DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayeti ve imzaya itiraza ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülerek beyan edilen tarihe göre ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmiş olup verilen bu karar yönünden istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Davacının imzaya itiraza ilişkin talebi hakkında İlk Derece Mahkemesince HMK.nun 20. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı imzaya itiraza ilişkin verilen açılmamış sayılmaya ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş, yenileme dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiğini öne sürmüştür....
İcra Ceza Mahkemesinin kararı ile verilen tazyik hapsi cezasının ortadan kaldırılmasına, şikayet süresi geçtiğinden müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine ilişkin Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2009 tarihli ve 2009/411 müteferrik sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Tebliğname ile; alacaklı müşteki ... vekili ... ... ...'...
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, 26/01/2017 tarihli yenileme işleminde ödenmesi gereken harçların ödenmediğini ve yenileme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini bu nedenle 3 yıllık zamanaşımının somut olayda gerçekleştiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Takip dosyasına göre, alacaklının 09/04/2014 tarihinde haciz talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce iş bu talebin kabulüne karar verildiği, bundan sonra ise 25/01/2017 tarihinde yenileme talebini sunduğu, yenileme talebinin kabul edildiği ve alacaklı vekilinin 27/01/2017 tarihinde borçluya ait malların haczedilmesi talebinde bulunduğu, 09/04/2014- 27/01/2017 tarihleri arasında 3 yıldan fazla bir sürenin geçmediği ve şikayet tarihine kadar alacaklı tarafından zamanaşımını kesen işlemlere devam edildiği görülmektedir....
Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; şikayete konu icra emrinin Bakanlıklarına tebliğ edilmesi üzerine, uyap kayıtlarından öğrenildiğini, yenileme emrinin borçluya tebliği zorunlu olduğu halde, yenileme emrinin Bakanlıklarına tebliğ edilmediğini, daha önce ödemesi yapılmış ve ortadan kalkmış borca istinaden düzenlenen icra emrine dayanılarak icra vekalet ücreti ve faiz hesaplanmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, Bursa 1. İdare Mahkemesince verilen kararın Yargıtayca ortadan kaldırılmış ve infaz kabiliyeti olmayan Bursa 2. İş Mahkemesinin ilamı niteliğinde olmadığını, bilirkişi raporunda haksız borç miktarı çıkartıldığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2009 tarih, 2009/16 E. ve 2009/732 K. sayılı dosyası ile hacze konu edilen taşınmaza istinaden tapu iptali ve tescili davası açıldığını ve ilgili mahkemece yapılan yargılama sonucunda; SS Buca Konut Üretim Yapı Birliği Kooperatifi adına kayıtlı İzmir Buca Tınaztepe Mah 7407 Ada 3 Parseldeki taşınmaz kaydının iptaline ve taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verildiğini, iş bu kararın 05/06/2012 tarihinde kesinleştiğini, İzmir 7.İcra Müdürlüğünün 2016/11131 esas sayılı dosyası üzerinden 26.08.2010 tarihinde takip başlatıldığını, 08.05.2012 tarihinde dosyanın takipsizlikle kapatıldığını, 27.02.2013 tarihinde ise harçsız olarak dosyanın yenilendiğini, aynı şekilde 17.12.2014 tarihinde dosyanın yine takipsizlikle işlemden kaldırıldığını, 1 yıllık süre geçmiş olup 11.08.2016 tarihinde dosya harçsız olarak yenilendiği gibi borçluya yenileme emrinin tebliğ edilmediğini, usule aykırı olarak harçsız yenilenen ve yenileme emrinin borçluya tebliğ edilmeksizin...
İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/153 Esas sayılı dosyası ile memur muamelesini şikayet yoluna başvurulduğunu, ancak yerel mahkemece 14.03.2022 T. ve 2022/336 K. sayılı ilamı ile ''İİK 62.maddesi uyarınca takip dosyasında borçluya tebliğ tarihinin 27/11/2014 tarihi olduğu, borçlunun tebliğden önceki tarihte (26/11/2014) borca itiraz dilekçesi ibraz ettiği, bu itirazın tebliğden önce yapılmış olması sebebiyle geçersiz olduğu'' gerekçesi ile davanın reddedildiğini, müvekkili icra takibinden ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmesi ile haberdar olduğunu ve takibe konu borcun daha önceden bir başka icra dosyası ile maaşından kesinti yapılması suretiyle ödendiğini, müvekkilinin ödemiş olduğu ve ödemiş olduğunu belgeleri ile ispat ettiğini bu borca itiraz etmiş olmasına rağmen sonrasında da dosya yenilenmiş ve yenileme emrinin tebliğ edilmemesine karşın hak ve alacaklarına haciz tesis edildiğini, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep...
