üzerinden öğrendiğini, muhtara bırakılan tebligatın usulsüz olduğunu, haciz tatbik edilen gayrimenkulünün haline münasip ev olduğunu, İİK 82/12 maddesine göre haczedilemeyeceğini beyanla usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulü ile 103 davetiyesinin usulsüz tebligat nedeniyle 28/09/2020 tarihinde haciz tatbik edildiğini öğrendiğini davaya konu taşınmaz haline münasip evi olması sebebiyle haczin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda borçlulara gönderilen ödeme emrinin 30.04.2010 tarihinde tebliğ edildiği ve alacaklının yasal 1 yıllık süre içinde (11.05.2010 tarihinde) haciz talebinde bulunduğu görülmüş olmakla İİK'nun 78/4. maddesinde belirtilen dosyanın işlemden kaldırılması koşulları oluşmamıştır. Bu durumda alacaklının haciz isteme hakkı düşmediğinden takibe devam edilebilmesi için İİK'nun 78/5. maddesi gereğince harç alınmasına ve borçluya yenileme emrinin tebliğine gerek bulunmamaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 sayılı kararı)....
İcra Müdürlüğünün 2017/26353 sayılı icra dosyasında 07.07.2018 tarihli icra müdürü kararı ile hacizlerin kaldırılması konusundaki taleplerinin reddi kararının usulsüz olduğunu, ödeme emrinin tebliğinin iptal edilmiş olması ve bu sırada teminat miktarının da çekilmiş olması nedeniyle İhtiyati hacizlerin kesin hacze dönüşmediğini ve hacizlerin kaldırılmasının gerektiğini, Mahkeme gerekçesine katılmadıklarını, ihtiyati haciz kararının teminata binaen uygulandığını, eğer teminat yoksa ihtiyati haczin uygulanamayacağını, Bölge Adliye Ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî Ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 217 maddesine göre teminatların iadesi için kanuni şartların oluşmadığını beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılması şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına, diğer hacizlerin kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine üzerine, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda, özetle; ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu, buna göre de bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığı, dolayısıyla borçlunun meskenine, maaşına ve taşınmazlarına yönelik olarak gerçekleştirilen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği ve bu aşamada meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, Dairemizin 23.10.2014 tarih ve 2014/18236 E.-24834 K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda ise, ödeme emrinin 07.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, maaş üzerine konan haczin kaldırılmasına, meskeniyet şikayetinin (esastan) kabulüne karar verilmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; icra dosyası borçlusu olmadığını, kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti üzerine Zonguldak İcra Hukuk Mahkemesi 2021/144 Esas sayılı dava dosyasından verilen kararın Yargıtay incelemesinde olduğunu, kesinleşmeyen 89 haciz ihbarnameleri dayanak yapılarak, taşınmazı üzerine haciz işlemi uygulandığını, haczin kaldırılması talebinin İcra Müdürlüğünce usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek 15.02.2022 tarihli İcra Müdürlüğü kararının iptali ile adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/241 Esas ve 2020/88 Karar sayılı kararı ile usulsüz tebligat işleminin tespit edilmiş olduğu, icra dairesince buna rağmen talebin reddine karar verildiği, yaptıkları şikayetin istinaf incelemesi sonucunda usulsüz tebligat yönünden kesinleştiği, ıttıla tarihi ve usülsüz tebligat şikayetinin kesinleşmekle şikayete konu hacizlerin tebliğinden önce işlenmiş olduğu ve usulsüz olarak konulmuş hacizlerin kaldırılmasının gerektiği, yetki itirazının kabulü kararı ile yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan tüm işlemlerin usulsüz ve geçersiz olduğu, takip kesinleşmeden konulan hacizler nedeniyle borçlunun maaşından kesinti yapılan miktarların icra dosyasına iadesinin istenmesi gerektiği ileri sürülerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir....
Davacı/borçlu dava dilekçesinde 34 XX 951 ve 34 XX 429 plakalı araçlar üzerine 29/07/2020 tarihinde konulan son haczin usulsüz olması nedeniyle kaldırılmasını, aynı araçlar üzerine 18/09/2019 ve öncesinde konulan hacizlerin ise İİK'nın 106 ve 110. maddelerine göre süresinde satış talep edilmemesi ve satış avansı yatırılmaması nedeniyle düşmüş olduklarından kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece 29/07/2020 tarihli hacze yönelik şikayet bakımından şikayetin reddine ve haczin davacı/borçlunun miras hissesi üzerine konulmuş olduğunun tespitine, İİK'nın 106- 110. maddesine dayalı şikayet bakımından ise karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. İcra mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nın 363/1. maddesinde açıklanmıştır. Borçlunun İİK'nın 106. ve 110. maddelerine dayalı olarak haczin kaldırılması talebine ilişkin verilen ilk derece mahkemesi kararları kesindir. (Yargıtay 12....
Borçlunun, şikayet dilekçesinde, İİK'nun 106.-110.maddelerine dayalı olarak taşınmaz üzerindeki haczin düştüğü yönünde iddiası bulunmadığı halde, mahkemece haczin düştüğü gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan İİK'nun 364/3. maddesine göre; "Temyiz, satıştan başka icra muamelelerini durdurmaz." Somut olayda; ihaleden önceki tarihte ... 21.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/280 Esas sayılı dosyası ile ... ... 3.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/755 Esas sayılı dosyalarında yapılan şikayet neticesinde, İİK'nun 22.maddesi gereğince verilmiş icranın durdurulması kararı bulunmadığından, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti çerçevesinde belirlenen bedelin güncel verilere göre yeniden tespiti talepli açılan davanın devam ettiği, bu nedenle ihalenin usulsüz olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir....
e satıldığı ve davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı ...; icra takibi aşamasında yapılan tebligatların usulsüz olduğunu ve ihale sürecinde yolsuzluklar bulunduğunu ileri sürmüştür. Hemen belirtmek gerekir ki, tebligatın amacı, ilgilisini durumdan haberdar etmektir. Öte yandan, Tebligat Kanunu'nun 13. maddesi ''Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.'' hükmünü içermektedir. ./.. Diğer taraftan,borçlu belediyenin, 04.09.2003 tarihinde .... İcra Hukuk Mahkemesi'ne dava konusu 3225 parsel sayılı taşınmaza konulan haczin kaldırılması isteğiyle başvurduğu,davacı belediyenin davalı ...'i hasım gösterdiği şikayet dilekçesinde aynen ''...karşı taraf davalı ... İdaresi'nden alacağı nedeniyle .......
İstinaf Sebepleri Alacaklı istinaf dilekçesinde; şikayetçinin takibin tarafı olmadığını, bu nedenle haczin kaldırılmasını talep edemeyeceğini, nitekim icra dosyasından 3. kişilerin haczin kaldırılması taleplerinin kabulüne dair verilen icra müdürlüğü kararlarının, şikayet üzerine mahkemece kaldırıldığını ve mahkeme kararının onandığını, şikayetçinin tapu kaydındaki haczi görerek taşınmazı satın aldığını, dava dışı borçlu ile şikayet eden arasındaki icra takibi dışındaki sebeplerden doğan uyuşmazlıkların bu şikayette değerlendirilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....