Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca,Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ilişkindir. Usulsüz tebligat şikayeti, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Usule aykırı tebliğin hükmü ise 7201 sayılı Kanunun 32. ve benzer düzenlemenin yer aldığı Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Bu durumda, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğin usule aykırı olarak yapılması halinde muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur....

Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

İcra Müdürlüğünün 2010/1047 esas sayılı takip dosyasında asıl borçlu sıfatının bulunmadığını, senetlerde imzasının bulunmadığını, dosya borçlusu kişiye hukuken ya da fiilen bir borcu bulunmadığını, usulsüz tebligat yapılarak İİK'nın 89.maddedeki prosedür dahi tamamlanmadan taşınmazlar üzerine haciz konularak satış aşamasına getirildiğini, davacı ve kardeşlerinin maddi açıdan çok iyi bir konumda iken bir çetenin tuzağına düştüğünü, çeteyi oluşturan şahıslardan ... ve .... hakkında şüpheli sıfatıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılğının 2018/182682 sayılı soruşturma dosyası ile şikayetçi olunduğunu, müvekkilinin iyi niyetli ve saflığından yararlanarak kötü niyetli işlem yapılıp taraflarına İİK 89/3 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğin tespit edildiği 07/11/2018 tarihinden başlamak üzere 15 günlük sürede işbu davanın açıldığını, her iki davacının senette ve takipte borçlu sıfatlarının bulunmadığını, 1. haciz ihbarnamesinin Büyüksanayi Samanyolu Cad....

    Taraflar arasındaki şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile 24.01.2020 tarihli İcra Müdürlüğü kararının kaldırılmasına ve tapunun 19 parselinde kayıtlı taşınmazdaki haczin fekkine karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı Hedef Varlık Yönetim A.Ş. tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek ödeme emrinin iptali, araç üzerindeki haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, tebligatın usulsüz olması nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine, haczin kaldırılması talebinin ise reddine karar verildiği görülmektedir. İİK.'...

        Somut olayda, şikayetçinin kötü niyet tazminatı talebinin yasal dayanağı bulunmadığından bu konuda ayrıca karar verilmemiş olmasının sonuca etkili görülmediği, şikayetçinin şikayet dilekçesinde açıkça şikayet konusu yaptığı ve usulsüzlüğünü ileri sürdüğü tebligatlara yönelik tüm taleplerinin mahkemece değerlendirildiği, İcra mahkemesince yapılan yargılamada icra takibinde şikayetçiye gönderilen başkaca tebligat bulunup bulunmadığının ve var ise usulsüz olup olmadığının resen araştırılıp değerlendirilemeyeceği; kaldı ki, şikayetçiye şikayet tarihinden önce tebliğ edilen başkaca tebligat da bulunmadığından, bu hususlardaki istinaf istemi yerinde görülmemiştir. III-HMK’nın 326 maddesi gereğince haksız dava açan veya haksız olarak aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren kişi, bütün yargılama giderlerinden sorumlu olacaktır....

        İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveli şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Şikayetçi vekili dava dilekçesinde; şikayet olunan alacaklının ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edilmesine rağmen sıra cetvelinde ikinci sıraya kaydedildiğini, müvekkilinin birinci sırada sırada yer alması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu şikayet usulsüz tebligata ilişkin olup devamında yapılan haciz işlemleri nedeni ile kamu düzenine aykırılık hallerinden olduğunu ve bu sebeple şikayetin süreye tabi olmadığını, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Davacı-borçlu vekilince, müvekkiline yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu, takipten 06/12/2021 tarihinde haberdar olunduğu ileri sürülmüştür. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır....

          Somut olayda, şikayet dilekçesinde, haczedilmezlik şikayetinin yanında, şikayetçilere gönderilen ödeme emrinin ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğinin de iddia edildiği ve dilekçenin "netice ve talep" kısmında şikayetçiler Osman Altun ve Zühre Altun'a gönderilen ödeme emrinin ve şikayetçilerden Osman Altun'a gönderilen 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin 11/03/2019 olarak kabul edilmesine karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece ödeme emrinin ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebepleri kararın gerekçe kısmında incelenmiş ise de, bu talepler yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Dairemizce yapılan incelemede, HMK'nun 297....

          Hukuk Dairesi 'nin 2021/2226 Esas, 2022/1361 Karar sayılı ilamı ile kararı tamamen ortadan kaldırıldığını ve borçlu Fam Yapının haczin kaldırılmasına ilişkin şikayetinin tamamen reddedildiğini, icra dosyasındaki haciz kararının kesinleştiğini, davacı-borçlunun o davada istinaf kararına karşı temyiz kanun yoluna başvuru süresini kaçırdığını ve kararın kesinleştiğini, davacı-borçlu tarafın temyiz süresini kaçırdıktan sonra hakkında kesin hüküm olan konuda yeniden dava açtığını, İstanbul 8. İcra Müdürlüğü, 2015/16496 Esas sayılı dosyasından Beyoğlu 3260 ada 11 parsel ve 1292,33 m2 alanlı taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması talebinin kesin hüküm nedeniyle ve davacının dava açmada ehliyeti olmaması sebepleriyle reddine karar verilmesini istemiştir....

          UYAP Entegrasyonu