Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a 03.02.2010 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlu yönünden takibin kesinleşmesinden sonra 22.02.2010 ile 27.09.2010 tarihleri arasında ve 03.10.2011-06.04.2012; 11.04.2012-22.11.2012 tarihleri arasında da zamanaşımını kesen ya da durduran icra takip işlemi yapılmadığı anlaşılmakla sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 170/b maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı yasanın 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır." Aynı Yasanın 33-a/1. maddesi hükmüne göre de; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir."...

    O halde mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki ve ancak menfi tespit davasından önceki dönemde 07.08.2008 ile 24.04.2009 tarihleri arasında çek zamanaşımının dolması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi yerine alacaklının menfi tespit davasında itirazlarını def'i yoluyla ileri sürdüğü gerekçesiyle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İİK'nun 33/2. maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir.” Bu düzenlemeye göre, icra emri tebliğinden sonraki döneme dair ödeme itirazlarının süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilmesi mümkündür. O halde mahkemece, borçlunun takas-mahsup iddiası değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken şikayetin süreden reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Somut olayda; davacı yanın, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleştiğini iddia ettiği zamanaşımı itirazlarına yönelik incelemede; öncelikle takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazının herhangi bir süreye tabi olmadığı gözetilerek, bu kapsamda İİK 33. ve İİK 71. maddelerine göre yapılan incelemede; takip dosyasında yenilemeden önceki son işlem tarihinin 15.11.2012 tarihi bulunduğu, dosyanın 05.05.2014 tarihinde dosyanın harçsız yenilendiği, sonrasında dosyanın 23.02.2017 tarihinde bir kez daha harçsız yenilendiği, sonraki işlem tarihinin 24.02.2017 olduğu, sonrasında 30.05.2017 ve 06.06.2018 tarihli işlemlerin yapıldığı, kambiyo senetlerine ilişkin bono/senet bakımından o tarihte yürürlükte bulunan yasaya göre 3 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Zamanaşımı şikayetinin...

        Dava İİK'nun 71/son maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 33/a maddesi uyarınca açılmış takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına yöneliktir. İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmüne, İİK'nun 33/a-1. maddesinde de; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12- 763 E., 1998/797 K. sayılı kararı.)....

        O halde, mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde lehtar konumunda olan muteriz borçlu hakkında 3 yıllık zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşıldığından, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İcra aşamasında zamanaşımına ilişkin def’i iki şekilde ileri sürülmektedir; birincisi takibin kesinleşmesinden önceki devrede gerçekleşen zamanaşımı defi, diğeri ise, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede gerçekleşen zamanaşımı defidir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte; takibin kesinleşmesinden önceki devrede zamanaşımı definin İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca yasal 5 günlük şikâyet süresinde ileri sürülmesi gerekir. Takipten sonraki devrede ise İİK'nun 170/b maddesi yollaması ile aynı Kanunun 71. ve 33/a maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürebilir. İcra ve İflas Kanunu'nun 71/2. maddesi gereğince   borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33a. maddesi hükmü kıyasen uygulanır....

            , zamanaşımına uğradığı belirterek takibin kesinleşmesinden sonraki devrede oluşan gerek zamanaşımı ve gerekse ödeme sebebiyle, Zonguldak 1....

            Gene başvuru konusu; takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede bonoda zamanaşımının geçtiğine ilişkin şikayet, İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddesine göre herhangi bir süreye tabi olmayıp, iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Hükmün kesinleşmesinden sonra müştekilerin şikayetten vazgeçtiklerini bildirmeleri üzerine verilen 29.03.2012 tarihli ek karar hukuki değerden yoksun olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Sanığın yüzüne karşı 22.03.2012 tarihinde tefhim olunan kararı, CMUK'un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 27.04.2012 tarihinde temyiz etmesi karşısında, süreden sonraki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu