilerinden azledilmesine ve şirket kaşesi veya şirket unvanı altında atacağı münferit imzası ile şirketi en geniş şekilde temsil ve ilzam etmesi yetkisinin kaldırılmasına, şirket ortaklarından ---- şirket müdürü olarak seçilmesine, şirket kaşesi veya şirket unvanı altına atacağı münferit imzası ile şirketi en geniş şekilde temsil ve ilzam etmek üzere yetki verilmesine..." şeklinde karar verildiği, karara davacının muhalefet şerhi koyduğu, kararın oy çokluğu ile alındığı anlaşılmıştır....
Tarafların ortağı oldukları dava dışı ---- alınan bir nolu ortaklar kurulu kararı ile;----- şirket müdürlüğü görevinden ve tüm yetkilerinden azledilmesine ve şirket kaşesi veya şirket unvanı altında atacağı münferit imzası ile şirketi en geniş şekilde temsil ve ilzam etmesi yetkisinin kaldırılmasına, şirket ortaklarından ---- şirket müdürü olarak seçilmesine, şirket kaşesi veya şirket unvanı altına atacağı münferit imzası ile şirketi en geniş şekilde temsil ve ilzam etmek üzere yetki verilmesine..." şeklinde karar verildiği, karara davacının muhalefet şerhi koyduğu, kararın oy çokluğu ile alındığı anlaşılmıştır....
Davalı şirket müdürünün yükümlülüklerini ağır kusurlu olarak ihlal edip etmediği yapılacak tahkikat neticesi belirlenecektir. Mahkemelerce şirket yönetimine yapılacak müdahalenin çok kısıtlı olarak ve zorunlu hallerde yapılması gerekir. Somut olayda, davalı şirkette organ boşluğu bulunduğu ileri sürülmemiştir. davacı tarafın talebi şirkete özel denetçi atanması ve bilgi edinme hakkının kullandırılmasına ilişkindir.HMK.nun 389 maddesinin açık hükmü gereği ihtiyati tedbire ancak uyuşmazlık konusu bakımından karar verilebileceği yargı kararları ile sabittir. Gerek davalı şirkete özel denetçi atanması ,gerekse bilgi edinme hakkının kullandırılması istemlerinde yönetim yetkisini kötüye kullandığı ileri sürülen dava dışı şirket müdürünün yönetim yetkisi hakkında bir karar verilmesi sözkonusu değildir....
Şti. ile tedarik sözleşmesi akdetmek istediğini, davalıların bu protokolün hayata geçirilmesine engel olduklarını, davacının önce fiilen, sonrasında hukuken şirketten tasfiye edilmek istendiğini, azli için aleyhine dava açıldığını, sonuç olarak davacının %50 hissedarı ve müştereken imza yetkisine sahip ortağı bulunduğu şirket ile bağının fiilen ve hukuken haksız biçimde koparıldığını, davacının kâr payı vs. haklarının ödenmediğini, davalıların hile ve zor ile müvekkilini şirket yönetiminden uzaklaştırdıklarını, yine davalı ortakların şirketi bilerek ve kötü niyetle zarara uğratacak eylemler yaptığını ileri sürerek davalı şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanmasına, şirket müdürlerinin yönetim yetkilerinin kaldırılmasına, davalı ortakların şirket ortaklığından çıkarılmasına, ...’un ortak olarak kabul edilip şirketin davacı ve ... ortaklığında devamına, bu taleplerin yerinde görülmemesi halinde şirketin fesih ve tasfiyesine, davacının tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep...
Esas sayılı dosyasının ise - şirket müdürü olarak görev yapan (huzurdaki davanın da davalılarından birisi olan- ...' un şirket müdürlüğünden azli ve şirketi borçlandırıcı işlem yapma yetkisinin dondurulması zımnında ve TTK m.630/2 kapsamında açılan bir dava olarak görülmektedir....
