Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 71. maddesine dayanan zamanaşımı isteminin incelenebilmesi, bu istemin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değil ise de (HGK.nun 04.11.1998 tarih ve 1998/12-763 esas, 1998/797 karar sayılı kararı), mevcut şikayet takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin olup, kambiyo senederine mahsus yolla başlatılan takipte borçlunun, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazlarını ödeme emrinin tebliği üzerine İİK.nun 168/5.maddesi uyarınca yasal 5 günlük süre içerisinde yapması gerekir. Ancak, borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmediği anlaşılmakta olup bahsi geçen yasal 5 günlük sürenin işlemeye başlamasından söz edilemez. Zamanaşımını kesen işlem hangi borçlu hakkında gerçekleşmiş ise ona karşı hüküm ifade eder....

    DAVA Şikayetçi borçlular şikayet dilekçesinde; haklarında çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde alacaklı tarafından takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde takibin devamını sağlayıcı nitelikte taleplerde bulunulmadığından takibin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir. III....

      İİK'nun 71/2. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Yasanın 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır". İİK'nun 33-a/1. maddesine göre ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir". Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emri borçluya 13.04.2005 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlunun 20.04.2015 tarihinde, İİK'nun 168/5. maddesi hükmüne göre yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurusunda dile getirdiği zamanaşımı iddiası, İİK 169/a maddesinin 2. fıkrasında öngörülen takip öncesi zamanaşımına ilişkin olup, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı yoktur.15/09/2006 vade tarihli bonoya ilişkin olarak alacaklı,09/07/2008 tarihinde icra takibine başladığından 3 yıllık zamanaşımı kesilmiştir....

        Somut olayda borçlunun talebi, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasıdır. Takibe dayanak belgeler, kambiyo senedi niteliğini haiz çeklerdir. Keşide tarihleri 22.05.2011, 28.05.2011 ve 30.05.2011 olan takibe konu çeklerin ibraz sürelerinin bitim tarihi 03.02.2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zamanaşımı süresine tâbi oldukları anlaşılmaktadır. Takip dosyasında, alacaklı vekilinin, 02.04.2015 tarihinde “borçlunun posta sisteminde varsa çek hesabının tespitini, varsa haciz konulması için posta müdürlüğüne yazı yazılmasını” talep ettiği, bu işlemden sonraki talebin ise aynı içerikle 08.10.2015 tarihinde yapıldığı görülmüştür. 02.04.2015 tarihli talepten (zamanaşımını kesici işlemden) itibaren altı aylık zamanaşımı süresinin son günü 02.10.2015 (cuma) tarihi olup, alacaklı vekilince, bu tarihten sonra 08.10.2015 tarihinde talepte bulunulmakla, bahse konu tarihler arasında altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu görülmektedir....

          İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, mağdurların karar kesinleşmeden 26/05/2015 tarihinde verdikleri dilekçe ile sanık hakkındaki şikayetlerinden vazgeçtiklerini bildirmiş olmaları karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 73/4. maddesinde yer alan "Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz." hükmü uyarınca, hüküm kesinleşmeden şikayetten vazgeçildiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu icra mahkemesine başvurarak, ilamlı icra takibinin kesinleşmesinden sonraki devrede, borcun ödendiğini, icra vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerektiğini ve icra emrinin dayanak ilama uygun düzenlenmediğini ileri sürerek icra emrinin iptalini, aksi takdirde bakiye borç muhtırasının iptalini talep ettiği, mahkemece; şikayetinin süreden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 33/2. maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir.”...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Aynen infaza dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Mahkemenin 19.04.2004 tarih ve 2003/390 esas 2004/373 sayılı 2 yıl hapis cezasının ertelenmesine dair kararının temyiz olmadan kesinleşmesinden sonra, deneme süresi içinde sonradan işlediği sonraki suç nedeniyle erteli ilamın aynen infazına dair sonradan mahkemesince verilen 01.....2010 tarihli ek kararın infaza yönelik bir karar olduğu, 5271 sayılı CMK'nın 98 ve 101. maddelerine göre itiraz merciince inclenmesi gerektiği görülmekle incelenmeyen dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.....2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün kesinleşmesinden sonraki tavzih talebinin reddine ilişkin kararın temyizen tetkiki davalı-k.davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle mahkemenin davalı ve karşı davacının tavzih talebinin reddine ilişkin 19.09.2012 tarihli ek kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,15 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı-k.davacıdan alınmasına, 30.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6762 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Beraat Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 09/05/2006 tarihli hükmün kesinleşmesinden sonraki Kanun değişikliği nedeniyle yapılan uyarlama sonucu verilen 24/01/2012 tarihli kararın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 98. maddesi kapsamında ve aynı Kanun'un 101/3. maddesi uyarınca itiraz yasa yoluna tabi olması karşısında, itiraz konusunda yetkili ve görevli merciince karar verilmesi için dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 28/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    İİK'nun 71/1. maddesi uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için itfanın İİK'nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi’nce hükme esas alınan 08.9.2020 tarihli bilirkişi raporunda; alacaklıya yapılan harici ödemelerin de takip konusu borca mahsubu halinde şikayet tarihi itibariyle bakiye alacak bulunduğu ve tutarının da 1.577.436,68 TL olduğunun tespit edildiği görülmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu