DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat nedeniyle takip kesinleşmediğinden haczin kaldırılması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayet ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Tüzel kişilere ne şekilde tebligat yapılacağı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. İİK'nın 78. maddesi, "ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı refolunduktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı haciz konmasını isteyebilir" hükmünü içermektedir....
İmzaya itirazın kabulü ve takibin durdurulmasına dair karar, iptalden farklı olarak ''geçici koruma'' niteliğinde olup, iptal kararında hacizler hemen kalkabilecekken, kararın kesinleşmesi beklenmeksizin infaz edilebilecekken, ''durma'' kararının infazı için kesinleşmenin gerektiği, kesinleşme şartının kanuni düzenlemenin bir sonucu olduğu bu halde şikayet üzerine kararın veriliş tarihi ve İİK.' nun 170/3. Fıkra gereği, hacizlerin kaldırılması için, durma kararının kesinleşerek ''iptal'e dönüşmesi gerekmektedir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi' nin 2009 Esas no, 2009/11774 Karar no, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi' nin 2009/839 Esas no, 2009/8652 Karar no, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi' nin 2012/1747 Esas no, 2012/22466 Karar no) Bu haliyle hacizlerin kaldırılması talebinin reddine dair müdürlük işlemi sonuç itibariyle yerinde olup şikayetin reddine dair karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 2020/286 esas 2020/382 karar sayılı ilamı ile mahkemenin 2019/191 esas 2019/317 karar sayılı kararının kaldırıldığı ve borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiği, öğrenme tarihinin 24/04/2019 tarihi olarak tespit edildiği, bu tarihe göre yapılan itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulduğu, icra mahkemesinin kararlarının infazı için kesinleşme zorunluluğunun bulunmadığı, ancak icra müdürlüğünce davacı borçlunun tüm hacizlerin kaldırılmasına dair taleplerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz yolu açık olması sebebiyle reddine dair karar verildiği, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu ve takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılması gerektiği gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile hacizlerin kaldırılması talebine yönelik memur işleminin iptaline karar verilmiştir....
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından şirket adresindeki değişiklik mersis sitemine bildirilmemiş iken davacının uyap sisteminde kayıtlı olan mersis adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu yönünde verilen karar hukuka aykırı olduğunu, mahkemece tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş ise de tebligat tarihi ile ilgili hüküm kurulmadığını, mahkemece şikayet eden lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Uyuşmazlık; icra emrinin usulsüz tebliğine binaen kesinleşen icra takibi sebebiyle hacizlerin kaldırılması talebine ilişkin şikayet niteliğindedir. Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından borçlu hakkında İstanbul Anadolu 14....
İcra Müdürlüğünün 2019/30729 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takipte gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usul ve yasaya aykırı olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin icra takibinden haricen 04/01/2020 tarihinde muttali olduğunu, usulsüz tebligat neticesinde kesinleştirilen takipte müvekkiline yönelik konulan tüm hacizlerin kaldırılması gerektiğini belirterek itirazlarının kabulüne karar verilmesini ve ödeme emrinin öğrenilme tarihinin 04/01/2020 tarihi olarak düzeltilmesini ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünde açılan dosyanın kendi dosyalarının devamı niteliğinde bulunduğu, bu nedenle hacizlerin kaldırılması kararının da Erzurum 3. İcra Müdürlüğünde olduğu" gerekçesi ile reddedildiğıi, işlemin şikayet edilmesi üzerine, şikayetin kabulüne, hacizlerin Erzurum 3. İcra Müdürlüğü'ne aktarılması işleminin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. İhtiyati haciz, İİK'nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlularla ilgili olarak vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından, borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. Diğer taraftan, İİK'nun 264. maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur....
Ancak; bu tarihten sonra icra müdürlüğünce örnek 10 ödeme emri çıkartılamayacağı kararı ile örnek 7 ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı, takip türünün değiştiği ve ödeme emrinin 22.06.2017 tarihinde 103 davetiyesinin ise 01.03.2018 tarihinde Hava Karadeniz imzsına tebliğ edildiği, bu tarihten sonra muris borçlunun icra dosyasında beyanının bulunmadığı, itiraz ve şikayet usul ve esasları farklı olan ilamsız icra takibine yönelik örnek 7 ödeme emri tebliğinin borçluya yeni itiraz ve şikayet hakkı verdiğinin tartışmasız olduğu bu halde örnek 7 ödeme emri ve 103 davetiye tebliğinin usulsüzlüğü yönünden mirasçıların şikayet hakkının bulunduğunun kabulü gerekir....
Asliye Hukuk Mahkemesine ait tensip zaptı karar evrakından da anlaşılacağı üzere bu tarihten sonra anılan icra müdürlüğünce yapılan takipte borçlu malları üzerine konulan hacizler verilen tedbir kararına aykırı olduğunu, hukuka aykırı şekilde konulan hacizlerin kaldırılması gerektiğini, şikayetin kabulü ile şikayete konu İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2019/47 E. sayılı dosyasından verilen hacizlerin kaldırılması taleplerinin reddi kararının iptaline, anılan icra dosyasından müvekkili şirketin menkul ve gayrimenkulleri üzerine konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 01/08/2018 tarih 2018/559 E. sayılı ara karar gereği de yerine getirilmiş olduğundan ve iş bu ara kararda hacizlerin kaldırılmasına değil, muhafaza tedbirlerinin alınmasına yönelik tedbir bulunduğu da göz önüne alınarak haciz kaldırma taleplerinin reddine karar verildiğini, hacizlerin kaldırılması taleplerinin reddine dair kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, davalı tarafından ihtiyati haciz kararı alındığı tarihte müvekkili şirket hakkında ihtiyati hacizler de dahil olmak üzere aleyhe takip yasağı mevcut olduğunu ve iflasın ertelenmesi davasında müdahil olan davalının da bu yasaktan haberdar olduğunu belirterek Ordu İcra Müdürlüğü'nün 2018/13095 E. sayılı dosyasından verilmiş bulunan hacizlerin kaldırılması talebimizin reddine dair 04/09/2018 tarihli kararın kaldırılmasına ve müvekkilin şirket aleyhine uygulanan yasaya ve ilama aykırı hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir....
Dava ilamsız takipte gecikmiş itiraz olup mahkemece davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın dairemizce bozulması üzerine mahkemece, gecikmiş itiraz iddiasının yerinde olmadığı, borçluya usulüne uygun tebligat yapılmadığının tespiti ile; şikayet tarihinin öğrenme tarihi olan 21/8/2015 olarak belirlenmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak borçlunun, usulsüz tebligat şikayetinin; Tebligat Kanunu 32. madde gereğince usulsüz tebligatı öğrendikten itibaren 7 gün içerisinde şikayet yoluna başvurması gerekmesi karşısında, borçlu tebligattan 21/8/2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği halde, İİK'nin 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 04.09.2015 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunmuştur. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....