Yeniden haciz istemek, alacaklı tarafından vukubulan yenileme talebinin borçluya tebliğine mütevakkıftır. İlama müstenit olmayan takiplerde yenileme talebi üzerine yeniden harç alınır.'' denilmektedir. Somut olayda icra dosyasında İİK.'nun 78/2. maddesinde düzenlenen yasal süre içerisinde haciz istenmiş olup ( 05.06.2012 tarihinde ihtiyati haciz uygulandığı, borçluya ödeme emrinin 13.06.2012 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekili tarafından 25.09.2012 tarihinde satış talep edildiği, keza 03.05.2013 tarihinde gayrimenkul haczi ile 17.01.2014 tarihinde araç haczi uygulandığı), takipsizlik nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması yönünde verilen bir karar da olmadığı, bu durumda alacaklının haciz isteme hakkı düşmediğinden İİK.nun 78/son maddesi gereğince, yeniden haciz uygulanabilmesi için borçluya yenileme emri tebliğine ve yenileme harcı alınmasına da gerek yoktur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, Tavşanlı İcra Müdürlüğü'nün 2021/425 dosyasının yenileme işleminin iptali, zamanaşımı nedeniyle takibin iptali, hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı tarafından alacaklı T3 taraf gösterilerek dava açıldığı ve alacaklı T3 ölü olduğu halde vekiline tebligat yapıldığı görülmektedir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Davacı borçlu tarafça, Tavşanlı İcra Müdürlüğü'nün 2021/425 dosyasının yenileme işleminin iptali talebi dışında da taleplerde bulunulduğu halde ilk derece mahkemesince, ileri sürülen bu hususların değerlendirilmediği ve hüküm kurulmadığı sabittir....
İcra dairesinin 2004/18818 esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, 16/12/2020 tarihinde tensip edilen yenileme emri ile 2020/27435 yeni esas sayısı aldığını ve yenileme emrinin 06/09/2021 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, borcun Türk Borçlar Kanunu kapsamında zamanaşımına uğradığını belirterek, dosyanın işlemsiz bırakılması sebebiyle zamanaşımı itirazlarının kabulünü ve yenileme emrinin iptalini talep etmiştir. Karar dosya üzerinden verilmiş olup dava dilekçesi alacaklıya gönderilmediğinden herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; ''Şikayetin KABULÜ ile İstanbul 13. İcra Dairesi'nin (2004/18818 Esas) 2020/27435 yeni esas sayılı icra takip dosyası kapsamında düzenlenen yenileme emrinin İPTALİNE, '' karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet yoluyla ödeme emrinin iptali Uyuşmazlık, şikayet yoluyla ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. 2004 sayılı İİK.'nun 16. maddesi uyarınca şikayet yolu ile icra mahkemelerine yapılan başvurular sonucunda verilen kararların temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp Yargıtay 12. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki Yargıtay 12. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verilmiş olduğu anlaşıldığından dosyanın görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 04.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "Somut olayda borçluya kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte ödeme emrinin 10/06/2010 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde 22/06/2010 tarihinde haciz talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 78. maddesi gereğince, alacaklı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde, borçlu hakkında haciz talebinde bulunduğuna göre, takip dosyası işlemden kaldırılamaz. Alacaklının takibe devam edebilmesi ve yeniden haciz isteyebilmesi için İİK'nın 78/5. maddesi gereğince borçluya yenileme emrinin tebliğine ve dolayısıyla yenileme harcı alınmasına gerek yoktur. Başka bir ifadeyle alacaklı yenileme talebinde bulunmaksızın doğrudan haciz isteyebilir. Açıklanan nedenlerle, icra müdürlüğü tarafından yapılan işlemlerde herhangi bir usule ve yasaya aykırılık bulunmamakla şikayetin reddine " dair karar verildiği görülmüştür....
Borçlu vekilince ikinci icra emrinin iptali amacıyla, yeniden İcra Mahkemesi'ne başvurulmuş ve ilk icra emri iptaline ilişkin icra mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenmeden ikinci kez icra emrinin düzenlenemeyeceği, ilamda asıl alacağın net olmadığı ve bunun tavzih edilmeden icraya konu edilemeyeceği, yine Anayasa'nın 46.maddesine göre faiz talebinde bulunulmasının yerinde olmadığı gerekçeleriyle, ikinci kez düzenlenen icra emrinin iptali talep edilmiştir. Mahkemece, önceki icra mahkemesi kararı incelenerek , o dosyadaki şikayetler ile bu dosyadaki şikayetlerin aynı olduğu , bu haliyle mükerrer şikayet niteliğinde bulunduğu, HMK'nun 114/ 1-h a göre dava şartı bulunmadığından bahisle aynı Yasanın 115/1-2 maddesine gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıkların üzerlerine atılı “sermaye şirketlerinde yöneticinin sorumluluğu” suçunun takibi şikayete bağlı olup; şikayete dayanak olan Orhangazi İcra Müdürlüğü’nün yenileme sonrası 2013/1661 Esas numarasını alan 2012/64 Esas sayılı icra takip dosyasında icra emrinin 21/03/2012 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin 29/03/2012 tarihinde kesinleştiği ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 347. maddesinde düzenlenen "şikayet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer” hükmü karşısında, takibin kesinleştiği tarihten itibaren şikayetçi vekilince İİK’nın 347. maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 04/03/2014 tarihinde şikayette bulunulması nedeniyle, mahkemece şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken sanıklar hakkında yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna...
İstemin Özeti: Davacı şirket adına 1998 takvim yılına ait gelir (stopaj) vergisinin tahsili için düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle ... Vergi Dairesi Müdürlüğüne karşı dava açılmıştır. Davayı şikayet başvurusunun reddi yolundaki işleme karşı açılmış bir dava olarak ve gerçek hasım olarak tespit ettiği Maliye Bakanlığının husumetiyle inceleyen ......
ileri sürebileceği, davacı-borçlunun bu yönde itiraz hakkının bulunmadığı, dava dilekçesindeki diğer bir iddia olan, "yenileme merinin usulüne uygun tebliğ edilmeden maaşına konulan haczin yasaya uygun olmadığı" iddiası yönünden ise, icra dosyasında ödeme emrinin borçlu-davacıya 26/07/2007 tarihinde tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde (27/12/2007 tarihinde) haciz talep edildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde haciz talep edilmiş olması durumunda, dosyanın takipsizlikle işlemden kaldırılması durumunda, borçlunun malvarlığına haciz konulabilmesi için yenileme talebinin borçluya tebliğinin şart olmadığı, yenileme emri tebliğ edilmeksizin borçlunun mal, hak ve alacaklarına haciz konulabileceği, dosya tümü ile değerlendirilmiş, tüm talepler yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
in şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, takip dayanağı çeklere ilişkin 6 aylık zamanaşımının dolduğunu ve yenileme işleminin yapılmasının doğru olmadığını ileri sürerek zamanaşımı nedeniyle yenileme işlemi ve yenileme emrinin iptalini talep ettikleri, mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonra takip dayanağı çeklere ilişkin 6 aylık zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile borçlular ve icra kefili yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İcra kefillerinin taahhüdü kambiyo taahhüdü niteliğinde bulunmadığından, onlar bakımından uygulanacak zamanaşımı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte dayanak belge için Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen zamanaşımı süresi değildir. İcra kefilinin borcunun icra kefaletinden kaynaklandığı, icra kefaletinin ise İİK'nun 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu tartışmasız olup, bu gibi hallerde İİK'nun 39. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı tabiidir....