WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kat, 10 nolu bağımsız bölümün kıymet takdirinin yapılması için önceden yatırılan 5.000,00- TL satış avansının kabul edilmesini istediği ve icra müdürlüğünce bu satış avansının kabul edilerek söz konusu taşınmazın satış hazırlıkları işlemlerine başlandığı, davacı T1 tarafından söz konusu taşınmazın satışının açıkca talep edilmediği, bu sebeple taşınmaz üzerindeki haczin düştüğü, taraf olmadığı bir icra dosyası ile muhatap olmasının mümkün olmadığını ifade ederek, konulan haczin kaldırılmasını talep etmesi üzerine, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada, haczin hüküm ifade ettiği gerekçesi ile şikayetin reddi yönünde karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından kararın kaldırılması istemiyle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca,Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ilişkindir. Usulsüz tebligat şikayeti, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Usule aykırı tebliğin hükmü ise 7201 sayılı Kanunun 32. ve benzer düzenlemenin yer aldığı Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Bu durumda, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğin usule aykırı olarak yapılması halinde muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur....

Mahkemece;"Davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının takibin iptali talebinin reddine, davacının haczedilmezlik şikayetinin süre nedeniyle reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

Ne var ki takip dosyasının incelenmesinde, usulsüz tebliğ edildiğini iddia ettiği ödeme emrinin 28.10.2014 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekili tarafından 05.11.2014 havale tarihli olarak icra müdürlüğüne verilen dilekçe ile borca ve imzaya itirazlarını bildirdiği görülmüş olmakla, şikayetçi borçlunun aynı tarihte icra takibi ve ödeme emri tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, 04.12.2014 tarihinde yapılan şikayet, İİK’nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekirken işin esasına girilerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebligat tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi isabetsizdir....

    Somut olayda, şikayetçinin kötü niyet tazminatı talebinin yasal dayanağı bulunmadığından bu konuda ayrıca karar verilmemiş olmasının sonuca etkili görülmediği, şikayetçinin şikayet dilekçesinde açıkça şikayet konusu yaptığı ve usulsüzlüğünü ileri sürdüğü tebligatlara yönelik tüm taleplerinin mahkemece değerlendirildiği, İcra mahkemesince yapılan yargılamada icra takibinde şikayetçiye gönderilen başkaca tebligat bulunup bulunmadığının ve var ise usulsüz olup olmadığının resen araştırılıp değerlendirilemeyeceği; kaldı ki, şikayetçiye şikayet tarihinden önce tebliğ edilen başkaca tebligat da bulunmadığından, bu hususlardaki istinaf istemi yerinde görülmemiştir. III-HMK’nın 326 maddesi gereğince haksız dava açan veya haksız olarak aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren kişi, bütün yargılama giderlerinden sorumlu olacaktır....

    Somut olayda, şikayet dilekçesinde, haczedilmezlik şikayetinin yanında, şikayetçilere gönderilen ödeme emrinin ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğinin de iddia edildiği ve dilekçenin "netice ve talep" kısmında şikayetçiler Osman Altun ve Zühre Altun'a gönderilen ödeme emrinin ve şikayetçilerden Osman Altun'a gönderilen 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin 11/03/2019 olarak kabul edilmesine karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece ödeme emrinin ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebepleri kararın gerekçe kısmında incelenmiş ise de, bu talepler yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Dairemizce yapılan incelemede, HMK'nun 297....

    No:2 Karatay/Konya adresinde ifa edilmiş olup, mülkiyet karinesi bu durumda borçlu lehine olduğu, esas itibariyle istihkak iddiasında bulunan 3. şahsın delillerini değerlendirme yeri açılacak istihkak davası olduğundan haczin İİK'nun 96, 97 maddelerine göre boçlu yedinde yapıldığına karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, şikayetin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

    yerel mahkemede taraflarınca dava açıldığını, yerel mahkemece, tapu iptali ve tesciline karar veren mahkemenin haczin kaldırılmasına ilişkin karar vermediği ve icra hukuk mahkemelerinin sınırlı yetkili olması gerekçesiyle davayı usul ve yasaya aykırı olarak reddettiğini, taraflarınca icra dairesine talepte bulunulduğunu, taleplerinin reddedildiğini, bunun üzerine yerel mahkemeye başvurulduğunu, icra hukuk mahkemesinden mülkiyetle ilgili bir karar değil, haczin kaldırılıp kaldırılamayacağına ilişkin talepte bulunulduğ, bu konuda icra hukuk mahkemelerinin inceleme yetki alanı bulunmadığını, üçüncü kişilerin, adlarına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerektiğini, bu nedenlerle icra hukuk mahkemesince, icra memurunun işlemine ilişkin yapmış oldukları şikayetle ilgili karar vermesi gerektiğini, mülkiyete ilişkin dava da kesinleştiğinden, eski malikin borcu nedeniyle...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacı borçlu aleyhinde ilamsız takip yapıldığı, usulsüz tebligat şikayetinde bulunulduğu, mahkememiz kararı ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verildiği, bunun üzerine henüz karar kesinleşmeden dosyaya yatan paranın ve teminatın iadesinin talep edildiği, müdürlükçe kararın kesinleşmesinden sonra iadeye karar verilebileceğinin belirtildiği, verilen müdürlük kararının kaldırılmasına yönelik olarak iş bu davanın açıldığı, mahkememizin 2019/954 Esas sayılı ve 2019/1025 Karar sayılı kararının istinaf edildiği ve henüz kesinleşmediği, yerleşik yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, usulsüz tebligat şikayetinin kesinleşmesi zorunlu olup, bu nedenle icra müdürlüğünün kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından 2019/1112 Esas- karar sayılı kararı ile "Davanın REDDİNE " karar verilmiştir....

    UYAP Entegrasyonu