Tüketici Mahkemesinin 06.03.2018 tarihli, 2016/1458 E, 2018/120 K. sayılı kararıyla ödeme emrinin borçluya 27.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 05.09.2014 tarihinde süresinden sonra itiraz ettiği, bu nedenle icra takibinin devam etmesi gerektiği, süresinde yapılmayan itiraz nedeniyle davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedildiği, kararın 07.05.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Somut olayda, itirazın iptali davasında verilen kesinleşmiş karar uyarınca süresinde yapılmayan itiraz sebebiyle takibin durmadığı ve kesinleştiği belirlenmiş olup, durmayan takipte alacaklının talebi üzerine borçluya yenileme emri gönderilmesinde bir usulsüzlük yoktur....
Karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunarak, şikayet olunan icra dosyaları dilekçede belirtildiği üzere Niğde İcra Dairesi'nin 2019/11751- 2021/5298 E (YENİLENMEDEN EVVELKİ esası 2019/11750 E ) sayılı dosyaları olduğunu, 2 icra dosyası tarafları ve şikayet konusunun aynı olduğunu, ancak mahkemece sehven sadece Niğde İcra Dairesi 2021/5298 Esas sayılı dosya üzerinden işlemin gerçekleştirildiğini, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, mahkemece 2019/11751 Esas sayılı dosya hakkında inceleme yapılmadığını, ilgili dosyada herhangi bir şekilde yenileme yapılmadığını, yenileme emrinin tebliğ edilmesinin söz konusu olmadığını, mahkemece Niğde İcra Dairesi'nin 2021/5298 E (yenilemeden evvel ki 2019/11750 ) dosyası üzerinden karar verebilir; ancak Niğde İcra Dairesi'nin 2019/11751 Esas sayılı dosyası üzerinden yenileme, akabinde yenileme emrinin tebliği yapılmadığını, mahkemece tensiple birlikte icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini bu durumun haklılıklarını...
Alacaklı ancak, ödeme emrinin tebliğinden itibaren işlemeye başlamış olan bir yıllık sürenin, varsa kalan kısmında, yeniden haciz talebinde bulunabilir (md. 78/5). Anılan sürelerin geçirilmesi halinde alacaklının "haciz isteme hakkı" düşer. Alacaklı, yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunmalı ve bu talep borçluya tebliğ edilmelidir. İlâma dayalı olmayan takiplerde, yenileme talebi üzerine harç alınır (md.78/5). Yukarıda anılan İİK'nun 78. maddesi gereğince, somut olayda alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde haciz talebinde bulunduğuna göre yenileme harcı ödemesine gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle 25.10.2013 tarihli takip dosyasının harçsız olarak yenilenmesi talebi zamanaşımını keser nitelikte olup, borçlunun zamanaşımı itirazı bu nedenle yerinde bulunmamıştır....
Bu durumda, davacı yenileme emrinin tebliğ edildiği 03/08/2010 tarihinden itibaren İİK'nın 16/1. maddesinde belirtilen yasal yedi günlük süre içinde icra mahkemesine şikayette bulunmadığından, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi, ödeme emrinin tebliğinden itibaren belirli yasal süre içerisinde yapılması gereken itiraz ve şikayetlerin öncelikle yasal süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediğinin tespit edilmesi, süresinde ileri sürülmediğinin kabulü halinde süre aşımından reddi, kanunun süreye tabi kılmadığı hususlara yönelik itiraz ve şikayetlerin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı, şekilde şikayet ve yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan, şikayette HMK'nın 30, İİK'nın 18/3. maddeleri gözetilerek duruşma açılmadan karar verilmesi olanaklı ise de, bu durum davalıya tebligat çıkarılmaksızın doğrudan karar verilebileceği anlamına gelmez....