Gerek esas dava gerekse geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir yolu ile ancak haklı sebeplerin varlığı ve uyşmazlığın konusunu oluşturması halinde şirket yöneticilerin yönetim hakkı ve temsil yetkileri sınırlandırılabilir. Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. 5. Somut olayda, TTK m.630/2.maddesi gereğince haklı nedenle limited şirket yöneticisinin azli istemiyle açılan davada, dava sonuçlanıncaya kadar şirketin mahkemece tayin edilecek bir kayyum tarafından temsil ve ilzam edilmesine ve davalı şirket müdürünün yönetim yetkilerinin kısıtlanmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiştir....
şirket müdürü Selma Şimşek ve Selma Şimşek in çalışan personeli olan diğer ortak Erman Uygun, gerek pay gerekse sayı (% 67 ortaklık payı ve 2 ortak) olarak her türlü kararı alma yetkisine sahip olup şirketi keyfen yönetmekte olduğunu, müvekkilime mali konular hakkında hiç bir bilgi vermediklerini, şirket muhasebesini, tüm ticari defter ve belgeleri Selma Şimşek Kocaeli Gebze deki fabrika binasından İstanbul ilinde bilmediğimiz bir adrese taşıdığını, bu bağlamda Sayın Mahkemenin, taraflar arasındaki anlaşmazlıkları ve davalı şirketin hâkim ortağı Selma Şimşek' in aynı zamanda müdürünün şirket müdürü olması dikkate alarak davalı şirket müdürünün kendi mülklerinde şirkete ait malları bulundurması sebebiyle yönetim kayyumu atanması ve şirket menkul mallarının acil olarak tespitinin yapılması açısından önem arz ettiğini, bu nedenlerle davalı şirket müdürü' nün şirketten mal kaçırmasının önüne geçilebilmesi, şirketin gerçek mal varlığının ortaya çıkartılabilmesi amacıyla öncelikle şirket...
TALEP İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı limited şirket ortaklığından TTK'nın 638/2.maddesi uyarınca çıkma taleplerinin kabulüne, ödenmemiş kâr payının ödenmesi ile davalı şirket hisselerine tedbir konulması ile birlikte, davalı şirket adına kayıtlı bulunan Ankara ... parselde yer alan depo nitelikli 13 nolu bağımsız bölüm ile Ankara ... parselde yer alan depo nitelikli 31 numaralı bağımsız bölümler kaydına, şirket adına kayıtlı bulunan ........ plakalı araçlar kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davanın şirket ortaklığından çıkma veya çıkarılma istemine ilişkin olduğu, alacağının varlık ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, tedbir talep edilen araçların ve malvarlıklarının dava konusu olmadığı, 6100 sayılı HMK 389 maddesi hükümlerine göre yasal şartların oluşmadığı anlaşıldığından talebinin reddine karar verilmiştir....
Bursa Merkez sicil numarası ile müvekkili kuruma kayıtlı olduğunu, şirket ortaklarından ...'in müvekkili kuruma 08/10/2018 tarihinde başvurarak davalı şirketin ortağı iken Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/05/2017 tarihli 2015/... esas 2017/... karar sayılı ilamı ile davalı şirketten çıkmasına karar verildiğini ve iş bu mahkemem kararının 08/09/2017 tarihinde kesinleştiğini bildirdiğini, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/09/2017 tarihinde kesinleşen 2015/... esas 2017/... Karar gereği ...'in ortaklıktan çıkmasının tescili ile şirketin yeni ortaklık durumunun ve şirket müdürünün tespiti hususlarında kanaat oluştuğu takdirde Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya duruşma gün ve saatinin bildirir davetiyenin Tebligat Kanunun 35.maddesi gereğince tebliğ edildiği, davalının duruşmaya katılmadığı ve davaya cevap vermediği anlaşılmıştır. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava ...'...
Kayıt Sistemi olarak Tıp Data kullanıldığı, hastalara koyulan tanılar karşılığında yapılan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğu yönünde görüş bildirdiği, davacının şirket müdürünün azli veya temsil yetkisinin sınırlandırılmasını gerektiren haklı sebeplerin varlığını ispat etmesi gerektiği, yapılan yargılama, toplanan deliler ve itibar olunan bilirkişi raporlarına göre davalı şirket müdürünün azli veya temsil yetkisinin sınırlandırılmasını gerektirecek haklı sebebin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....