Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligat parçasından görüleceği üzere posta memuru tarafından sehven vurulan ilk kaşenin üstünün karalama sureti ile kapatıldığını, bu nedenle ödeme emrinin hangi şirket çalışanına tebliğ edildiğinin belirtilmediğine yönelik iddiaların dikkate alınamayacağını, yapılan tebligatta şirketin adreste bulunmadığını beyan eden komşunun bilgilerinin yer aldığını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Şikayet kapsamında tebligat gönderilen adresin borçlu şirkete ait adres olmadığı yönünde bir iddianın bulunmadığı, borçlu şirkete ait tebliğ adresinde kimse bulunamaması nedeniyle komşu 47/A Ünite Teknik İnş. Ltd....
Alacaklı ancak, ödeme emrinin tebliğinden itibaren işlemeye başlamış olan bir yıllık sürenin, varsa kalan kısmında, yeniden haciz talebinde bulunabilir (md. 78/5). Anılan sürelerin geçirilmesi halinde alacaklının "haciz isteme hakkı" düşer. Alacaklı, yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunmalı ve bu talep borçluya tebliğ edilmelidir. İlâma dayalı olmayan takiplerde, yenileme talebi üzerine harç alınır (md.78/5). Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal 1 yıllık süre içinde alacaklının borçlulardan Habip Yıldız için haciz talebinde bulunmadığı, talebini diğer borçluya özgülediği görülmüştür. Yukarıda anılan İİK'nın 78. maddesi gereğince, alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde borçlulardan Habip Yıldız yönünden haciz talebinde bulunmadığına göre, adı geçen borçlu yönünden takibe devam edebilmek için takibin yenilenmesi ve yenileme harcı ödenmesi gerekmektedir....
Takip dosyasının 14.01.2016 tarihinde yenilenmesi ve borçluya yenileme emrinin tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekilinin 16.03.2016 tarihili başvurusu üzerine, icra müdürlüğünce, 18.09.2013 tarihli borçlu itiraz dilekçesi incelenip, 16.03.2016 tarihinde takibin durmasına karar verildiği tespit edilmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere, alacaklının yapmış olduğu takibe karşı borçlu süresinde ve usule uygun olarak itiraz etmiş olmakla İİK'nun 66. maddesi gereğince anılan takip duracağından, durma kararı sonrası itirazın iptali veya itirazın kaldırılmasına karar verilmeden takip dosyasında hiçbir işlem yapılamaz. O halde; itirazla duran takipte borçluya yenileme emri de gönderilemeyeceğinden mahkemece şikayetin kabulü ile yenileme emrinin iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 26.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 13.04.2015 tarihinde itiraz süresinden sonra takibe itiraz ettiği, borçluya yenileme emri gönderilmesi üzerine 15.03.2019 tarihinde yeniden borca itiraz ettiği, ilk itiraz tarihi olan 13.04.2015 tarihinde tebligatın usulsüzlüğünden bu tarih itibariyle haberdar olduğu anlaşıldığından, yedi günlük itiraz süresinin geçmesi nedeniyle itirazın reddine yönelik müdürlük kararını şikayet üzerine ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup HMK'nun 355 maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla, davacı istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...
Yeni Esas) sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin takip yolunun yanlış seçilmiş olması, 10/05/2019 tarihinde tebliğ edilen Yenileme ve Ödeme Emrinin takibe dayanak belgeleri içermiyor olması, müvekkil tarafa 11/06/2007 tarihinde yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek takibin durdurulması ve iptali davasının açılmış olması sebebi ile İstanbul .. İcra Hukuk Mahkemesi ...... Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nun 67. Maddesi gereğince itirazın iptali talebine ilişkindir. Davayı konu takibe ilişkin İstanbul ..... İcra Hukuk Mahkemesi'nin ....... esas, ...... karar sayılı dosyası ile şikayet davası yürütüldüğü, ilgili karar incelendiğinde; şikayetin kısmen kabulüne, ödeme emrinin tebliğ işleminin iptaline karar verildiği, kararın istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ..........
