"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl şikayetin reddine, birleşen şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi - karşı şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Asıl dosya şikayetçisi vekili, borçlulara ait taşınmazların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, müvekkilinin alacaklı olduğu dosyanın kesinleşme tarihinin hatalı hesaplandığını, borçlunun beyanı ile kesinleşmenin 3.7.2008 tarihinde gerçekleştiğini, şikayet olunan ...’nin takip dosyasının kesinleşme tarihinin 9.7.2008 olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline, yeni sıra cetvelinin müvekkilinin alacaklı olduğu dosyadan yapılmasına ve kendi dosyalarının birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2021 NUMARASI : 2021/200 ESAS - 2021/227 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2020/ 21598 Esas sayılı dosyası ile müvekkil şirket hakkında icra takibi yapıldığı, icra takibinden müvekkilinin 14.01.2021 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini beyanla ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 14.01.2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Noterliği'nin 23/12/2013 tarih ve 40154 yevmiye numaralı fesih ihbarnamesinin sanığa tebliğ edilmesine rağmen, sanık tarafından söz konusu araçların katılan şirkete iade edilmediği iddia edilen olayda; Suça konu araçların TCK'nın 155/2. maddesinde tanımlanan mahiyette bir hizmet veya meslek dolayısıyla sanığa tevdii ve teslim edilmemiş olduğu dikkate alınarak, eylemin sübutu halinde şikayete tabi olan ve aynı kanunun 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçu kapsamında olacağı; suç tarihinin, fesih ihtarnamesinin sanığa tebliğ edildiği 30/01/2014 tarihinden itibaren ihtarnamede sanığa verilen 30 ve 4 günlük sürelerin sona erdiği 06/03/2014 tarihi olup, katılan şirket vekilinin suç tarihinden itibaren 6 aylık yasal şikayet süresi geçtikten sonra 17/04/2015 tarihinde şikayetçi olduğu anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK’nın 73/1-2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan süresinde şikayette bulunulmaması nedeni ile düşme hükmü...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk) Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlattığı ilamsız icra takibinde borçlu kooperatif, yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 22/12/2015 olarak düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayetin reddine karar verilmiştir....
Gerekçeli kararın şikayet olunan vekiline tebliğine ilişkin tebligat parçasına dosya içerisinde rastlanmadığından mahkemece, gerekçeli karar şikayet olunan vekiline tebliğ edilmiş ise, tebliğ parçasının dosya içerisine konulması, temin edilemezse tebliğ tarihinin saptanması için mahkeme kayıtları ve posta idaresi kayıtları üzerinde gerekli incelemenin yapılarak tebliğ tarihlerinin bildirilmesi, şayet henüz tebliğ yapılmamış ise, gerekçeli kararın şikayet olunan vekiline tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi, şikayet olunan vekili tarafından temyiz dilekçesi sunulması halinde bu dilekçenin dosyaya eklenmesi, 2-Şikayete konu sıra cetvelinin düzenlendiği, .......
İcra Müdürlüğünün 2019/9853 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine başlatılan ilamsız takipte ödeme emrinin 31/07/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 13/10/2020 tarihinde dosyaya itirazlarını bildirdiği görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05/06/1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K. sayılı ilamı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 13/02/2018 tarih 2016/27724 Esas 2018/1195 Karar sayılı ilamı)....
ün 29.01.2016 tarihinde vefatı sebebiyle, mirasçıları tarafından murislerine gönderilen haciz ihbarnamelerin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de şikayet dilekçesinde borçlular tarafından açıkça 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülmediğine göre, borçlular murisinin haciz ihbarnamelerinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 5.06.2015 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Asıl borçlu muris yönünden kesinleşen haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerine yönelik mirasçıların şikayet hakkı bulunmamaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; Bölge Adliye Mahkemesince,...'...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ödeme emrinin şikayet eden borçluya “İncilipınar Mah. 1236/1 Sokak No:4/2 Merkez ...” adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca 06.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet edenin adres kayıt sistemindeki adresinin 03.04.2009 tarihinden beri “İncilipınar Mah. 1236/1 Sokak No:6/2 Merkez ...” adresi olduğu görülmekle ödeme emri tebliğ edilen adresin, borçlunun adres kayıt sistemindeki adresi olmayıp tebliğ işleminin usulsüz olduğu, şikayet eden borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi yeterli olup ödeme emri tebliğ edilen adresin borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı olan adres olmadığının ayrıca ileri sürülmesi gerekmediği, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihinin aksi karşı tarafça yazılı belge ile ispatlanamadığından şikayetin süresinde olduğu anlaşılmakla, şikayet eden borçlu takibin durdurulmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş ise de, takip...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK'nın 155/2,62/1,52/2 ve 51 maddeleri uyarınca mahkumiyet Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinin, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 05/06/2014 tarihinden itibaren ihtarnamede belirtilen 60 ve 3 günlük sürelerin bitim tarihi olan 07/08/2014 tarihi olmasına rağmen, hükümde “10/04/2015” olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda, davacının iş yeri adresi olan Refet Bele Mah., Eskiizmir Cad., No:358- 1, Karabağlar/İzmir adresine çıkartılan ödeme emrinin "daimi çalışan Atakan Günel imzasına tebliğ edildi" açıklaması yazılarak tebliğ edildiği tartışmasızdır. Söz konusu tebligat adresinin, davacının iş yeri adresi olduğu davacının kabulünde olup, davacının tebliğ anında nerede olduğu tespit edilmeksizin, doğrudan daimi çalışan Atakan Günel'e tebligat yapılması Tebligat Kanunu'nun 17. ve Tebligat Yönetmeliğinin 26. maddeleri uyarınca usulüne uygun değildir. Dava konusu tebligat, şeklen geçersiz olduğundan, tebliğ yapılan kişinin davacıya ait iş yerinde çalışıp çalışmadığının ve davacının tebliğ tarihinde iş yerinde bulunup bulunmadığının araştırılmasına gerek yoktur....