WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olup, ihalenin feshini isteyen davacının, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu da, ayrıca ve açıkça ileri sürmediği sürece, bu husus kamu düzeninden olmadığından, mahkemece resen fesih nedeni olarak incelenemez. Borçlu şirketin 15.09.2020 havale tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; borçlu şirkete yapılan kıymet taktir raporu ve satış ilanı tebliğ usulsüzlüğünün açıkça fesih nedeni olarak ileri sürülmediği, sadece kıymet taktir raporu ve satış ilanının ilgililere usulüne uygun tebliğ edilmediğinin ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesi'nce, yanılgılı değerlendirme ile borçlu şirkete yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu gerekçe gösterilerek ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....

    Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (HGK'nun 05/10/2001 tarih ve 2001/12-258 esas, 20018344 sayılı kararı). 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 sayılı kararı)....

      Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Yine Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde, tebligatın usulsüzlüğünü, şikayet yolu ile icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Y.12. HD.nin 2019/851 E. 2019/5126 K. Sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere; Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de, hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez. Yine Y.12. HD.nin 27.09.2010 T., 8528/21169 EK....

      Ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayetinin incelenmesinde, Tebligat Kanunu’nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek, bu adrese TK.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından TK'nın 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır. Borçlu olan şikayetçinin takibe dayanak gösterilen ihtarnamede yazılı adresi olan "Sucuzade Mahallesi Obalar Caddesi No:143 Seyhan/Adana" adresine örnek 7 ödeme emri tebligatın çıkartıldığı, taşındığı şerhiyle 30/11/2018 tarihinde iade edildiği, Mernis adresi olan "Gürselpaşa mah. 75428 sk....

      Şikayet edilen alacaklı istinaf dilekçesinde; davacı ...'...

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Tebligat Kanununda yapılan 28/02/2018 tarihli değişiklikle şirketlere e-tebligat adresi zorunluluğu getirilmiş olmasına rağmen, tebligatın fiziki olarak yapıldığını ve Tebligat Kanunu 7A-7 maddesine aykırılık oluşturduğunu belirtmiş ise de, bu husus dava dilekçesinde tebligat usulsüzlüğü sebebi olarak belirtilmediğinden HMK'nın 357. maddesi uyarınca istinaf incelenmesinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerinde takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

        Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Takip dosyasının incelenmesinde; taşınmazın satış ilanı davacı/borçluya 22/08/2019 tarihinde, Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olup, davacının , kıymet takdirine ilişkin usulsüzlük iddiaları belirtilen süreler içinde ileri sürülmediğinden ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülemez. Gene, satış ilanı ve kıymet takdir raporu tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini istemek hakkı sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. İhalenin feshini isteyen şikayetçi, kendisi dışındaki diğer ilgililere kıymet takdirinin ve ya satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ileri süremez....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; " Somut olayda, borçlu adına yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz ise de borçlu vekilince şikayet dilekçesinde icra dosyasının incelendiğinin de anlaşılmasına rağmen borçlu adına gönderilen 103 davetiyesi ve bilirkişi raporunun tebliğ işleminin usulsüzlüğü ileri sürülmemiştir. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden bilirkişi raporu ve İİK m.103 uyarınca davetiye tebligatı olan ve "86" barkod nolu tebligat zarfının usule uygun tebliğ edildiği 03.07.2021 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir. (Yargıtay 12. HD. 06/07/2020 tarih, 2019/13971 E- 2020/6410 K.) Bu durumda, usulsüzlüğü ileri sürülmeyen 103 davetiyesi ve bilirkişi raporunun 03/07/2021 tarihinde tebliği esas alınmak sureti ile iş bu tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmayan şikayetin reddine karar verilmiştir....

        Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır. Takip dosyası incelendiğine; borçlu murise ödeme emrinin 29.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ işlemi ile takip dosyasının, muris ve mirasçılar tarafından önceden öğrenildiğine dair dosyada delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bu sebeple asıl borçlu murisin, kendisine yapılan ve usulsüz olduğu iddia edilen ödeme emri tebliği ile ilgili yasal süresi içerisinde şikayette bulunmadığı kabul edilemeyeceğine göre, mirasçıların da öğrenme tarihinden itibaren tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunma hakkı vardır....

          Muhatabın eşinin okuma yazma bilmiyor olması ise tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacaktır. Satış ilanı tebliğ tarihinin iddia edildiği gibi ihale tarihinden kısa süre önce olmadığı, tebliğ tarihi ile ihale tarihi arasında yaklaşık iki aylık sürenin bulunduğu, borçlunun ihale için gerekli hazırlıkları yapması için yeterli sürenin olduğu da görülmektedir. Satış ilanı tebliği usule uygun olduğundan, kıymet takdiri tebliğinin usulsüzlüğü şikayetinin ve kıymet takdirine itirazların, satış ilanı tebliği tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde yapılması gerekirken bu yönde bir şikayet yoluna başvurulmadığı, bu haliyle anılan hususların ihalenin feshi şikayetinde ileri sürülemeyeceği anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere, ileri sürülen fesih sebepleri yerinde değildir. Resen gözetilecek hususlarda da fesih sebebi bulunmadığı belirlendiğinden, şikayetin reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygundur. İstinaf başvurusu kabul görmemiştir....

          UYAP Entegrasyonu