Somut olayda, takip dosyasında, borçlu adına gönderilen ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat mazbatasının 15/02/2016 tebliğ tarihli olduğu, yenileme emrinin 24/11/2015 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı, daha önceden tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin icra dosyasında bulunmadığı, dolayısıyla muteriz borçlu hakkındaki takibin kesinleşmediği, borçluya yenileme emri tebliğinden sonra ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı görülmektedir. Borçlu, itiraz dilekçesinde zamanaşımının oluştuğunu iddia ettiği zaman dilimini belirtmemiş ise de, başvuru tarihi itibariyle henüz takibin kesinleşmediği, hukuki tavsifin ise hakime ait olduğu dikkate alındığında, borçlunun başvurusunun, İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerekir....
Dairemizce 08.11.2017 tarihli geri çevirme kararı ile borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ mazbatasında tebliğ tarihinin 01.08.2015 olduğunun görüldüğü, ancak davalı tarafça ibraz edilen cevap dilekçesinde ödeme emri tebliğ tarihinin 02.09.2015 tarihi olduğunun belirtildiği, yine PTT sorgusunda da tebliğ tarihinin 02.09.2015 olduğunun görüldüğü, bu nedenle ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihindeki çelişki araştırılarak sonucunun evraka eklenip gönderilmesi için dosya geri çevrilmiş, ancak geri çevirme kararı sonrası kiracı... Tic. Tur. Petrol Ltd. Şti. tarafından 09.03.2018 tarihinde şikayet başvurusuyla, icra dosyasının yenileme kararının iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesinin istenildiği, bunun üzerine Mahkemece 06.04.2018 tarihli karar ile şikayetin kabulüne, ......
Alacaklının ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir yıl içerisinde haciz istemesi yeterli olup, yeniden haciz isteyebilmesi için borçluya yenileme emri tebliği ve harç yatırılması gerekmez. Kanunun 78/2. maddesinde belirtilen “itiraz” kavramından icra mahkemesine İİK’nun 68-68/a maddeleri uyarınca yapılan itirazın kaldırılması talebinin, aynı maddede yazılı “dava” kavramından ise genel mahkemelere İİK’nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasının anlaşılması gerektiği kuşkusuzdur. Somut olayda borçluya ödeme emrinin 10.05.2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itirazı ile icra takibinin durduğu,....Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/89 esas, 2012/574 karar sayılı 18.12.2012 tarihli kararı ile itirazın iptaline karar verildiği görülmüştür. Bu durumda haciz isteme süresi itirazın iptali ilamının karar tarihinden itibaren başlayacağından, alacaklının 15.11.2013 tarihinde yaptığı haciz talebi, İİK.nun 78/2. maddesinde öngörülen bir yıllık sürededir....
Yenileme masraf ve harcları borçluya tahmil edilmez." hükmüne havi olduğunu, davacı borçlunun yenileme emrinin kendisine tebliğ edilmediğini iddiasıyla hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğini, ödeme emrinin tebliğinden sonra haciz işleminin yapılması halinde tekrar yenileme emri gönderilmesine gerek bulunmadığını, icra dosyası incelendiğinde de ödeme emrinin tebliği işleminden itibaren 1 yıllık süre içerisinde haciz taleplerinde bulunulduğu görüldüğünü, yenileme emrinin tebliğ edilmemiş olması ileri sürülerek hacizlerin kaldırılması talebinin haksız olduğunu, İcra Müdürlüğü'nün de bu hususta "Şikayetçi ve borçlu T1 her nekadar yenileme emri tebliğ edilmeden haciz işlendiğini bildirmiş ise de; dosya takipsizlik ile kapanmadan önce dosyada işlenmiş haciz var ise dosya yenilendiği takdirde yeniden yenileme emri gönderilmeksizin haciz işlemi yapılabileceği, yine şikayetçidosya borcunu ödediğini hacizlerin kaldırılmadığını bildirmişsede yapılan dosya hesabında sadece 21.990,26....
10/06/2019 tarihinde yenilediğini, ancak borçlu Ömer Kanaat'in yenileme emrinden önce öldüğünü, yenileme emri ile birlikte tebligatta çıkartılmadığını, takibe konu sözleşmenin gelen kredi sözleşmesi olduğunu ve 10 yıllık bir zamanaşımına tabi olduğunu beyanla şikayetlerinin kabulü ile usulsüz yenileme işleminin ve usulsüz tebligatların ve zamanaşımına uğrayan takibin iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....