Somut olayda, İcra Müdürlüğünün 28/06/2019 tarihli kararı gereğince davacı banka tarafından 03/12/2019 tarihli makbuz ile 19.501,55 TL tahsil harcı yatırılmıştır. 696 sayılı KHK'nın 24/12/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği, borçlunun sorumlu olduğu ancak uygulama ile alacaklı tarafından tahsil aşamasında ödenmesi gereken 492 Sayılı Yasanın 28/b maddesinde düzenlenen tahsil harcından, bankanın muaf olduğu yönünde yasal bir düzenleme bulunmadığı, 492 Sayılı Yasanın 28/b maddesine göre tahsil harcının alacağın ödenmesi sırasında icranın yerine getirilmesiyle doğacağının yasal olarak düzenlendiği, dolayısıyla 696 Sayılı KHK'nın 11. maddesi ile 6219 Sayılı Kanuna eklenen geçici 5. maddesinde 492 Sayılı Kanunun tahsil harcına ilişkin 28. maddesi yer almadığından, davacı bankanın ipotek alacağının tahsili amacıyla başlattığı takipte tahsil harcı alınmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığından karar yerindedir....
Bu kapsamda açılan davada da, 2548 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca cezaevi harcına ilişkin uyuşmazlığın çözümü görevi, idari yargı içerisinde yer alan vergi mahkemelerine ait bulunmaktadır. O halde, mahkemece yargı yolu bakımından dava şartının yokluğu nedeniyle şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin esastan reddedilmesi yerinde görülmemiştir. (benzer mahiyette Uyuşmazlık Mahkemesinin 28/02/2022 tarihli 2021/524 Esas 2022/120 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2022/10372 Esas 2022/8936 Karar sayılı kararı) Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine kamu düzeni yönünden yapılan incelemeye göre, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, HMK'nın 353/1- a/4 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Temlik alacaklısı Standart Varlık Yönetim A.Ş. taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takipte aracın satışı ile tahsil edilen paranın, 5411 sayılı Yasanın 143. maddesi gereğince tahsil harcı kesilmeden kendilerine ödenmesi talebinin reddine ve tahsil harcı kesilmesine ilişkin icra müdürlüğü işleminin iptalini şikayet ettiği, mahkemece ihaleden sonra icra müdürlüğünce KDV tarih ve tahakkukuna ilişkin işlemini vergi mükellefi sıfatı ile yaptığını...
alacaklının ödediği harç miktarı kadar takibe devam hakkı bulunduğu, alacağın tamamı karşılanana kadar gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan tahsil harcını borçludan alma hakkına sahip olduğu bu sebeple davacı yanın 5411 sayılı Bankacılık Yasası'nın 140. maddesine dayanarak tahsil harcına yönelik şikayetinin reddine karar verilmiştir. 5411 sayılı Bankacılık Yasası'nın 140/1. maddesi Fon'un her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğunu düzenlemektedir....
. … ada … parsel üzerinde yapılan konutların devir işlemleri nedeniyle ödenen toplam 450.000,00-TL tapu harcının iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurularının zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen tutarın faiziyle birlikte istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Borçlunun sorumlu olduğu ancak uygulama ile alacaklı tarafından tahsil aşamasında ödenmesi gereken 492 sayılı Yasanın 28/b maddesinde düzenlenen tahsil harcından bankanın muaf olduğu yönünde yasal bir düzenleme bulunmadığı, 492 sayılı yasanın 28/b maddesine göre tahsil harcının alacağın ödenmesi sırasında icranın yerine getirilmesiyle doğacağının yasal olarak düzenlendiği, dolayısıyla 696 sayılı KHK'nın 11. maddesi ile 6219 sayılı Kanuna eklenen geçici 5. maddesinde 492 sayılı Kanunun tahsil harcına ilişkin 28. maddesi yer almadığından, davacı bankanın kredi alacağının tahsili amacıyla başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte tahsil harcı alınmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından şikayetin reddine, davacı banka harçtan muaf olduğundan bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca icra memur işlemini şikayete ilişkindir. 696 sayılı KHK'nın 24/12/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği, borçlunun sorumlu olduğu ancak uygulama ile alacaklı tarafından tahsil aşamasında ödenmesi gereken 492 Sayılı Yasanın 28/b maddesinde düzenlenen tahsil harcından davacı bankanın muaf olduğu yönünde yasal bir düzenleme bulunmadığı, 492 Sayılı Yasanın 28/b maddesine göre tahsil harcının alacağın ödenmesi sırasında icranın yerine getirilmesiyle doğacağının yasal olarak düzenlendiği, dolayısıyla 696 Sayılı KHK'nın 11. maddesi ile 6219 Sayılı Kanuna eklenen geçici 5. maddesinde 492 Sayılı Kanunun tahsil harcına ilişkin 28. maddesi yer almadığından, davacı bankanın kredi alacağının tahsili amacıyla başlattığı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takipte tahsil harcı alınmasında yasaya aykırı bir yön yoktur....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu doğrultusunda icra müdürlüğünce fazla alınan tahliye harcına ilişkin işlemin iptali ile 3. Kira dönemi için yüksek olan aylık asgari kira bedeli üzerinden %2,27 oranı esas alınarak hesaplanan 21.980,60 TL tahliye harcının alınmasına, fazla tahsil edilen tahliye harcının iadesine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; "Şikayetin kabulü ile; İstanbul 24. İcra Müdürlüğünün 2020/1949 Esas sayılı dosyasında fazla alınan tahliye harcına ilişkin işlemin iptali ile 3. Kira dönemi için yüksek olan aylık asgari kira bedeli üzerinden %2,27 oranı esas alınarak hesaplanan 21.980,60 TL tahliye harcının alınmasına, fazla ve mükerrer alınan 21.980,60 TL tahliye harcının iadesine," karar verildiği görülmüştür....
Elektronik ortamda Dairemize gönderilen temyize konu edilen yukarıda esas nosu yazılı dava dosyasının UYAP ortamında yapılan temyiz incelemesinde; dava dosyası içeriğinde yer alan tüm bilgi ve belgelerin elektronik ortama aktarılmadığı, hükmün tefhiminden sonra şikayetçi vekili tarafından süresi içerisinde kararın temyiz edildiğine dair süre tutum dilekçesi verildiği halde, gerekçeli kararın taraf vekillerine, süre tutum dilekçesi ve sunulmuş ise gerekçeli temyiz dilekçesinin şikayet olunan vekiline tebliğine ilişkin tebligat parçalarına dosyada rastlanılmadığı, "dosyaya eklenecek evrak" başlığı adı altında beş ayrı evrak grubu bulunduğu, bunların isimlendirilmediği, sıralı olmadığı,bu dosyalar içerisinde bulunan bir kısım evrakın okunaklı olmadığı, şikayet olunan vekiline ait vekaletname örneğinin bulunmadığı, temyiz başvuru harcı ve temyiz karar harcına ilişkin belgenin olmadığı anlaşılmıştır....
Şikayet, 10.824,54 TL tutarındaki tahsil harcına ilişkindir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin 26/12/2018 karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur. 5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nin 364/1-2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nin 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 18/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....