a devrettiğini ve karşılığında da keşidecisi davalı şirket olan 30.000 TL'lik çekin verildiğini, diğer davalının da davalı şirketi temsile yetkili müdür olduğunu, ancak çek bedelinin 15.000 TL'sinin ödenmediğini, bu nedenle davalılar aleyhine başlattıkları takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinin davacıya hisse devri nedeniyle herhangi borcu olmadığını, zira hisse devir bedelinin nakten ödendiğinin ve tarafların bu konuda birbirlerini ibra ettiğinin noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesinde de belirtildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının icra takibine konu çekin hisse devri karşılığında verildiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
No:36/11 ..." adresinde faaliyet gösterdiği, şirket ana sözleşme tarihinin 12/09/2012 olduğu, şirket sermayesinin 10.500,00-TL olduğu, 14/02/2020 tarihinde şirketin son tescilini yaptırdığı ve şirket ortağının ve şirket yetkilisinin ... olduğu anlaşılmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Davalı ...'nin hisse devir sözleşmesinin pay defterine işlenmesi, tescil ve ilanına ilişkindir. Davacı yan, davalı ... ile ... 1. Noterliğinin 17.09.2021 tarih ... yevmiye no'suna havi işlemiyle akdedilen hisse devir sözleşmesinin davalı şirketin devrin pay defterine işlenerek bu hususun İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanına karar verilmesi talep etmiştir. ...m.595 hükmüne göre; "(...)(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. (...) (7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır."...
ya şirketin % 50 hissesi devredildiği, dosyada sunulu bilirkişi raporunda da şirket hisse devri 4.655.238,00 TL olarak belirlenmiş olup taraflar arasındaki anlaşma ve sunulu rapor birbirini destekler nitelikte olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, davacının davalılara limited şirket hisse devri nedeniyle bakiye alacağının tahsili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3....
Mahkememizce dosya nitelikli hesap uzmanı ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyetinin ---- tarihli raporunda özetle:"Davaya konu hukuka aykırı olduğu iddia edilen hisse devrinin davacı ile davalının ----imza yetkilerinin olduğu dönemde yapıldığının anlaşıldığı, davacı veya davalının diğerinin rızasını almadan tek başına hisse devri sözleşmesi yapabileceği kanaatine varmakla birlikte davacının bu dava konusu sözleşmeden haberdar olmadığı iddiaları nedeniyle davalı tarafça sunulan protokoller incelendiğinde, davacının bu devirden haberdar olduğu kanaatine varıldığı, yine hisse devri sözleşmesi şirket ünvanı altındaki imzanın davacıya ait olmadığına ilişkin bir itiraza rastlanmadığını, hisse devrinden ---- olduğu, bu nedenle hisse devrinin iptali ve adına tescili talebinin hisse devri usulsüz olsa bile mümkün olmadığı kanaatlerinde olduklarını, ----- pay için henüz hisse senedi çıkartılmayan durumlarda pay senetlerinin yerini tutmak için düzenlenen senetlere ilmühaber...
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, limited şirket hisse devir sözleşmesinin geçerli olduğunun, sonraki devirlerin yolsuz ve hükümsüz bulunduğunun tespiti, önceki devrin geçerli olması nedeniyle ticaret sicilinde geriye etkili tescil ve ilanı istemlerine ilişkindir....
Mahkemece, şirket hisse devrinin geçerli olup, muris muvazaasına ilişkin İçtihadı Birleştirme Kararının olayda uygulama yeri bulunmadığı, muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece, “ ...Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı şirket pay devrinin iptali ile miras payları oranında tescil ya da tazminat isteklerine ilişkindir...Ne var ki, mahkemece ehliyetsizlik yönünden araştırma ve değerlendirme yapılmadan hüküm kurulmuştur...Hâl böyle olunca; önemine binaen öncelikle hukuki ehliyetsizlik yönünden tarafların bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa mirasbırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kağıtları, reçeteler vs. tedavi evrakının tamamının ilgili yerlerden istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde miras bırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde muvazaa iddialarının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi...
devri sözleşmesinin şirket ortaklarının bu yönde karar almaması nedeniyle pay defterine işlenmediğinin belirtildiği, bu nedenlerle davalının vekalet görevini kötüye kullandığı ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; limited şirket hisse devir sözleşmeleri 6102 sayılı TTK'nın 595. maddesinde düzenlenmiş olup, esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onanması şart olduğu gibi, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun da onayının şart olduğu, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinde noter onayı bulunmadığı gibi, sözleşmede hisselerini devreden ortağın imzası değil şirket müdürünün imzası bulunduğundan 6102 sayılı TTK'nın 595. maddesindeki şartlara uygun düzenlenmeyen hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğu ve geçersiz sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın da geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Gmbh'nin baskıları sonucu müvekkilinin oğlu ve aynı zamanda şirket müdürü ... tarafından geçersiz olan hisse devir sözleşmesi ile devredildiğini, hisse devir sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzanın müvekkilinin oğlu ... tarafından atıldığını, vekaleten imza atıldığına ilişkin bir açıklama bulunmadığını, bu nedenle hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğunu, hisse devrine muvafakat edilmesine ilişkin 10.07.2009 tarihli ortaklar kurulu kararının altındaki imzanın da müvekkilince atılmadığını, bu nedenle ortaklar kurulu kararının da geçersizlik içerdiğini, bir an için hisse devrinin geçerliliği kabul edilse bile davacının 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 21 inci maddesi uyarınca gabine maruz kalması nedeniyle müvekkilinin sözleşmeyle bağlı olmadığını, devre konu hisselerin gerçek değerinin çok altında satış gösterildiğini, hakim ortağın müvekkiline ve oğluna yönelik baskı ve tehditlerde bulunduğunu ileri sürerek, 10.07.2009 tarihli hisse devir sözleşmesinin...
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Davalı vekilinin temyizi bakımından davacı ile davalılar arasında yapılan 29.04.2009 tarihli Hisse Devri ve Ortaklıktan Ayrılma Protokolü uyarınca davacıya verilmesi öngörülen 10 adet dairenin ne zaman teslim edileceği konusunda herhangi bir tarih öngörülmediği, bu hususta protokolün 7. maddesinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine atıf yapıldığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren 30 ay belirlenmişken davacının şirket ortaklığından ayrılmadan önceki bir tarihte 05.02.2009 tarihinde yapılan protokol ile teslim tarihinin 26.10.2010 olarak belirlendiği, davalı yüklenici şirket bu protokolü imzaladığına göre şirket ortağı davacının bu protokolü bilmediği kendisini bağlamadığı iddiası kabule değer bulunmamıştır....